ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
türkiyelilerin iflas eden esnafı çıldırtması
-
bu aralar türkiyeliler deyimi çok moda oldu sözlükte. bence video, milletin adamın iyi niyetini suistimal etmesi iken, başlığın böyle açılması düşündürücü.
bu söylemin paraleli yönde almanyalılar, fransalılar, ingiltereliler vs. diyemiyorsan, böyle zevzekçe başlıklar açmayacaksın.
hollanda'ya giden yazılımcının floodu
-
o kadar ağladıktan sonra "yine de dönmem yea" diyerek ne kadar karakterli olduğunu gösteren arkadaşın tweet zinciri.
ayrıca türkiye'de yaşadığı takdirde 2000 tl kira vereceğini düşünmektedir. lan neyse.
hatay yağmalanıyor çok acil destek
-
özellikle antakya ve samandağın bir çok bölgesinden silahlı yağma çetelerinin dolaşıyor. çoğunun suriyeli olduğu teyitli bilgiler arasında.
lütfen yardım edin destek olun. insanlar ölüyor, ülke ölüyor, yok oluyoruz yardım edin.
https://www.instagram.com/…niz/?igshid=ymmymta2m2y=
https://ibb.co/w5kvzt0
https://ibb.co/b6ycvdn
edit: sadece hatay değil her yerden yağma haberleri var. çok ciddi güvenlik sorunları ortaya çıkıyor. askerimizin polisimizin gücünü görmek istiyoruz artık.
(bkz: deprem bölgesinden gelen yağma görüntüleri)
atv haberin şatafat görüntülerini aklama çabası
-
yalakanın hası, efendisi osurduğunda derin nefes alırmış.
ivanovo detstvo
-
hollywood filmleri eğlenceli kabul. ama stüdyo sistemi daha kuruluşundan beri gişe getirecek mutlak formülün peşinde olduğu için filmler biraz basmakalıp. bazı filmler, senaryo oyunculuk ve görsel efektle bu durumu kapatıyor ama arka arkaya izleyeceğiniz üç tane ortalama hollywood filmi sizi canınızdan bezdirebilir, çünkü her şey belli kurallar etrafında dönüyor. senaryoda şu olursa iş buraya bağlanır, kötü adam kendi içinde mantıklı olsa da bu durum izleyicinin ona sempati duymaya başlayacağı noktaya getirilmez, patlama şu sahnede kullanılır, oyuncu burada duracaksa kamera şu açıdan görüntü alır, espri şurada başlar şurada biter gibi kesin uyulması gereken onlarca mesele var. bu da farklı yönetmenlerin ve oyuncuların işi olsa da filmlerin aynı tezgahtan çıkmış gibi görünmesine neden oluyor çoğu zaman.
böyle hissettiğimde ben avrupa sinemasına dönüyorum çünkü sinemanın doğduğu kıtada kural diye bir şey pek yok. zaten sinemanın ortaya çıktığı zamanda avrupa avangart sanata doğru yürüdüğü için sinema burada her zaman post-modern bir bakışla ele alındı. bu alanda güzel örneklerden biri de andrei tarkovsky’nin ilk uzun metrajı olan ivan’s childhood. bu film bir çocuğun ikinci dünya savaşı sırasında başından geçenleri kısa bir süreliğine izleyicisine aktarıyor. avrupa bu tür filmlerde tecrübeli çünkü italyan yeni gerçekçiliği diye bir akım var ancak bu film işlediği konuyu da çok sıra dışı bir şekilde ele alıyor. şimdi ivan’s childhood, hangi konularda farklı bir göz atalım.
--- spoiler ---
filmin dikkat çeken ilk noktası senaryo yapısı. normal bir filmin ilk kısımlarında ortam ve karakter tanıtımı olur. diyaloglara çok başvurulmayan filmlerde bile hikayenin temeli mizansen ile izleyiciye aktarılır. ancak ivan’da böyle bir çaba yok. film ikinci dünya savaşında bunlar oldu, çocuklar ailelerini kaybetti ve sahipsiz kaldı gibi bir girizgah yapmıyor. bir çocuğun tek başına bataklık bir bölgede gezindiğini görüyoruz. ortamdaki hasardan bir şeylerin ters gittiğini fark ediyoruz ama film bu detayların üzerinde açıklayıcı bir şekilde durmuyor.
bu teknik genelde izleyicide merak uyandırmak için kullanılır. ancak bu filmde öyle bir durum da söz konusu değil. çünkü çok fazla açıklama bir anlam arayışıdır ve savaşın anlamsızlığını gösteren bir filmde yönetmenimiz bir adım daha ileri giderek anlamlandırma çabasını tümden görmezden gelmiş. böylece senaryo ve teknik post-modern bir alanda bütünleşmiş.
filmin olay akışı da bu anlayışın ürünü. normalde bir filmdeki olayları tek tek özetleyip bunları neden sonuç ilişkisi içinde çizdiğiniz oklarla birbirine bağlayabilirsiniz. tutarlılık açısından bunu yapabiliyor da olmanız lazım çünkü her şey finale kadar kopmadan adım adım gidebilmeli. tarkovsky ise bu filminde böyle bir bağlama çabasından da uzak duruyor. bu karakter böyle bir insan, bu nedenle olaylara böyle tepki veriyor ve sonucunda bu oluyor demiyor. o bağı izleyici olarak sizin kurmanızı bekliyor. bu da hazır paket önünüze sunulan hikayelerden çok da güzel bir durum. çünkü normal bir filmde izleyiciye üzerinde düşünmesi gereken çok şey bırakılmaz. bu filmde ise tarkovsky, izleyicisine alan açarak yorum yapmasını sağlıyor. ki entelektüel açıdan bakarsak bu durum filmin çok daha doyurucu olmasına neden oluyor.
filmin teknik yapısı için de yine sıra dışı tanımını kullanabiliriz. mesela üçe bir kompozisyon filmlerde standart gibi bir şeydir. eğer bir oyuncuyu portre olarak alacaksanız ekranı üç eşit parçaya bölersiniz ve oyuncuyu o çizgilerden birine oturtursunuz. bu filmde ise bu kuralı nadiren uyguluyorlar. mesela oyuncuyu kadrajın kenarında tutup büyük kısmı boşluğa ayırmak ana akımda yeni yeni yaygınlaşıyor. (şahsiyet dizisinde bunun bolca örneğini görebilirsiniz.) bu filmde ise mesela masha’nın koruluktayken bu şekilde alınmış nefis bir karesi var.
--- spoiler ---
sonuç olarak sanat sinemasına yeni yeni ilgi duymaya başlıyorsanız bu film başlarda biraz ağır gelebilir. çünkü biraz uç teknikler kullanıyor. ancak sinema konusunda ufkunuz genişlesin istiyorsanız bu tür filmlere bakmanızı öneririm. ilk anda alışkın olduğunuz teknikleri göremediğiniz için film biraz yorucu olabilir ancak filmi bir kere izlerseniz sinemanın yaratıcılık anlamında ne kadar özgür bir alan olduğunu fark edebilirsiniz.
2010 kainat güzellik yarışması
-
ilkinden bu yana şike var, hep dünyadan çıkıyor.
sinovac aşısı olan annemin pozitif çıkması
-
aşı hasta olmanızı engellemiyor. virüs girmeden önce bağışıklık sisteminize o virüse karşı talim yaptırıyor. aşıya rağmen hasta oldum demenin tatbikat yaptık ama yine de yangın çıktı demekten farkı yok.
daha basit anlatılamazdı sanırım
yunanistan'a 850 bin türk turist gitmesi
-
çok mantıklı harekettir.burada türk turizmcisi tarafından dolandırılacağına parasının karşılığını alarak tatil yapmış kişilerdir.f/p olarak baktığınızda aynı paraya (euro kuruna rağmen) çok daha fazla hizmet almışlardır.
sadece evli erkeklerin bildiği gerçekler
-
evlilik 31'i bitirmez.
tarcanlar oto ekspertizin sözlük yazarına yanıtı
-
2500 tl alarak sadece "sorun tespiti" yapan adamın cevabı.
sorun çözmüyor, arabanın herhangi bir yerini yenilemiyor, arabanın daha iyi olması için hiçbir şey yapmıyor. sadece "şu şu sorunlar var..." o kadar.
ya kardeşim 2500 tl bu iş için nasıl istersin? utanman yok mu? utanmadığı için "ama diğer firmalar 6 bin istiyor" falan demiş. diğer firmalar 60 bin istesin. sana ne? bana ne? ben sana söylüyorum kardeşim, bu saçma sapan iş için nasıl olur da 2500 tl istersin?
yaptığın iş sorun tespit etmek. sorun çözmek bile değil. çözsen eyvallah. 2500 tl verelim, de ki "abi hortumlarda kaçak var hemen yapıyorum" tamam. ne diye 2500 tl alıyorsun? arabadaki hangi sorunu çözüyorsun?
edit: utanmadan doktor örneği vermiş. ulan doktor sendeki arızayı görünce iğne yapıyor, ağzına ilaç sokuyor, tedavi ediyor. sen ne yapıyorsun? sorunu çözüyor musun?
- hacı hoş geldin seni muayene ettim gripsin.
- eee? hangi ilacı verdin?
- 2500 tl ver başka doktora göndereyim ilacını versin.
- sebep? sana neden 2500 tl verelim?
edit 2: expertiz firması patronlarından çok komik mesajlar alıyorum. biri dedi ki "bizim giderimiz çok dyno lift 500 bin tl"
adam mekanizmanın parasını 1 ayda çıkarıyor. valla iyi iş.
biri diyor ki "ustaya çok ödüyorum çünkü hemen kaçıp kendi dükkanlarını açıyorlar rekabet artıyor benim firmam çok ünlü franchasing çok pahalı..." falan filan.
yahu arkadaş, bu ustalar size 1 ayda 1 milyon tl kazandırmak zorunda mı? bir dyno lift, bir yazıcı, bir boya kalınlığı ölçen şey, bir tamirat takım düzeneği zaten o da göstermelik, bir de sekreter o kadar. adam çeker krediyi açar dükkanı. ne mesele ettiniz yahu?
saatliği 5 bin tl olan ve sorun çözmeyen bir işe bu para verilmez. ben saçmalığa değiniyorum. firmalarla bir derdim yok. expertizi de kötülemiyorum. bu fiyatlandırmanın saçma sapan bir hal aldığını anlatıyorum.
şehir isimlerinin kökenleri
-
şehirlerin eski isimlerinde bahsediliyor bunların bir kısmından. şehir isimlerinin evriminde de bahsedilmiş. ama bazı şehirlerin güncel ismi de eski kökenli olabiliyor. buraya derleme yaptım.
bu "orası roboski değil uludere, pardon tam orası ortasu" muhabbeti üzerine oturdum türkiye'deki şehir isimlerinin nereden geldiğini derleyeyim dedim. ilerde biri "orasının adı türkçe değil yeea" diye ağlarsa gösterirsiniz (edit önerileri kabul edilir, bazı etimolojik mesele tartışmalı olduğundan yanlış bilgiler olabilir, ana fikir türkçe olmayan nice şehrin adını aynen benimsemiş olmamız, sona bir de notlar ekledim):
adana <- uru adaniyya ("ada'nın bölgesi", hitit)
adıyaman (türkçe)
afyonkarahisar <- afyon <- opium (yunan) <- hapanuwa (hitit)
ağrı <- ararat ("kral ara'nın dağı", urartu)
aksaray (türkçe)
amasya <- amaseia (yunan)
ankara <- ankyra ("çapa", hitit) (hitit döneminde belediye başkanlığına çapa atan bir figüre istinaden)
antalya <- attaleia ("kral attalos'un beldesi", yunan)
ardahan <- arta-han ("han ülkesi", ermeni) (huseyin sevki topuz)
artvin <- arta-vani ("verimli ülke", ermeni) (huseyin sevki topuz)
aydın (türkçe)
balıkesir <- palaeokastron ("eski kale", yunan) (prodromal)
bartın <- parthenia (yunan)
batman: batman nehrinden gelen bu ismin kökeni kesin bilinmiyor (bruce wayne)
bayburt <- baydbert (ermeni)
bilecik <- belekoma (hitit) (arjantin ovalarini sulayan nehir)
bingöl (türkçe)
bitlis <- bedlis (büyük iskender'in makedon komutanı)
bolu <- muhtemelen "şehir" anlamına gelen polis, istanbul ve safranbolu gibi
burdur <- polydoro/polydorion ("taşlık yer", bizans) (@onurder)
bursa <- prusia ("kral prus'un beldesi", yunan)
çanakkale türkçe (çanak kalesi)
çankırı <- gankira ("tiftik keçisi", hitit) (arjantin ovalarini sulayan nehir)
çorum <- çoğurum (türkçe) (arjantin ovalarini sulayan nehir)
denizli <- donguzlu ("çok domuzlu" manasında, türkçe) (guru)
diyarbakır <- diyar-ı bekir ("arap ailesi bekir'lerin diyarı", arap) şehrin arap işgalinden önceki ismi amid+amed (asur)
düzce (türkçe)
edirne <- hadrianapolis ("kral hadrian'ın şehri", yunan)
elazığ <- mamüretülaziz ("aziz inşaası", bu arapça isim osmanlı tarafından konmuş)
erzincan <- yerznka (ermeni)
erzurum <- arzan ar-rum ("rumların arzan'ı", türkçe) <- arzan/artsan (ermeni)
eskişehir <- "eski" (türkçe), "şehir" (farsça)
gaziantep <- aintap ("kral yolu", hitit)
giresun <- kerasus ("kiraz", yunan) <- keras ("boynuz / yarımada", yunan) (millikan)
gümüşhane <- gümüş (türkçe) hane (farsça) (ilginç bir şekilde bu şehrin adını yunanlar da "kioumioushane" olarak türkçesini kullanmışlar)
hakkari <- ("hakkar aşiretine ait", farsça) (huseyin sevki topuz)
hatay (türkçe)
antakya <- antiochia ("antioch beldesi", yunan) <- attic ionia ("attis'e tapan ionyalılar", hitit/yunan)
ığdır (türkçe)
ısparta <- yunan
istanbul <- eis stinpoli ("iç şehire", yunan) <- konstantinopolis ("imparator konstantin'in şehri", yunan)
izmir <- smyrna (yunan)
kahramanmaraş <- "kahraman" (farsça) "maraş" (hitit kumandanı 'maraj'
maraj>markasi>germenik>mer'aş>maraş) (onemliuyarilar)
karabük (türkçe)
karaman (türkçe)
kars <- kari (gürcü)
kastamonu <- kastra komnenon ("komnenos'un şatosu", yunan)
kayseri <- caesareae ("sezar'ın (kayzer'in) yeri", roma) (arjantin ovalarini sulayan nehir)
kilis <- kilseh ("kireç", arapça)
kocaeli (türkçe)
izmit <- eis medeia ("nikomedeia'ya", yunan)
konya <- iconium / iconia ("resim", yunan)
kütahya <- kotyaion ("yunan tanrıçası kotys'in şehri", yunan)
kırklareli <- kırk kilise (türkçe) <- saranta ekklisses ("kırk kilise", yunan)
kırıkkale (türkçe)
kırşehir <- kır şehri (kır türkçe, şehir farsça)
malatya <- malidiya (hitit) melid (asur)
manisa <- magnesia ("yunan kabilesi magnetlerin beldesi", yunan)
mardin <- marde (süryani) (huseyin sevki topuz)
mersin <- mersin kelimesinin kendisi yunan kökenli ama bu ismin kökeni o kelime mi bulamadım
muğla <- mobolla (hitit/karya)
muş <- muşa ("suyu bol", süryani) (arjantin ovalarini sulayan nehir)
nevşehir ("yeni şehir", farsça)
niğde <- magida (hitit?)
ordu (türkçe)
osmaniye <- osmanlıca
rize <- riza/rizaeus ("dağ yamacı", yunan)
sakarya <- zakharion ("saldırgan", yunan) <- sangarios (yunan) <- sangari (hitit)
samsun <- "eis amisos" ("amisos'a", yunan)
siirt <- sirte (yunan) / saird (ermeni)
sinop <- sinope (yunan) <- sinowa (hitit)
sivas <- sebaste/sebastia ("fem. agustus", latin)
şanlıurfa <- urfa (hitit)
şırnak <- "şehr-i nuh" gibi bir isim uydurulmuş ama ikna olmadım.
tekirdağ <- tekfur dağı (türkçe) (whisky tango romeo)
tokat <- dokeia (bizans) (orjinnal)
trabzon <- trebizond <- trapezous ("masa", miletli yunan tacirlerin koyduğu isim)
tunceli (türkçe)
uşak <- uşşak ("aşıklar", arapça)
van <- biaina (urartu)
yalova (türkçe)
yozgat (türkçe) ("yoz-kat", "koyunların otlamasının bereketli olduğu ova" anlamında) orhan sakin
zonguldak <- zone geul-dagh ("göldağı bölgesi", fransız)
notlar: bilgileri ağırlıklı olarak sırasıyla wikipedia, vikipedi ve nişanyan sözlük'ten derledim. bu esnada vikipedi'deki çoğu girişte ermeni isim kökenlerinin atlanıp doğrudan hitit ya da yunan kaynakla bağlandığını gördüm. arada bir yığın şey öğrenmiş oldum. mesela iller dışında ilçelerin isimleri de çokça yunan, hitit, asur, ermeni kökenlerden geliyor.
her düzeltme isteğini kabul etmiyorum sonsuza kadar taş makas kağıt oynar gibi bunları editleriz yoksa. boş kutuları ("??") daha kolay dolduruyorum. dolu olanlarda daha sağlam bir kaynakla eşleştirilmesinde fayda var.