hesabın var mı? giriş yap

  • 1. türkiye'de kışın belli dönemleri hariç çamaşırların kuruyabilecek hava akımı ve kuruluğun olması.
    2. kurutma makinesi koyacak yer olmaması.
    3. kurutma makinesine verilecek paranın olmaması.
    4. kurutma makinesine ihtiyaç duyulacak aciliyetteki durumlarda ütü ve türevlerinin kullanılıyor olması.

  • şehirlerin plansız olmasıyla ilgilidir. abd, japonya gibi ülkelerde o terimler kullanılır çünkü şehirler ızgara sistemiyle imar edilmiştir. bir caddede batıya doğru giderken düz gittikçe aynı yöne gidersiniz. ancak türkiye'de batıya giderken cadde'nin sola dönmesiyle güneye dönebilir ya da son bulmasıyla farklı bir yönde bulabilirsiniz kendinizi. bu nedenle coğrafi yönlerin türkiye'de kullanılması pratikte imkansızdır.

  • türk tarihindeki bütün yenilgileri bir araya getirsek bir balkan bozgunu etmez. imparatorluğun yüzlerce yıl gözünden sakındığı topraklar birkaç ay içinde elden çıkıp gitti. balkanlar imparatorluk için fas'tan, cezayir'den hatta mısır'dan bile kıyas edilemeyecek kadar önemliydi. öncelikle balkanlarda milyonlarca türk yaşıyordu. manastır veya selanik bir türk'ün gözünde bursa'dan farksızdı. balkanlar en az adana kadar türk toprağıydı o zamanlar. ayrıca imparatorluğun en fazla yatırım yaptığı topraklar da yine balkanlardı. bir anda elden kayıp gitti her şey. yeni kurulmuş üç beş çadır devleti bir araya gelip bir imparatorluğu alay edercesine mağlup etti. sonrası facia oldu. orada yaşayan milyonlarca türkün uğradığı felaketleri utancımızdan bugün bile konuşamıyoruz. sayısız insan öldürüldü, sürüldü, çoğunun mallarına el konuldu. kimlikleri ve isimleri değiştirildi. 1913 yılında başlayan felaket süreci 1989 yılında bulgaristan türklerinin sürgün edildiği yıla kadar devam etti. bu yüzden türk tarihinde balkan bozgunundan büyük bir faciayı bırak onun yanına yaklaşacak bir olay dahi yoktur.

  • hayatının sikilmesi saniyeler alır, daha fazlası değil.

    şu an senin için problem olan şeyleri bir kağıda sırayla yaz. hayatını zindana çeviren, seni deli eden sorunları yaz. yaşamını çekilmez kılan dertlerini. hayattan soğutan şeylerin tümünü alt alta sırala...

    --- spoiler ---

    trafikte seyrediyorsun, sadece bir kaç saniye gözünü yoldan ayırdın. telefona ya da radyoya baktın. gözünü alan bir tabelaya takıldın. iş yerinde yaşadığın tartışmayı düşünüyorsun.

    dikkat et !!! frene bassss !!!

    az evvel bir çocuğa çarptın ve çocuk çarptığın an öldü.

    haydi şimdi kağıda yazdığın sorunları bir daha oku.

    --- spoiler ---

    gürültü yapan üst komşunu uyarmak için üst kata çıktın.

    neden sana bağırıyor ki ? o da ne sana vuracak mı yoksa ?

    bu adam kendini ne sanıyor !

    attığın tek bir yumruk adamın kafasını merdivene çarpmasına sebep oldu. az evvel üst komşunu öldürdün.

    haydi şimdi kağıda yazdığın sorunları bir daha oku.

    --- spoiler ---

    telefonun nasıl da ısrarla çalıyor. ısrarla, ısrarla ve ısrarla.

    o da ne 4 cevapsız çağrı. ablan aramış. abin de aramış.

    az evvel annen ve baban trafik kazası yapmışlar. araçtan sağ çıkan olmamış.

    haydi şimdi kağıda yazdığın sorunları bir daha oku.

    --- spoiler ---

    kaç gündür omzun ağrıyor ve sen doktora yeni mi gidiyorsun !

    metastaz mı ? o da ne demek ?

    akciğerindeki kanser kemiğe mi sıçramış. oysa sadece basit bir omuz ağrısıydı.

    son evre mi ?

    haydi şimdi kağıda yazdığın sorunları bir daha oku.

    --- spoiler ---

    hayatının sikilmesi saniyeler alır, daha fazlası değil.

    elindekilerin keyfini çıkar. çevrendekilerle mutlu ol. sevdiğin insanların bunu hissetmelerini sağla. yaşamaya bak. hiçbir şey sandığın kadar uzun sürmeyecek.

    edit : (bkz: sma hastası gökalp’in kahramanı ol kampanyası)

  • trabzonlu ali sait yılmaz, yaklaşık 20 yıldır yenimahalle incirlik camii yaşatma derneği başkanlığı yapıyor.

    her milli bayramda camiye türk bayrağı astıklarını söyleyen yılmaz, 29 ağustos akşamı zafer bayramı için cami duvarına atatürk posteri de astı. ama 30 ağustos sabahı yılmaz'a müftülükten “o resmi kaldırın” telefonu geldi.

    iki kez arandığını anlatan yılmaz, “indirmiyorum” dedi, 30 ağustos boyunca bayrak ve atatürk posteri cami duvarında asılı kaldı. yılmaz, olayı şöyle aktardı:

    “atatürk bayrağımız bugüne kadar yoktu. bir arkadaşımdan 30 ağustos için ödünç aldım. 30 ağustos'ta önce cami imamını aramışlar. sonra ben il müftülüğü'nün telefonundan arandım. müdür olduğunu söyleyen kişi ‘o resmi kaldır' dedi. ‘hangi resmi?' diye sordum. atatürk denilmedi, ismini dahi söylemediler. ben de ‘kaldırmam' dedim. saat 19.00 gibi trabzon müftü yardımcısı olduğunu söyleyen bir kişi, özel cep telefonundan aradı. ‘o resmi kaldırın. bayrak dursun orada. yola asın o resmi de' dedi. ‘neden?' diye sordum. ‘bayrak bizim simgemiz' dedi. ‘atatürk bizim kurtarıcımız, cumhuriyet'in kurtarıcısı' dedim. bana ‘terbiyesizlik yapma' dedi.”

    kaynak~

  • kendisiyle bolca vakit geçirmişliğim, sokak arasında top oynamışlığım bile var. başlığı görünce o günler geldi aklıma, gerçekten çok şanslıymışım. (bkz: super baba) dizisi semtimizde, bazı sahneleri ise evimizde çekiliyordu. dizinin bütün kadrosu, kamera arkası arkadaşımız olmuştu... bu güzel insanlarla bir kare bile fotoğrafımın olmayışı içimi çok burkuyor. o zamanlar en teknolojik aletim tetristi.