hesabın var mı? giriş yap

  • mahmood coffee sponsorluğunda gerçekleşir. tabii bardaklar boş.

    açılışı kesin ertem yapar: ''sizin evinizden, sizin salonunuzdan iyi geceler! bu gece uzun olacak!''

    sinan damadı över: ''ben tanıyorum; pırıl pırıl bir çocuktur! geçen papermoon'da beraberdik.''

    ahmet çakar müdahale eder: ''oğlumuz avukat. bu sinan ve ertem beyefendiler ise kalifiye sıvacıdır efendim. bana da ''tinerci'' diyorlar ama inanın hayatımda tiner nedir bilmem. siz beni meczup kabul edin lütfen!''

    rasim; kız tarafının gbt'lerini sorgulatır.

    ertem; müstakbel kayınpederi yağlar: ''sayın cumhurbaşkanımız recep tayyip erdoğan'ın ve milli takımlar teknik direktörümüz yüce insan, ulu bilge sayın fatih terim'in selamlarını getirdim sizlere. ellerinizden öpüyorum babacığım. her yerinizden öpüyorum, her yerinizden!''

    ahmet çakar: ertem evladım; bırak bu işleri! kız istemeye mi geldik 3. köprü temel atma törenine mi geldik?! hasta ve yaşlı bir adamım ben; tansiyonum düşüyor. hadi kızı mı istiyoruz n'apıyoruz; isteyelim gidelim; bir işkembecide kelle paça yapalım hep beraber!

    babanız kızı ister. tabii haliyle kızı vermezler.

    rasim devreye girer: '' haydaaaaa! şu an elime bir bilgi geldi. kayınpeder geçen gün yolun aşağısındaki atılım market'in önüne arabasını paralel bir şekilde park etmiş; dükkana mal gelmiş indirememişler onun yüzünden. ülkemizin ticaret hacmi %0,00000002 oranında azalmış. paralel park çetesinin ihaneti bu! elimde görüntüleri de var! buradan istanbul emniyet müdürü selami altınok kardeşime sesleniyorum. bu kayınpeder hakkında gereken yapılsın! eski türkiye zihniyeti bunlar!''

    ahmet hoca da kapanışı yapar:

    - bu geceden rahatsızım beyler! yönetmenimiz ahmet; evladım ışıkları karart, alttan da benim müziği ver! love story! elit bir beyaz amerikalı ailenin hukuk tahsili yapmış, eli yüzü düzgün, son derece beyefendi oğlu; orta halli bir ailenin güzel kızına aşık olur. fakat kızın babası masondur. olabilir de; masonluk ayıp bir şey değil beyler! ama bize bir kahve bile vermediler. bakın elimizdeki bu bardaklar boş. dolu tarafını göreyim dedim ama olmadı. kız istemeye mi geldik, tanıtıcı reklam çekmeye mi geldik belli değil! yazıklar olsun! bakın dalganıza! evladım; gel sen de bırak bu kızı; sana rossy de palma'yı alalım. söz veriyorum düğününüzü de ben yapacağım be!

    bu sözler üzerine abdülkerim durmaz da ''ne dediğini pek anlamadım ama ahmet hoca çok haklı!'' diyerek hoca'yı şap şup öpüp kavilleşir.

    sonunda müstakbel kayınpederi de delirtirler muhtemelen:

    - beyler bitti mi?! bittiyse ben de bi' konuşayım! şu deminden beri söylediklerinize baktım da; bu ekibe kız değil keçi bile vermem! keçi deyip geçmeyin; çok hisli hayvanlardır. öyle ot yediğine bakmayın; küstü mü ömür billah yüzünüze bakmaz; üstünüzü çizer! böyle bir ekip benim kızımı istediği için bana da yazıklar olsun!

  • malzemeleri aynı malzemelerden yapılan omletle aynı bile olsa tadı farklı olan yumurta. aynı zaman çok basitçe yapılabilen ve inanılmaz lezzetli olan bir yumurta pişirme şekli.

    malzemeler:

    - kırmızı köz biber
    - yeşil biber
    - sarımsak
    - mantar
    - jambon, salam, sosis, kavurma, biftek artık aklınıza ne geliyorsa herhangi bir et (opsiyonel)
    - mozzarella, beyaz peynir, kaşar vs keyfinize göre peynir
    - türlü türlü baharat ve soslar
    - yumurta

    ben sulandırdığı için domates eklemeyi pek sevmiyorum fakat domates de çok yakışıyor, aynı şekilde soğan da yakışıyor fakat soğan kullancaksam menemen yapmayı tercih ederim.

    fırını 180-200 dereceye ayarlayıp fırın ısınırken tüm sebzeleri küçük küçük doğradıktan sonra az biraz zeytinyağı ile ısıttığımız tavada hepsini hafifçe ölene kadar çeviriyoruz. sebzeleri iyice pişirmenize gerek yok zaten fırına girecekler. sebzeler dilediğimiz kıvama gelince hepsini toprak bir kaba veya derin olmayan bir borcama (borcamların kapakları bunun için ideal) alıyoruz. -eğer et istiyorsanız eklemeniz gereken yer burası, şarküteri ürünlerini pişirmeden kullanabilirsiniz direk biftek vs kullanılıcaksa önceden bir pişirme işlemi gerekebilir- rendelediğiniz veya küçük parçalara ayırdığınız peynirleri de malzemelerin üzerine serptikten sonra dilediğimiz baharatları atıyoruz. ben muskat, karabiber, pul biber, zerdeçal, yenibahar ve tuz atıp üzerlerine de heinz peppery habanero döküyorum. sonra malzemelerin miktarına göre yumurtaları kırıp önceden ısıtılmış fırına koyup pişmesi için 8-10 dakika bekliyorum.

    eğer izmirde yaşıyorsanız veya dondurulmuş boyoza erişiminiz varsa yumurta ile beraber aynı fırına 2 de boyoz atarsanız bu lezzetli yumurtalı kahvaltının vereceği keyfi 3'e 5'e katlayabilirsiniz. boyoz da aynı yumurta gibi 8-10 dakika içinde pişmiş olur. yanına da ev yapımı limonata ile harika bir kahvaltı olabilir. sonuç olarak şu ve bu şekil güzel manzaralar elde ediyoruz.

    15 dakikada ev yapımı limonata tarifi için (bkz: #61421442)

  • bunu yazandır:

    "sana takıldım, peşinden koştum diye kendini bi bok sanma be bebeğim.çocukken de 'sinek ilacı' aracının peşinden koşardım, anlatabildim mi ;)"

    anlatabildim mi?

  • şahısların şahıslara karşı işlediği suçlara mağdurun rızası olmadan af getirilmesine karşıyım. düpedüz adaletsizlik haksızlıktır.

    biri beni öldürecek ben ölüp gideceğim sonra katilimi affedecekler. inandığınız allah'tan hakettiğinizi bulmanızı diliyorum.

  • abi dusunuyorum bizi bayrak krizidir isiddir. akp li kurmaylarin her gun verdikleri fantastik beyanatlardir. her tarafimizi cevreleyen suriyeliler vs vs bin bir turlu sorun kafayi yedirtecek. acaba norveclilerin sorunlari nedir diye merak ettim.

    girdim baktim bi haber sitesine. adamlarin haberleri soyle.

    bilmem kac yasinda gencimiz satrancta derece yapti.

    gocmenler ve yerel halk birlikte bir daga tirmanmis.

    kralice birlesmis milletlerde konusmus filan.

    abi cennet gibi ya ne olurdu beni de alsaydilar oraya..

    edit: allah askina buraya gelip sokakta dilenen adamla 2 yabanci dili olan universite ogrencisi olan benim oraya gitmem niye ayni olsun. ben gidersem sadece devletten para dilenip tuketici mi olacagim?

    www.thelocal.no dan gorulebilir.

  • konser verdiğinde resmi tatil olan tek rock grubu. show must go onnnn!!!

  • yaz okulu.
    patoloji laboratuvarındayız. mikroskopta incelediğimiz preparatları, defterlere çizmemiz, beş bin tarafından ok çıkartıp neyin ne olduğunu yazmamız gerekiyor falan. ben de baktığım şeyi zinhar çizemiyorum, öyle bir sakatlığım var. önlük giymek zorunlu fakat yaz okulu olduğu için biz gittiğimiz şehre önlük almamışız yanımıza. ben birilerinden rica ettim, buldum bir şekilde. başka kimsede yok.
    asistan bir şeylere sinirlendi, artık gözüne çarpan her türlü eksikliği yüzümüze vuruyor.

    + ciddiye almazsanız, ciddiye alınmazsınız! kimsede önlük yok. bir şu bayan arkadaşınızda var.
    bana dikkatle bakıp, yüzünü buruşturuyor
    +ama... anlaşılan o da başkasından almış. üç beden büyük, içinde kayboluyor
    daha da sinirleniyor.
    + kalem getirin, defter getirin dedik. defteri olanın kalemi yok, kalemi olan ilkokullu gibi çizgili defter getirmiş. kimse çizmiyor!
    gözü benim masama takılıyor,
    +bir şu bayan arkadaşınızı gördüm çizerken!
    yanıma geliyor, deftere bakıyor. bende de çizim yok. ''böyle bulut bulut gibi bi şeyler varsa o tüberküloz, bilezik gibi şeylerin olduğu ruam, preparatın dışından bakınca gölgeler varsa fibrinli pnömoni...'' gibi kopyalar yazmışım.
    +ama... anlaşılan yine umduğumu bulamadım!
    ikidir adama benden tiksinecek malzeme verdim. yanımda durdu, devam ediyor.
    +bir ciddiyetsizlik hakim. utanmasanız terlikle falan geleceksi...
    yere bakıyor, susuyor. ayağımdaki terlikleri fark etmiş tam o an.
    +arkadaşım senin amacın ne?
    -hocam havuza düştüm de ayakkabılar ıslak o yüzden ben de mecburen terlik giymek zorund...
    +hayır üç oldu, hep sen. buraya bana tepki olarak mı geldin?
    -yok hocam...
    +bakın! son kez söylüyorum! yarın kimse önlüksüz, kalemsiz, deftersiz ve (bana dönüyor) ayakkabısız gelmesin!

  • manavgat'a tatile gittiniz, orman yangını başladı, karnınız acıktı ve yemek yiyorsunuz. birileri de çıkıp insanlığınızla ilgili enteresan çıkarımlarda bulunuyor. ah vah edip izlemekle, yemek yiyerek izlemek arasındaki fark nedir? koca orman yanarken bu insanlardan ne yapmalarını bekliyorlar acaba.

  • kedi bir candır. bir can ölünce her insan üzülür.
    bu kime acayip geliyorsa önce insanlığının yerinde olup olmadığına bakmalıdır.