ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
acemi asker komutan diyalogları
-
ilk zamanlarda yaşanan bir telefon konuşması;
beholder: alo
ast: astsubay cafer ( agzinin içinde geveleyerek)
beholder: kim?
ast: astsubay cafer ( istifini bozmadan)
beholder: tane tane söyle anlamıyorum
ast: as subay ca fer
beholder: tamam, ne oldu?
ast: sen kısa dönemsin di mi?
beholder: evet!?
ast: uzun dönemlerden birini çaar bakıim.
beholder: olur (yüzzüsce)
sözlükçülerin en iyi 5 bilgisayar oyunu listesi
-
(bkz: fifa 2000)
(bkz: fifa 2001)
(bkz: fifa 2002)
(bkz: fifa 2003)
(bkz: gta vice city)
2004 yılından sonraki hiçbir oyunu bilgisayarım kaldırmadı :(
ilişkilerinde strateji kaygısı gütmeyen insan
-
benim yanımda esamesi bile okunmayacak insandır.
ben kim miyim?
"ilişkilerinde strateji kaygısı güdemeyen insan."
ne yazık ki..
iyi adamım, hoş adamım ama konu karı kız olunca benden daha iradesizi, benden daha kaypağı, benden daha beceriksizi yok maalesef.
yoksa ben istemez miyim karşımdaki hatuna bir kasparov edasıyla yaklaşmayı. barda bir kızla tanışmaya çalışırken " l şeklinde gitmeyi. "
ama yok işte olmuyor. ne yaparsam yapayım, sizin kadar ıssız olamıyorum..
2 haftadır bir kızla görüşüyorum. sevgililik arkadaşlık arası bir yerdeyiz.
son buluşmamızda saçma bir sebepten ötürü, biraz gergin vedalaştık.
haklıydım ve ilk mesajı o atmalıydı..
yazmadım, aramadım..
"sigara içmeden yapamam, orucu bozarım" diye ateist olmuş bir adamım ben, mesaj atmadan ne kadar dayanabilirim?
bu iradesizliğimi bildiğimden, mesaj atmamak için numarasını sildim.
yetmedi..
arama kayıtlarını, mesajları, herşeyi. o mesaj atınca tekrar kaydederim diye düşünüp, numarayı bilinmeze yolladım.
artık istesem de mesaj atamaz, ölsem de arayamazdım..
dakikalar geçti, saatler geçti.. yazmadı. aramadı..
çünkü o haklıydı ve ilk mesajı ben atmalıydım..
belki whatsapp mesajlarından silmemişimdir - olumsuz.
taslaklarda falan mesajı kalmıştır - olumsuz.
cevapsız çağrılar - olumsuz.
çaresiz facebook'a girip mesaj attım.
" yavrum telefonu düşürdüm ekran falan gitti, kardeşimin telefona taktım şimdi. numaranı bulamıyorum. seni arayamıyorum. beni arar mısın? seni özledim. özür dilerim. "
amfetamin
-
70 li yıllarda üniversite öğrencilerinin sınav öncesi alarak sabahlara kadar ders calışmalarını sağlayan,çalışırken okuduğunuz herseyi anında öğrendiğiniz hissi veren ama etkisinin ne zaman gececeğini bilemediğiniz için tam sınav baslarken veya sınavın ortasında bir anda üzerinizden 8-10 tane tır gecmiş hissi ile bitiren ve hiç bir bok yapamadiğiniz hatta sınav kagıdına isminizi bile yazamaz hale getiren kimyasal. 1980 li yılların baslarına degin ülkemizde yasal olarak eczanelerde satılan ve aspirin alır gibi alabildiğiniz bir ürün idi.daha sonra yasaklandı.su anda ilaç olarak bile yurda sokulması ve kullanılması suctur.ayrıca bazı türevleri cok ciddi istah kesici özelliğe sahip olduğu için diyet amacı ile kullanılmış ve sonunda anoreksik olumlere yol actığı ve psikolojik ve fiziksel bağımlılık yaptığı için yasaklanmıştır.allahtan o yıllarda gunumuzde olduğu gibi toplumumuzda bir diyet manyaklığı yoktu ve cok sınırlı zararlar verebilmişti.eger 90 lı 2000 li yıllarda kullanımda olsa idi ve eskisi gibi eczaneden aspirin alabilir gibi alınsa idi neler olabileceğini hayal bile edemiyorum. (bkz: bir neslin narkoman olması)
ateistlerin yardım kültürünün olmaması
-
ateistler yardım derneği adı altından milleti kandırıp soymak yerine, çevresindekilere, yardıma ihtiyacı olanlara ve sevdiklerine yardım etmeyi tercih ettikleri için böyle oluşumları içine girmemişlerdir. zaten ateist bi platformun kurulmasının ölüm fermanına eşdeğer olduğu ülkelerde bu hepten çılgınlık olurdu.
i. melih'in tersten okunuşu
-
enteresan subliminal mesaj. adeta evrim teorisini çürütecek türden bir tesadüf.
(bkz: ateistler hadi bunu da açıklayın)
edit: işgüzar sözlük moderasyonu sayesinde anlamı kalmamış tersten okunuş. bu başlık açıldığında i. melih'in tersten okunuşuydu. sağolsun başbakanlık ekşi sözlük dairesi başkanlığı çok yerinde bir düzeltme yaparak türkçemizi kurtarmış oldu.
edit2: geç de olsa düzeltilmiş, buradan kendilerine yakarışımı duydukları için teşekkür ediyorum. moderasyon çalışıyor.
lise öğrencisi askere özel zırh tasarladı
-
ticaret meslek lisesinden mit'ye geçmek isteyen bir ergenin tasarladığı zırhtır.
nash dengesi
-
basit bir şekilde ifade etmek gerekirse, hiç bir oyuncunun pozisyonunu değiştirmek için "incentive"i bulunmadığı denge noktasıdır.
mesela uzun uğraşlar sonucunda (a,a,a) konumuna geldiniz, eğer bütün oyuncular bulundukları yerden memnun iseler, oyun burada bir dengeye gelmiş demektir. bu dengeye nash dengesi denilmesinin sebebi ise bu denge şeysini nash isimli paranoyak bir iktisatçının bulmuş olmasıdır, yoksa nash'in hiçbir özel anlamı yoktur, tıpkı pareto optimumundaki paretonunda hiç biz özel anlamı olmaması gibi. bugünlük bu kadar.
14 eylül 2014 trabzonspor fenerbahçe maçı
-
biz bu takımlara olan sevgimizi metin oktay'dan, lefter'den, baba hakkı'dan aldık. çocukluğumuzda sokak aralarında top oynarken, sert bir şut çekip gol atınca "hamiiii" diye; frikikten gol atınca "prekaziiiii" diye; çalım atıp da gol attığımızda "rıdvaaan" diye; gol kurtardığımızda "schumacher" diye sevinç naraları attık. hangi takımı tuttuğumuzun önemi yoktu. sonraları hayatlarımıza aziz yıldırım'lar, ünal aysal'lar, demirören'ler, hacıosmanoğulları, melo'lar, emre'ler, volkanlar girdi. futbol bütün masumiyetini kaybetti. şu geldiğimiz hale bakın. bu durumdan memnun olup da hala futboldan zevk alan varsa gölge etmesinler başka ihsan istemem.
abi beni müdür yap
-
bekleyemem yıllarca ben
master'ım imperial kolejden
terfi etmeliyim şimdi hemen
abi beni müdür yap
mağdurum ben ezelden
başörtüm versaceden
liyakat falan demeden
abi beni müdür yap
ebru gündeş'in 400 bin tl'lik kışlık alışverişi
-
bizdeki kışlık hazırlık 15 kg menemenlik domates, kurutulmuş biber ve turşu malzemeleri olarak 150 -200 tl ancak tutmuştur. bu işten de karlı çıktık.
(bkz: allaha şükür)
trendyol
-
temel parmağını camla kesmiş.telaşla, yeni kurulan aile hekimliği merkezlerinden birine gitmiş. içeri girince, malum iki kapı çıkmış karşısına:
birinde “hastalıklar”, diğerinde “yaralanmalar” yazıyormuş.
durumuna uyan “yaralanmalar” kapısından içeri girmiş.
önünde yine iki kapı belirmiş: birinde “kanamalı” diğerinde “kanamasız” yazıyor. “kanamalı” kapıdan girince iki kapı daha: “hayati önemde olan” ve “hayati önemde olmayan”.
hayati önemde olmayan yazılı kapıdan girince kendini sokakta bulmuş.
evde sormuşlar:
-temel sana iyi baktılar mı?
-hiç bakmadilar ama organizasyon müthiş!
işte bir sorunla karşılaştığınızda trendyol'un çözüm stratejisi de aynı bu fıkradaki gibi... canlı yardımdan, trendyol asistandan elli yere bağlanıyorsunuz ama çözüm yok.