hesabın var mı? giriş yap

  • stres hormonu olarak da bilinir (ben öyle biliyorum yani). ıssız bir sokakta yürürken karşınıza aniden silahlı bir adam çıktığında, karnınızdan sırtınıza ve tüm vücudunuza yayılan hissin müsebbibidir (çok güzel okunuyor bu kelime, müsebbibi, müsebbibi). hiç böyle bir tecrübeniz olmadıysa, sizin için hayati önemi haiz bir sınava mutlaka girmiş, o sınav öncesinde bu hissi yaşamışsınızdır belki.

    selene et.al.'in açıkladığı üzere, glikojen yapımını uyarır. yani, karşılaşılan, stres yaratıcı unsur, tehdit her neyse, onunla baş etmek için gerekeceği düşünülen enerjinin üretimini sağlayacak glikojenin üretimini.

    stresli çalışma ortamları kadar bu hormonu da severim.

  • ingiliz post-punk grubu shame'in çıkış albümü.

    kısa ve net bir albüm. 38 dakika ve 10 şarkıdan oluşuyor. şarkı listesi şu şekilde:

    1. dust on trial
    2. concrete
    3. one rizla
    4. the lick
    5. tasteless
    6. donk
    7. gold hole
    8. friction
    9. lampoon
    10. angie

    özellikle concrete, one rizla ve lampoon'un altını çizmek isterim. rock müzik severlerin günümüzde hasret kaldığı tipte bir albüm. kesinlikle 2018'in en iyi işlerinden.

  • bir profesörün iddiası.

    bu gibilere edirne'den ötede yağmurlu havada su vermezler, bizde prof olurlar.

  • aralarında iran ajanlarının olduğunu düşünüyorum amaç türkiyeyi taraf olmaya zorlamak ve zor durumda bırakmak. bu gece bu eyleme katılan her bir kişi tespit edilip güvenlik soruşturmasından geçirilmelidir.

  • jazz ve blues, müzisyenlerin ruhlarını tam olarak ortaya koydukları bir asimetrik disiplindir. o mertebede olmayan anlayamaz. kimseyi küçümsemiyorum. bu tarz bir müzik dinleyip keyif alabilmek için öncelikle rahatlama ve rahatlık ilke olmalıdır. mutluluk ve huzur kendiliğinden gelir .

  • ilk zamanlar sms atıldığına bile inanmıyordum ben. sms oylaması diye, reytinge pek etki etmeyenleri eliyorlar diye düşünüyordum. bir poşete 25 kuruşu vermeyen insanlar hakikaten sms atıyorlar ya, gram akıl yok hacı.

  • şu an engelliler için özel yayın yapan program.
    "destek" yazıp 5633'e mesaj atarsanız, 5 lira destek olabilirsiniz.
    slogansa "engelleri kaldıralım"

    tanımı yaptım, bilgiyi verdim. şimdi cevaplarımı döşeyeyim.
    yaptığınız iş çok güzel. birçok engelli maddi yetersizliklerle tekerlekli sandalye, protez vb. araçlara sahip olamıyor. aynı şekilde bazıları da tedavi olabilecekken maddi yetersizliklerle olamıyor. hepsine eyvallah.

    ama 2 büyük sorun var. profesyonel bir engelli olarak itiraz edeceğim.

    -1) art arda gelen vtr'lerde minörlerden giden acıklı keman sesi üzerine, "tüm fragmanları seslendiren adam"ın, belgesel seslendiren tarkan tonuyla, zaman zaman da çoşarak ajite metinler okuması ve akabininde hadise'nin bi bok varmış gibi ağlaması çok çirkin ve sinir bozucu.

    -2) tüm bu toplanan paralar şahane! ama engelleri kaldırmıyor.
    daha bugün taksim'den geldim. talep ettiğim rampalar yapılmış diye gittim. yapılmamış. meydana çıkmak için 1 saat dolandım.
    hatırlayınız: taksim metrosu'ndan meydana 61 dakikada ulaşmak

    nihayet gerekli çalışmanın yapıldığı haberi geldi ama yalan çıktı. bugün güncellenmiş haliyle tüm süreç şurada: http://www.simtoalev.com/…lli-erisimi-surec-takibi/

    ha keza başbakan'ın "reform"una cevabım da burada: (bkz: #32144171)

    bir tekerlekli sandalyem var. az buçuk bir eğitimim, kültürüm de yok değil. zengin olduğumu söyleyemem ama yoksul hiç değilim. çalışıp paramı kazanıyorum. yani bu kampanyalar ile sahip olunabilecek araç, eğitim, para ve işe sahibim.

    ama,
    - şehir içinde bir noktadan diğerine geçemiyorum.
    - tiyatro, sinema, konser vb. etkinliklere katılamıyorum.
    - canımın istediği restoran, kafe vb. bir yere girip yiyip içemiyorum.
    - trafiğe karışmadan yol bile gidemiyorum.

    o halde nereye kaldırıyorsunuz engelleri allah aşkına?

  • beni de yanına çırak alır mı diye merak ettiğim kişi.

    --- spoiler ---

    durmadan para sayıyordu nihat,
    makine yeter diyordu, makine yorgun, makine argın,
    makine terli...
    fakat durmuyordu nihat, saymaya devam ediyordu!

    --- spoiler ---

  • bi de bunların "ağua ağuu uauau?" şeklinde soru soranları vardır. ama her ne hikmetse ne sorulduğunu anlayıp cevap veririz.

    -ağua ağuuua au?
    +yok daha başlamadı.
    -ağğa ağğyıyo?
    +8'de.
    -ğağa.

  • tanım: avrupada bolca tüketilen et türü.

    nerden baksan 4 yıldır bu başlığı takip ederim, öyle düzenli takip etmem denk geldikçe bakarım. sözlükte bir grup var, belli bir dönem gelip bu eti övmeye başlıyor. işte şöyle lezzetli böyle güzel. sonra bu eti övme şenliklerine katılan arkadaşların bir derdi olduğunu anladım. ucuz edebiyat peşinde koşan, kendini elit gören ve farklı fikirlere tahammülü olmayan tipler.
    benim görüşüme gelirsek, bu eti isteyen yer istemeyen yemez. kimin yediği yemediği umrumda değil. misal ben asla yemem ama gelip de yiyenlere sövmem. ama sen gelip yemeyenlere ağza alınmayacak hakaretler edersen sana orda dur derim. bir grup caninin yaptığı katliamı gelip tüm müslümanlara yıkacaksın sonra bu eti yemediklerini söyleyeceksin, zavallısın kardeşim. böyle ucuz provokasyonlarla bir yere varamamakla beraber beyin fonksiyonlarının çalışmadığını ispat ediyorsun.

  • az önce programda "reza benim çocuğumun babası ve benim de kocam. biliyorum ki bunun da bir sabahı var. inşallah bu kara günler çok çabuk geçer çünkü çocuğumun incinmesini istemiyorum" dedi.

    kendisine buradan sormak istiyorum:

    ergenekon'dan, balyoz davası'ndan bu ülkenin aydınları, profesöreri, gazetecileri, onurlu subayları, sahte belgelerle suçsuz yere tutuklanırken neredeydin?

    ben balyoz davasından tutuklu bir subayın kızıyım. adım gibi de iyi biliyorum davanın kimler tarafından, ne şekilde oluşturulup, bu suçların üzerimize nasıl atıldığını. sorarım sana ebru gündeş; hiç mi empati kurmadın o zaman bizimle? bir insanın kocası/babası/oğlu tutuklandığında nasıl hisseder acaba diye düşünmedin mi?

    ben senden daha iyi biliyorum durumun zorluğunu. çünkü benim babam gideli 11 şubat'ta 3 sene olacak. belgelerin sahteliğini defalarca kanıtlamamıza rağmen, adalet bu ülkeden gideli çok olduğu için benim babam hüküm giydi.

    siz de -eğer masumsanız- kanıtlarsınız belgelerinizin sahteliğini, siz de kamuoyu vicdanında aklarsınız kendinizi, hukuk önünde aklayamasanız bile. aynı bizim gibi.

    son bir şey daha, sizin davanızla bizim davamızın başlangıçlarına bir bakın. ne kadar benzediğini görünce çok şaşıracaksınız.

    masumsanız dediğiniz gibi, allah kurtarsın. kurtarsın ki, bizim 3 senedir çektiğimiz acıları siz de çekmeyin.