hesabın var mı? giriş yap

  • konuya ilişkin meşhur bir fıkra var.

    adamin biri kadına yanaşmış ve sormuş:
    - size 1m dolar versem benimle yatar mısınız ?
    kadın durmuş, biraz düşünmüş olabilir neden olmasın demiş. biraz sonra adam tekrar sormuş:
    - peki size beş dolar versem benimle yatar mısınız ?
    + beyefendi! siz beni ne sandınız !
    - ne olduğunuzu anladık, fiyatta anlaşmaya çalışıyoruz.

    bazı şeyler ya satılıktır ya değildir.

  • mümkün değildir. en azından bende öyle. şu an sabah akşam düşündüğüm biri var. adama ne selam veriyorum, ne sohbet ediyorum, ne yakınlarına oturuyorum, ne dokunuyorum...

    aksine kasıldığımı belli etmiycem diye, portakala limona bakar gibi bakıyorum. gözlerimi kaçırasım geldiğinde daha çok oyalanıyorum o civarda, sanki orada kalbimi hoplatan bir şey yokmuş gibi takılıyorum.

    iletişime geçmiyorum.

    malım galiba. biri bana flört101 versin lan hayrına!

    edit: bu arada rica ediyorum yanlış anlaşılma olmasın; katiyen "köpek çekmek" için yapmıyorum ( bu da ne ayıp bi deyim, neyse). aksine, utandığım; elimi kolumu nereye koyacağımı bilemediğim; reddedilmekten çekindiğim için böyle saçmalıyorum.

  • ana kuzusu tertemiz mehmetçiğimizi bu hallere düşürüp videoya alan şerefsizler ve yandaşları, ülkeyi teröristlere peşkeş çekmiş dinci hırsızlar , hepinizin allah belasını versin.

  • precis de decomposition eserinde anti peygamber başlığı altındaki şu tespitleri zihin açar, adamı bir süre susturur ki cioran'a göre insan aslında tamamen susması gereken bir varlıktır.

    "her insanın içinde bir peygamber uyuklar ve o uyandığında, dünyadaki kötülük biraz daha artar.
    vaaz verme çılgınlığı içimizde öylesine yer etmiştir ki, korunma içgüdüsünün bilmediği derinliklerden doğar. her insan kendisinin bir şey önereceği anı bekler. ne önerdiği önemli değildir. bir sesi vardır ya, o yeter.
    çöpçüsünden züppesine kadar herkes, cinai cömertliğinin kesesinden harcar, hepsi mutluluk reçeteleri dağıtır; hepsi herkesin adımlarına yön vermek ister: ortaklaşa hayat bundan ötürü tahammül edilmez bir hale gelir, insanın kendi hayatı daha da çekilmez olur.. başkalarının hayatına hiç karışmadığı zaman kişi, kendi işleri için o kadar endişe duyar ki, kendi benliğini bir dine çevirir ya da tersten havarilik yaparak benliğini yok sayar"