ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
rüyalarımı çaldınız diyen isveçli kız
-
türkiye'ye geldiğinde "kabuslarımı geri verin" demesi muhtemeldir.
abd'de bıçaklı afganın polis tarafından vurulması
-
orası afganistan değil maalesef . leş şiddet kültürünüzü alıkoyacağınıza oraya taşımaya çalışıyorsunuz. değişmek yerine sığındığın adamı değiştirmeye çalışıyorsunuz.
bize vize vermek için 100 takla attırırlar . ne kadar gebeş kaplumbağa varsa güle oynaya alırlar . onlara da müstehak diyecem de giren bize girmiş.
mars'ta tanrıdan mesaj bulunması
ab'nin türkiye'yi reddetme lüksü yok
şehirlerin cinsiyeti
-
bursa için konuşmak istemiyorum. sevdiğimiz bir şehirdir.
comfortably numb
-
ben geldim!
var mı içerde biri?
duyuyorsan beni başını salla sadece...
acaba var mı biri evde?
hadi... yapma ama böyle!
duydum ki keyfin değilmiş yerinde...
acını hafifletebilirim istersen,
ayaklarını bastırabilirim tekrar yere...
sakinleşsene!
biraz bilgiye ihtiyacım var öncelikle,
sadece basit gerçeklere:
acıyan neresi göstersene...
aslında acımıyor hiçbir yerim...
ama sen kaçırıyorsun dumanını ufukta kaybolan geminin
artık sadece dalgalarla boğuşarak kurtulabilirsin!
dudakların kıpırdasa da duyamıyorum ne dediğini...
çocukluğumda... bir gece ansızın fırlamıştı ateşim...
ellerim büyümüş, büyümüş... ve taşlaşmıştı sanki!
aynı duyguyu yine hissediyorum şimdi...
açıklayamam, açıklasam da sen anlayamazsın nedenini
hem zaten ben hep böyle değildim ki...
son zamanlarda halinden memnun bir uyuşuk oluverdim...
tamam... peki!
sadece ufacık bir iğne deliği,
ve sonra geçecek hepsi!
ahhhhhh!
ama kendini biraz kötü hissedebilirsin...
ayağa kalkabilecek misin?
sanırım işe yaradı. iyi!!
bu sağlayacak gösteriyi devam ettirmeni.
hadi ama... gitme vaktimiz geldi!
aslında acımıyor hiçbir yerim...
ama sen kaçırıyorsun dumanını ufukta kaybolan geminin
artık sadece dalgalarla boğuşarak kurtulabilirsin!
dudakların kıpırdasa da duyamıyorum ne dediğini...
çocukluğumda... bir bakış yakalamıştım ani,
gözümün ucuyla bir an için...
ama tekrar baktığımda o çoktan gitmişti!
ne olduğunu bile hatırlamıyorum oysa şimdi...
o çocuk büyüdü... kurduğu hayallerse yitip gitti...
halinden memnun bir uyuşuk oluverdi şimdi!
yılmaz morgül
-
bu adam benim 10 sene evvel askerlik yaptığım yerin ordan geçerdi arada sırada.
her seferinde de istisnasız şekilde bize dönüp merhaba çocuuuuklaaaaaaaar derdi. güzel adamdır yılmaz morgül.
o kulübe önünden kimler kimler geçti gitti bi dönüp bakmadı. bi süleyman seba bir de yılmaz morgül durup bizlere selam vermiştir her seferinde.
o günden beridir severim kendisini. hal ve hareektleri komik biri o doğru. iyi insan olmasına engel değil. insanları iyi ve kötü olarak ayırın arkadaşlar. başka kritere gerek yok.
frida kahlo'nun diego rivera'ya yazdığı mektuplar
-
günlerdir zihnimde dolaşan diego rivera'ya söylediği şu sözüdür;
"beni anlamadın demeyeceğim. beni anladın. zaten en dayanılmaz acı buydu. sen beni anladın. anladığın halde canımı yaktın."
tuvaletten çıkan kızın sıradaki kıza gülümsemesi
-
gulumsemeyi de gectim, böyle göz göze gelinen bir an oluyor, ne gerginlik o..!
"tuvalette bir koku var ama vallahi ben girerken de vardi!.."
ama sanirim tuvaleti temiz kullanan, arkasinda biraktigi tuvaletle gurur duyan (!) kizlar göz temasinda bulunuyo ya da gulumsuyo.
yarim saat bekletip bi de naaptigini saklayamayan (= ben bir bok yedim!) kizlar gözleri önune egik, sut dokmus kedi edasiyla ortamdan uzaklasiyorlar.
gelmiş geçmiş en iyi türk filmi esprisi
kırşehir'de yapılan öcülü düğün
-
bir gaspçı - playboy kulaklı tip
bir tane chewbacca
bir tane çük kaldıran ku klux klan üyesi kişi
bir tane gandalf
bir tane görünmez adam
içeren garip düğün. nasıl bir ritüel anlamadım. bu arada gözümden kaçmış olan garip karakterler olabilir, onları da siz yazın. gerçi o düğündekilerden hangisi normal insan onu da bilemedim.