hesabın var mı? giriş yap

  • 2016 1.6 dizel 130 hp cvt qashqai, sıfır aldık şu an 111 binde
    (işimden dolayı çok fazla lüks arabaya bindim, hatta bazı markaların tüm segment arabalarına, ya bindim ya da kullandım.o yüzden bence yorumlarım tarafsız.)
    artıları:
    yakıt ortalama şehir içi 6.8 lt yakıyor, şehirler arası sabit hızda giderseniz 4,5-5,5 lt arasında oynar(yol eğimine ve süratınıza bağlı ben bi ara 110 la klima açık 4’ün altına düşürdüm) 170 180 klima açık giderseniz 5,5-6 lt yakar.
    bence atik bi araba torku yüksek ve hafif(alüminyum şase).
    mekanik veya elektronik bir problem yaşatmaz.
    cvt kullanmayı biliyorsan zevkli bir araba.(daha eski modellerin cvtleri kötü bu arada nissanın)
    görüntüsü eskimeyen bir kasa, yakışıklı tipi var.
    iç mekan malzemesi bence senesine göre iyi.
    ekran da senesine göre kullanışlı iyi.(vw passatlaeı düşünürsek eğer veya bmw nbtlerini)
    cam tavan çok büyük arkada oturan için nimet bence açılır cam tavandan daha iyi, açılır cam tavan çok kullanışsız.
    arka diz mesafesi bence yeterli 1.80 boyum var bir problem yaşamadım arkada seyahat ederken

    negatif:
    ses yalıtımı kötü(motor sesini çok duyarsınız)
    ses sistemi ortalama
    iç mekan tasarım fena değil ama rakiplerine göre kötü
    (yeni kasaları güzel)
    süspansiyon çok sert bende 19 inch jant var daha da beter halde yolda her şeyi hissediyorum.
    farları çok kötü gece yolu hiç aydınlatmıyor.
    bagaj rakiplerine göre küçük.

  • bence otobüs durağının rızası var; hiç tepki vermiyor.

    edit; başlığı açan, benim entrymden (ç)alıntı yapmış ama olsun onu da beğenin.

    tanım; son kelimesinde "d" harfinin fazlalık olduğu başlık.

  • bir şehit ailesinin yalandan baygınlık geçirdiğini düşünebilenler olduğunu bize göstermiş ailelerdir.

    kendimden örnek vermek istemiyorum, istemem hiç.
    yalnız allah evlat acısıyla terbiye etmesin be hacı.
    sen gel vazgeç bu yalandan bayılma teorinden. ayıp oluyor bak.
    hele bugün yapma şu trollüğü, ne olur?
    olmaz mı?

    zorunlu ekleme: böyle utanç verici bir başlığın ilk entrysi değildi elbette yazdığım. ama ilk entrynin bir şekilde silinmiş olması söylediklerimi geçersiz kılmıyor. öyle.

  • kalan bu dört bölümünde aşağıdaki noktaları aydınlatması gereken dizi;

    1) hayalet'in free shop'çı arkadaşı kim..
    2) bahar şimdi napıyo, atarlı oğlu sbs'yi kazandı mı.
    3) şevket'in oğlu reşat şimdi nerde.. babası nafakasını düzenli olarak yatırıyor mu.

    gerisi sikimde değil.. bu üçünün akıbetini merak ediyorum.

  • fatih sultan mehmet köprüsünde motosikletinin ön tekerini kaldırıp gitmeye çalışırken köprü korkulukları ile bariyer arasına savurulup olay yerinde hayatını kaybetmiş sürücüdür. motosiklet kazadan sonra tam 250 metre sürüklenmiş.
    böyle insanlara üzülemiyorum, hiçbir trafik canavarının ölümüne üzülemiyorum elimde değil.
    neyse ki, başka birine sebep olmadan sadece kendi gitmiş. allah rahmet eylesin ne diyelim.

    kaynak

    ek: instagram hesabı tespit edilmiş, paylaşımları zaten fazla söze yer bırakmıyor. adam bildiğin elinde bombayla yaşıyormuş, neyse ki başkasına atamadan üstünde patlamış: https://www.instagram.com/bygastroo/

    not: çok bilmişlere ithafen. çocukken ailesinin yarısını bir trafik magandası yüzünden kaybetmiş insanım. nefret de kusarım içimi de kusarım. gram acımam böylelerine. ondan ne farkın kaldı demiş, kimsenin hayatını tehlikeye atmamak olabilir mi mesela? bu magandalar sizin ailenize de dokunsun da sonra sevgi pıtırcığı olun.

  • görsel

    kız mı dersine çok iyi çalışmış? yoksa siz bu kızın tıp ile alakası olmadığını anlayamayacak seviyede misiniz ?

    ameliyata girip dikiş atması, belki daha bilinmeyen şeyler

    biz konudan anlamadığımız için eve tamirci çağırıyoruz, gelen adamın eksik iş yaptığından huylanıp tribe girip ulan bunun böyle olmaması lazımdı herhalde diyoruz, bu sefer işten anlayan birisi gelince, evet yanlış yapılmış kim bu usta? böyle kablomu bağlanır diyor.

    biz bile yeri geliyor anlamadığımız konularda bile huylanırken yıllarca bunun okulunu okuduk diyen siz nasıl anında durumun farkına varmıyorsunuz? hiç mi mesleki sohbet olmadı aranızda?

    eve boyacı geliyor , fırçayı tutma şeklinden bile hemen anlaşılıyor amatör olduğu.

    lise mezunu kız üç beş kitap okuyup, kendini zeki sanan adamlarla aylarca dalga mı geçti?

    o zaman tıp okumak zor değil?

    ya da…

    o bizim meslektaşımız diyip ( burda yine doktor olmadığını anlayamıyorsunuz) eksikliklerini hatalarını açıklarını görmezden gelerek meslektaşçılık yapıp ses çıkartmadınız? e bide karşıdaki kız olunca kapılar açıldı?

    irdelenmesi ve incelenmesi gereken çok şey var.

  • ülkenin muhafazakarından kendini seküler olarak adlandıran kemalistine kadar her grubun içinde o kadar yoğunlukta bir gerizekalı kitle var ki her geçen gün yok ya bu kadar da olamaz falan diyorsun ama bu mallar seni şaşırtmaktan bıkmıyorlar.

  • gecelerim carpan kocaman bir yurek gibi. gecelerim aysiz, pencereden suzulen gri isiga gozunu kirpmadan bakiyor. gecelerim agliyor. yastigim nemli ve soguk. gecelerim beni yokluga itiyor.

    seni ariyorum. yanimdaki dev bedenini, solugunu, kokunu ariyorum. neredesin? bedenim su sakat kulce, senin sicakliginda biran kendini unutmak istiyor. gecelerim pacavraya donmus yurek. beni askla tutusturuyor. ama senin eksikligini cektigini biliyor ve bu gercek karanlikta bir bicak gibi parliyor.

    gecelerim sana ucabilmek, seni uykunda sarmalayip bana getirebilmek icin kanatlari olsun istiyor. ama gecelerim her turlu yasak oldugunu ve duzensizlik yarattigini biliyor. gecelerim senin ve benim hazza eristigimizi gormek icin rontgencilik yapmak istiyor ama bedenim birkac sokagin ya da adi bir cografyanin bizi ayirdigini anlamiyor. bedenim gecenin ortasinda senin golgeni gorememekten dolayi acidan cildiriyor.

    bedenim uykunda sana sarilmak istiyor.
    bedenim gece uyumak ve karanlikta senin opusunle uyanma istiyor.
    gecelerim bundan daha zalim bir dus tanimiyor.

  • aziz nesin dost ağırlamada, yedirme içirmede, ikramda bonkör bir adamdır.
    fakat, çöpe giden bir pirinç tanesine bile üzülür.

    nesin aynı zamanda çok cimri bir adamdır. cimriliğini kendisi ilan etmiştir:
    "ben çok cimriyimdir. bu cimrilik emeğe saygımdandır" diyerek cimriliğinin nedenini açıklar. emek aziz nesin için "kutsaldır".

    tan gazetesinde köşe yazarı ve muhabir olarak çalıştığı yıllarda 50 lira maaş almaktadır.

    geçim sıkıntısından "al takke ver külah" yaparken bir tanıdığına 50 lira borçlanır.
    bu ay olmadı gelecek ay derken... alacaklı bir gün iyice sıkıştırır.

    aziz nesin adama; " yarın saat 11:00'de gel paranı al" demiş bulunur.

    borcunu ödemesinin tek yolu; çalıştığı tan gazetesinin patronu halil lütfi'den avans almaktır.

    patron, aziz nesin'den daha cimri, aynı zamanda huysuz bir adamdır.

    fakat, cimriliğinden dolayı aziz nesin'i çok sever. nesin, gazetedeki mürekkep hokkasına özel kalemini batırmış adam değildir.
    mürekkep uçar diye, hokkanın ağzını açık bıraktığı hiç görülmemiştir.

    herhangi bir nedenle, gazetenin tek yaprak kağıdını özel işi için kullanmamış, gazetede kullandığı her eşyayı gözü gibi korumuştur.

    aziz nesin aynı zamanda çalışkan, okunan ve sevilen bir yazardır. bir gazete patronu böyle bir adamı sevmesin de kimi sevsin?

    ***

    aziz nesin, alacaklısı geleceği gün saat 10:00'da, patronu halil lütfi'nin odasına gider:
    - efendim, birisine 50 lira borcum var. buraya gelecek. bu ay ki maaşımı avans olarak verin de adama borcumu ödeyeyim.
    - ne zaman gelecek adam?
    - saat 11:00'de.
    - 11:00'de gel al parayı.
    - saat 10:00 zaten. adam az sonra gelir. parayı şimdi verin de adam gelince mahçup olmayayım.
    - 11:00'de gel 11:00'de.
    - neden illa ki 11:00?
    - yav aziz; saat 11:00'e kadar bakarsın adam ölür, ben sana parayı vermekten kurtulurum. bakarsın sen ölürsün, ben yine parayı vermekten kurtulurum.
    - efendim; bende bu şans varken ne adam ölür, ne ben ölürüm. siz ölürsünüz ben parayı alamam. şimdi verin şu parayı.