ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
kadınların birden yok olması durumunda olacaklar
bir italyan erkeğiyle yapılabilecekler
-
4 tanesiyle çok pis defans yapılır
o tırların içinde ne olduğu kimseyi ilgilendirmez
ukrayna silahlı kuvvetleri bayraktar paylaşımı
-
çok değil bundan 1.5 sene önce rusya'nın ankara büyükelçisi aleksey yerhov s-400'ler hakkında ne demiş beraber bakalım.
'türkiye'nin bizden satın almak istediği ürünü biz sattık. bu sistemlerin sahibi türkiye'dir. tamamen ülkenin kararına bağlı bir durum. duruma basit bir örnekle bakalım: ben bir aracın distribütörüyüm siz de benden araç almak istediniz. satış yaptık. sizden parayı aldım, aracı verdim. araç sizin. ister plaja gidin, ister patates taşıyın, isterseniz üstüne makineli tüfek monte edin savaşa katılın,onu garajda saklamak sizin doğal hakkınız.'
kaynak
bu açıklama ışığında ukrayna isterse sihaların üzerine makineli tüfek takıp taraya taraya bile gidebilir, isterse de marş şarkı yazar ve bundan türkiye'nin sorumlu tutulması gibi saçma bir mantık olamaz.
(bkz: senin adamın gol diyo)
tabu diyalogları
-
zaman zaman hüzünlendiren diyaloglar.
üniversite son sınıfta, arkadaşlarla oynanan bir oyun sırasında:
-şimdi biz mezun olunca ne olacaz?
-işsiz
-....
tarihin arka odası
-
her hafta birilerine ''izlemeyin kardeşim'' diyen murat bardakçı da bu lafı duydu*
m. bardakçı: nurhan hoca minyatür anlatmasın, konuğun sözünü kesme, konu dışına çıkmayın, erhan bir sus konuşayım, işimin gücümün arasında sizi izliyorum.
e. afyoncu: izleme kardeşim, otur kitabını yaz.
büyüdükçe özlenen şeyler
-
babaannenin dut ağaçlarının arasına kurduğu salıncakta saatlerce sallanmak.
sıla'nın ahmet kural'dan hamile olması
sevilen şiirin en vurucu cümlesi
0-0 bitmiş lecce cagliari maçını banttan seyretmek
oğlun nerede okuyor denince ittü diyen ezik anne
-
oğlunu okutup, büyütüp, itü ye sokmuş annenin ben ayaklarını öperim. değil ona ezik demek telaffuzuna bile laf söylemek senin haddine mi? be şerefsiz!
sözlükçülerin kazıklanma hikayeleri
-
unutamadıklarım no:5
yıl 1998, lise 3'teyim. para biriktirmişim ve playstation alacağım. normalde anadolu çocuğuyuz ama sırf playstation almak için istanbul'a gelmişim. doğubank'a nasıl gideceğim ezberimde. galata köprüsünde yürüyorum. boyacının biri "birader bir bakar mısın" dedi. azıcık istanbul tecrübesi olan birisi boyacıların frekansından gelecek tüm yayınları filtrelemesi ve reddetmesi gerektiğini bilir ama dedim ya, anadolu çocuğuyuz, safız.
- efendim?
+ ayakkabın çok kirli, gel bi tozunu alayım.
- yok istemem.
+ ya gel, benden, ikramım.
tabi tozunu almaz sadece, azıcık da boya sürer. işlem esnasında da hapisten yeni çıktığını, adam bıçaklayıp öldürdüğünü falan anlatıp beni korkutur. ne kadar verdiğimi net hatırlamıyorum ama şöyle söyleyeyim, ayakkabı boyamak 10 tl ise ben 100 tl vermişimdir bu eşkiyaya. her mal gibi beni tartaklamadığı için bir de teşekkür edip yoluma devam ederken ikinci bir boyacı "kardeş bir baksana" diye seslendi. ve arkadan o muhteşem bağırış geldi: "ahmeeet, bırak bırak ben aldım!".
jelko obradoviç
-
bir gün bir türk takımını çalıştırmasının hayaliyle yanıp tutuştuğumuz efsanevi yugoslav koç.
(bkz: yugoslav ekolü)