hesabın var mı? giriş yap

  • tüm yazar arkadaşlara duyurumdur. böyle bir durumla karşılaştığınız anda mağaza ekibinden önce 155'i arayıp polis talep edin ve ne olursa olsun mağazadan ayrılmayın. görevli polis ekipleri nezaretinde üzerinize atılı suçlamayı ve tahkikatı sürdürün. sonuç olarak sizden kaynaklı bir suç olmadığından dolayı görevli polis ekiplerinin olayı tutanak altına almasını isteyin. ardından mağazada görevli yönetici kadrosundan şikayetçi olun. tüm mağazalarda bu şekilde uygulamayı yapın lütfen. 7 sene türkiye'nin en yoğun satış yapan perakende giyim mağazasında çalışmışlığım var lütfen kendinizi ezdirmeyin.. kimse yargıç polis değil sizi zan altında bırakamaz çok ağır yaptırımları var ve bu diğer güç budalası yöneticileri dizgineler. makul şüphe ile müşteri aranmaz hiç bir kurumsal şirkette durdurun arayın bakın demez. güvenlik yada polise haber verin der. durdun dahi demez arkadaşlar

  • http://www.sozcu.com.tr/…-iflas-etmek-uzere-899781/

    medical park'ın arkasında emine erdoğan, medipol hastanesinin başında rte'nin kankası, sürekli büyüyen acıbadem başında rte destekli mıhmıt ili iydinlir olmasından dolayı devlet hastenelerini birer birer zayıflaştırıp özele özendirme, özele yönlendirme çok da şaşılacak bir şey değil.

    ama çok şükür yollar duble.
    amk.

  • büyük düşünür, yüce filozof sinan engin'in; "tokyo ne kardeşim! ne başarısı var. ne yapmış biri bana anlatsın yani, ne yapmış.." şeklinde inanılmaz temellere dayanan açıklaması..

    bir tarafta 2012 olimpiyatlarında 7 altın, 14 gümüş, 17 bronz toplamda 38 madalya alan japonya, bir tarafta 2 altın, 2 gümüş, 1 bronz toplamda 5 madalya alan türkiye.

    kısaca; başkaları adına utanmak

    edit; efes darth uyardı. bizim 1908 den beri katıldığımız olimpiyatlarda toplam madalyamız 88 adamlar geçen sene 39 tane toplamış toplamda 139 altın 435 madalyaları varmış.

  • yüzde 90'ı tahıl ürünlerine dayalı, protein fakiri, vücudun ihtiyaçlarının karşılanmasına değil, doymaya odaklı beslenme tipi. sonuç ince kemikler, dayanıksız iç organlar, kronik yorgunluk hali.

  • daha önce kimsenin aklına gelmemiş bir fikirle çıkagelmek bu işler içinden en zor olanıdır.

    evet yaratıcı olmak zor bir şeydir ve herkes yaratıcı olamaz. bu zaten bilinen bir şey. ama mesele yanlış anlaşılmasın, durum yaratıcı olmanın zorluğuyla ilgili değil, insan sayısının çokluğuyla ilgili bir durum.

    insanlar genelde milyon, hele milyar gibi büyük sayıların ne denli büyük olduklarının farkında olmazlar. çünkü bu tür sayıları gerçek hayatta gerçek karşılıklarla görmeyiz. bu sayılar bizler için birer sembol, birer istatistiktir. mesela bir milyonun ne kadar büyük olduğunu algılayabildiğimizi sanarız çünkü o paraya mesela bir araba satın almışızdır. ama esasında bir milyonu sadece banka hesabımızdaki bir sembol olarak görürüz ve büyük bir sayı olduğunu düşünmemizin sebebi de onun hakikaten de ne kadar büyük olduğunu görmüş olmamız değil, o parayı kazanmak için zorluk çekmiş olmamızdır. hadi diyelim ki bir milyon lira parayı fiziki olarak elimizde tutuyoruz, o zaman da en fazla o bir milyon lirayı 100 veya 200 liralık banknotlar halinde görmüşüzdür. şu koca sözlükte bir liralık bozuk paralarla bir milyon lira görmüş biri olduğunu sanmıyorum.

    yüz bin nokta içerdiği belirtilen bir görsel

    bunun yanı sıra, insanlar milyon ile milyar arasında ne denli büyük bir fark olduğunu da genellikle idrak edemezler. birçok kişi için "sekiz milyar insan" cümlesi basit bir istatistikten ibarettir. cümlenin ağırlığını idrak etmez çoğu kişi. çünkü her nedense milyon ile milyar arasındaki fark sanki yüz bin ile bir milyon arasındaki farkmış gibi algılanır. insanlar bir milyarı bir milyonun on katı zannediyor demeye çalışmıyorum, yanlış anlaşılmasın. sadece aradaki devasa farkı oturup düşünen az insan olduğunu söylemeye çalışıyorum.

    bu konuya bir örnek vermek istiyorum.

    oturup hiç durmadan her saniye bir sayı ilerlemek üzere bir milyona kadar saydığımızı düşünelim. bu durumda bir milyona kadar saymak toplam 12 günümüzü alacaktır.

    ama eğer aynı şeyi bir milyar için yapmak istersek, bir milyara kadar saymak toplam 31 yıl 8 ay sürer. hatırlarsanız dünyada 8 milyar insan var demiştik. her saniye bir kişiyle tanışsak dünyadaki bütün insanlarla tanışmamız toplamda 253 yıl 4 ay sürer.

    ayrıca 8 milyar insan da sadece şu an hayatta olan insan sayısı. mesela 1900 yılında hayatta olan bir milyar 600 milyon insan vardı ve bu insanların hiçbiri bugün hayatta değil, çünkü günümüzde hayatta olan en yaşlı insan 1907 doğumlu. muhtemelen birkaç kişi hariç 1800 yılında hayatta olan kimse de 1900 yılını görmedi. bu şekilde ekleme yapa yapa hiç değilse milattan sonrası için 8 milyar sayısına birkaç milyar daha ekleme yapmak mümkün.

    şimdi biraz düşünelim:

    bu milyarlarca insanın her birinin düşünmek için bir ömür zamanı, her birinin aklından geçen milyonlarca fikir olduğunu hayal etmeye çalışmak bile insan algısının dışında bir şey. nicelik olarak idrak sınırlarımızın dışında bir şey bu kadar insanın aklından geçen milyonlarca düşüncesini hayal etmeye çalışmak.

    iddia ediyorum, bir deney yapsak ve bu deneyde sadece şu an hayatta olan bütün insanlara hiçbir sınır veya bağlam zorunluluğu getirmeden orijinal bir aforizma uydurmasını söylesek, ortaya diğerleriyle tıpa tıp aynı şeyi söyleyen binlerce insan çıkacaktır.

    aforizma durumunda aforizma bir miktar sınırlı bir alan olarak görülebilir ama hayatı boyunca düşünen milyarlarca insanın hayal gücü de sadece tek bir konu üzerine düşünerek geçmediği için birçok konuda daha önce kimsenin düşünmemiş olduğu bir fikirle ortaya çıkmak çok zordur.

    mutlaka bir arkadaşınıza gidip "şöyle şöyle olayların yaşandığı bir film olsa ne güzel olurdu" dediğiniz ve "ya öyle bir film var zaten ismi de şu" cevabını aldığınız bir anınız vardır. öyle bir film var, çünkü olmaması daha mantıksız olurdu.

    o yüzden çok beğendiğiniz bir fikri daha önceden birinin bulmuş olmasına üzülmeye gerek yok. çünkü daha önce birinin bulmuş olması üzülünecek bir şey değil, daha önce birinin bulmamış olması sevinilecek bir şey.

  • şurada rastladığım olay.

    özetle, sınıf annesi, sevda öğretmene öğretmenler günü için sınıfça pahalı bir markanın montunu aldırır. ali kaan adlı çocuğun velisi inci hanım hediyeye katılmaz. çalıştığı yerden izin alamadığı için sınıfta yapılan öğretmenler günü kutlamasına da gelemez. öğretmen whatsapptan veliye "çıkarttığınız problemden dolayı üzgünüm" şeklinde mesaj atar. ardından, önceden hiçbir problem yaşamamış çocuğun "uyumsuz ve arkadaşlarına kötü örnek olduğu" gerekçesiyle sınıfının değiştirilmesine karar verilir.

    görsel

  • zeytinyağı kurur, yapış yapış olur. onun yerine castrol magnatec dökmek daha mantıklı. molekülleri fay hattına bir mıknatıs gibi yapışır, senelerce kaygan kalır orası. küçük faylara da idarelik wd40 sıkabiliriz.