ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
askerde devam zorunluluğu var mı
-
sana tavsiyem ilk ay kogusta kal, cevre edinince eve cikarsiniz.
2011 bursaspor barcelona şampiyonlar ligi finali
-
(bkz: yaran doğru okumalar)
kocam kokuyor gaz çıkarıyor ve banyo yapmıyor
birini tanımanın en iyi yolu
-
siz çok neşeli, çok üzgün ve beş parasızken nasıl davrandığına bakmaktır.
neşeli olduğunuzda gıcık olup, üzgün olduğunuzda normale dönüyorsa sizi çekemiyordur.
dertlerle boğuşurken uzaklaşıyorsa, dost demek çok ayıp, iyi gün organizmasıdır.
beş parasızken ilişkiyi maslahatgüzarlık seviyesine indiriyorsa beş para etmezdir.
insanlara "sizi daha uzaktan tanımak istiyorum" demek en temizidir.
cem yılmaz vs atalay demirci
-
(bkz: dostoyevski vs pucca) karşılaştırması kadar absürd olan karşılaştırmadır.
elit kesimin çocuklara koyduğu sikimsonik isimler
sedat peker ve adamlarının doğum günü kutlaması
orta doğu teknik üniversitesi
-
uzun yıllarım geçti burada. zor da olsa mezun oldum. yaşıtlarım işe girip çalışırken ben halâ son dersleri vermeye çalışıyordum. eğitim kalitesi falan tartışılabilir.
ama,
havasından mı suyundan mı bilmiyorum; mücadeleci, teslim olmayan, zorluklardan yılmayan, çalışkan biri yapar insanı. düşünce kalkmayı iyi öğretir. hayatta tek başına olduğunu kafana vura vura anlatır.
iyi bir okul mudur bilmiyorum ancak iyi bir eğitim yuvasıdır.
bir de, padişahları sevmez.
ölüme çare bulunması
-
böyle bi şey olacaksa rica ediyorum ben ölmeden önce yapılsın. ben ölüp gittikten sonra insanların yaşamaya devam edeceği fikrine bile alışamamışken, bi de ölümsüz olmalarını kaldıramam. yattığım yerde ters dönerim lan.
abdulhamid han sondaj gemisi
-
"...donanma, hem fransızlarla ingilizleri bize düşman ediyor, hem savaşta bir işe yaramıyordu. faydası olmayan fakat zararı olan bir şeyi muhafaza etmek aklın icabı dışındadır. donanmayı haliç'e çektirdim ve böylece fransız ve ingilizlere, akdeniz'de kendileri ile boy ölçüşmeye niyetimiz olmadığını anlatmış oldum..."
kaynak: ismet bozdağ,
(sultan abdülhamid'in hatıra defteri, sayfa 72)
ikinci abdülhamid'in bu acizlik kokan sözleri, aslında imparatorluğun deniz hak ve çıkarlarından ne kadar uzakta yaşayan vasıfsız biri olduğuna da çok kuvvetli bir delildir.
balkan savaşları'nı, trablusgarp'ı, çanakkale'yi okuyup anlayan biri, o dönem için güçlü bir donanmaya sahip olmamamızın nelere sebebiyet verdiğini elbet fark etmiştir. bu eksikliğin ne tür yıkım ve acılar getirmiş olduğunu da muhakkak görmüş, üzülmüştür.
yürür gemi olmadığı için devletin subayları, direnişi örgütlemek için işgal edilen trablusgarp'a binbir güçlük ile zor bela karadan gidebilmiş idi, hatırlarsınız.
donanmayı haliç'e kitleyip hapsederek çürümeye terk eden, deniz alanlarını ve adaları başıboş ve korumasız bırakan, bu sürecin devamında gelişen hadiselerle mevcut türkiye'nin iki katına varan bir vatan kaybetmemize yolaçan, donanmanın ve denizciliğin felaket devrini yaşatan, nihayetinde türk askeri deniz tarihimizin en başarısız yöneticisi olan ikinci abdülhamid'in adını türkiye cumhuriyeti'nin milli sondaj gemisine vermek, öyle böyle değil dehşetli bir şuursuzluktur.
bu hakikaten tarih bilmez ümmetçi utanmazlığıdır.
ki varoşluk, cahillik, eziklik ve pespayeliktir.
(bkz: siyasal islam)
8 ekim 2020 özgür demirtaş'ın attığı atom bombası
-
birisi ikinci el araç diğeri 0 kilometre araç . böyle bir örnek vermek yakışmamış.
predestination
-
filmi izlediğinizde, uyarlandığı hikayenin yazarı robert a. heinlein'ı da takdir etmeyi unutmayın. adam 1958 yılında neler yazmış sen 2014'te filmini izleyip şaşırıyorsun.
aşk-ı memnu'dan akılda kalanlar
-
(bkz: beşir)
ulan beşir, işçisin sen işçi kal oğlum, o kız sana bakar mı? öksürmene bak sen...
cosmos
-
belgeselini izlemedim, kitabı okudum. herkesin okumasını gereken bir kitap. kozmosu keşif yolculuğunun, başlangıçtan günümüze neler geçirdiğini çok güzel bir dille anlatır carl sagan. bildiklerinizi daha da toparlar zihninizde, bilmedikleriniz zihninizde kolayca yer edinir anlatımıyla. bilimin, aklın ışığının türlü zorluklardan geçerek nasıl yandığını, yandıktan sonra nelerin keşfedildiğini ve daha neleri keşfedebileceğimizi anlatır. kitap bittikten sonra dünyaya ve gökyüzüne daha farklı bakarsınız ve carl sagan'nın şu sözünü söylersiniz içinizden:
"muhteşem bir şey, bir yerlerde keşfedilmeyi bekliyor."
okuyun, okutun.