hesabın var mı? giriş yap

  • katar'da 5.5 sene yaşamış ve çalışmış birisi olarak bu soruya cevap vereyim.
    katar'ın gerek rüşvet gerekse tehditle bu kupayı almaya çalışmasının öncelikli sebebi, reklam. adamlarda para bok. manhattan yarımadası'ndaki tarihi the manhattan hotel'in bile %49'u, bu adamlara ait. peki arap yağı bol bulup da orasına burasına sürmeden durur mu? durmaz.
    yıllar yılı sen hangi ülkedeydin sorularına katar diye cevap verdikten sonra her seferinde 2. cevabı da otomatik verirdim. 2. soruya o kadar alışmışım.
    -katar nerdeydi ya?
    -dubai var ya, onun yanı(bkz: swh)
    işte bu sebeple adamlar, türkiye'nin gsmh'sinin yarısına yakını harcayarak(yasal olarak harcadıkları, rüşvetleri sayarsak, rakam çok daha büyük) aldığı dünya kupasını bu sebeple aldı. tabi bu görünen kısım. muhtemelen desteklediği islami terör örgütlerinden gelen parayı aklama yöntemi, aynı zamanda da onları fonlama yöntemi olarak da kullanılmıştır. yoksa kim bilecek senin havaalanı yolu üstündeki marriott hotel'i ve çevresini kaç riyale renove ettiğini.
    gelelim asıl konuya. katar'ın fifa'ya ve kendi ülke içine stadları pazarlama şekli şu. stadlar komple bölünüp parçalanıp, tekrar birleştirilebilir nitelikte. bu yüzden portatif ve dönüştürülebilir. fifa organizasyonu bittiğinde, bu stadları parçalayıp, afrika'daki evsiz, fakir insanlara ev yapacağız. bir kısmını da bir sonraki fifa ev sahibinin ülkesine yollayacağız. ha dediklerini yaparlar mı, yaparlarsa ne kadarını gerçekten ihtiyacı olan insanlara yollarlar, o kısmın detaylarına hakim değilim. yalan sçyleyip söylemediklerini de bilemiyorum. türkiye'de ise bu duyurunun duyulmamış olmasına biraz şaşırdım. herkes rüşvet alan birkaç kişiyi suçlarken, rüşvet verenlere tek laf söyleyen olmaması da can sıkıcı.
    bu kupada suudi arabistan, arjantini yendi lan. arjantin topa sahip olma %70, suudi %30. arjantinin pas sayısı, suudların 2 katı. sonra ortaya çıktı ki messi de suudlarla anlaşmış. ama sorarsan goat. ulan dünyanın en iyi futbolcusu ünvanını almışsın. neden bu ünvanı kirletirsin be andaval. ama aynı herif vergi kaçakçılığından da yargılandı tabi.

  • vakit, sabahin körü. yer, apartmanin girisi. kahraman, karsi komsunun 5 yasindaki geveze torunu:

    - nereye gidiyosun? ise mi?
    - evet.
    - benim annem eskiden ise gitmiyodu. tövbe etmisti. ama simdi yine gidiyo. tövbeleri yamali oldu.
    - tövbeleri yamali ne demek?
    - mustafa skandal'in sarkisi.
    - mustafa skandal mi? mustafa sandal olmasin?
    - off... ben seninle konusmaktan vazgeçtim. hadi git.

  • savaş çanları çalmaya başlasın dedirten olay.
    beyler şimdi sıçtınız işte.
    gelsin ayrılıklar.

    edit: bilal'e anlatır gibi yapıyorum.
    1 tık mesaj senden server'a gitti beklemede
    2 tık serverdan karşı tarafın telefonuna gitti( telefon stand-by da ise notification kısmında görülmüşse açılmamışsa ne olmuşsa olsun kesinlikle okundu denilemezdi!)
    3tık ( 2 tık + mavi ) okundu sıçtınız.

    edit2:
    kişisel tavsiyem notification barında görebildiğiniz kadarıyla görüp mesajı açmayın, sonrası dırdır bilionuz.

    debe editi:
    yıllardır iki tıkın karşı tarafın mesajı [caps lock=on]okumadığını[caps lock=off] insanlara anlatmaktan baygınlık gelmişti, yine anlatayım dedim debe'ye girdi, ekşi itiraf ayrılan yalnız insanlarla dolu, hep bir suçlama hep bir hedef gösterme, ulan sen sevgiline güvenemiyorsun mutlu olmayı neden hakedesin ki?

  • (bkz: based on true story)

    15 mart 2004
    istanbul maçka, beşiktaş

    - (...) seni seviyorum.
    - teşekkürler.

    ilk ve son konuşma oldu.
    asıl cevabı tam bir hafta sonra, yabancı diller fakültesinde boyca kendinden uzun olan -meğerse- sevdiği çocukla parmak uçlarında yükselerek dudaklarından vermiştir.
    4 yıl boyunca lisans hayatımda aşka olan inancımı yerle yeksan etmesiyle gönül kapılarımın tamamen kapanmasına neden olan bu olay uzun süre travmatik etki yaratmıştır. lisans eğitimim sırasında derslerde zamanla değişkenlik gösteren sayıca benden 6 ila 30 kat çoğunlukta kız popülasyonu bulunmasına rağmen 22 mart 2004 darbesi 4.5 yılıma çok acı bir ipotek koymuştur.

    sonraki yıllarda beşiktaş çarşıda (2010da pazar sabahı 8de), istinye parkta (2011de bir öğleden sonra), okulda defalarca onları görmem gitgide azalıp ince bir sızıya sonra da onlarda ki aşkı görüp hissizliğe dönüştü.
    sanırım 8-9 yıllık birliktelikten sonra evlendiler. ne diyelim, allah bahtiyar etsin.

    kısaca, olmuyorsa olmuyordur ve vardır her işte bir hayır.

  • ulan 'bir alkış alabilir miyim?' dediğinde bilgisayar başında alkışladım. yazık günah. akşamüzeri akşamüzeri üzmüş adamdır.

  • ben sahil kentinde büyüdüm. çocukluğumda -90lar- tüm çay bahçeleri ve belediye tesislerinde bira satılırdı. babam öğretmen, tüm öğretmenevleri ve milli eğitimin işlettiği plajlarda da alkol satılırdı. emekli öğretmenlerin veda yemekleri öğretmenevinde yapılırdı ve şarkılı türkülü eğlenceler olurdu. liselilere masal gibi gelebilir ama bunlar gerçek.
    neymiş belediye alkol satarsa oy kaybedermiş, tartıştığımız şeye bak. allah belasını versin böyle ülkenin.