hesabın var mı? giriş yap

  • ege ve akdenizin bitki örtüsünün maki olması.

    içine edeyim böyle bilginin ben, 25 sene oldu aklımdan çıkmıyor arkadaş.

    hayır bir de daha kötüsü var, yıllarca duyduk duyduk bunu ama maki nedir hiç görmedik ki gerçekte. sadece kısa ve bodur dendi durdu bize. sonra okul bitti hayata atıldık. yolda giderken arabadan bakıp ulan maki bu herhalde ya, sonuçta buranın bitki örtüsü maki. herhalde bu abi diyip durdum kaç sene boyunca.

    ya da başka muhabbetler esnasında maki abi o maki işte o ağaç falan dedim. halbuki büyük bi çam ağacının filiziymiş o gösterdiğim megerse. o bilgiyi hep gerçek hayatımda kullanmaya çalıştım. işime yarasın istedim. olmadı bir türlü.

  • bakın tekrar söylüyorum;
    (bkz: insan ırkı yok edilmeli)

    bilmem kaç milyarlık gezegen. ne canlı türleri geldi geçti hala geçmeye devam ediyor ama bu dünya bu evren insan ırkı kadar şerefsiz, adi ve vahşi bir tür daha görmedi görmeyecek. el birliğiyle linç ettiğiniz domuz bile insandan daha merhametli daha vicdanlı.

  • bir devlet bahçeli beyanı. ben ikna oldum.

    bu kapsamda türkiyede demokrasi yok ve türkiye laik değil

  • daha da kötüsü aslında bunun farkında olmak; ama içine doğduğun hayatın uyuşturucu durgunluğuna kapılıp savrulmaktır.

    önce iyi bir eğitim almadığını bilirsin içten içe; ama tutulduğun yarışın anlamsızlığının farkında olmama rağmen düzene boyun eğip vasat bir insan olursun.

    insanlar bir yerlerde hayatını yaşarken, boş insanların boş muhabbetlerini dinlemek zorunda kalırsın; dinlemezsen yalnız kalırsın ve asosyallikle suçlanırsın; dinlersen de bombok kafalı biri olursun.

    bu düzen üzerine bir pislik gibi yapışır. silmeye çalıştıkça daha çok bulaşır; öyle kalakalırsın. ilişkiler yüzeysel ve vasattır. öyle dandik bir çevren vardır ki, iyi bir şeyler yapmaya çalışmak demek, delirme noktasına gelinceye kadar ödün vermek demektir. sorgulayan bireyler, hem aşağılanır, hem yalnız bırakılır, hem de ümitsizlik içinde boğulmasına göz yumulur.

    garip, kasvetli ve kötümser bir yorum gibi görünebilir ama değildir; çünkü bu toplumsal zehrin kendini nasıl da felç ettiğini bazen çok geç anlarsın; bazen de hiç anlayamazsın. umutsuzluk bir yandadır; ortağım doblo'yu x'e sattım; beylikdüzünden y saatte geldim; bilmemneyi gördün mü survivor'da elendi iyi oldu diğer taraftadır.

    ilginç bir boktur bu anlatmak zor.

  • sobanın üstüne tükürüp "tıpıstttt" sesini duymamış bi' çocuk. yazık. evet.