hesabın var mı? giriş yap

  • --- spoiler ---

    "ne mal bıraksın, ne mülk bıraksın, hepsini değeri varken, hepsini satsın gitsin"

    --- spoiler ---

    kime satalım hocam? ölmesini istediğimiz birisine mi?

  • 21. yüzyıldayız.

    her gün yeni bir bilgi edinebiliyoruz. fikirlerimiz her an değişiyor.

    dahası fikirlerimizi tek kaynaktan beslemiyoruz. bu da ideoloji dediğimiz kavramın geçerliliğini yitirmesine yol açıyor. zira artık en genelgeçer doktrinler bile kendi içinde onlarca kola ayrılıyor, en zıt ideolojilerin bile bazı kolları birbirine benziyor.

    bugün toplumunuzda kendisini sosyalist, kapitalist, anarşist, fundamentalist vb kavramlarla tanımlayan insanların hiçbirinin düşünceleri bu ideolojilerle birebir örtüşmüyor. aynı ideolojiyi takip ettiğini belirten insanlar çok temel konularda zıt düşebiliyor. bunun sebebi elbette çok fazla bilgiye ve kaynağa sahip olmamız.

    hali ile sağ ve sol gibi zıt kutup da kalmıyor. yeri geliyor bir türkçü ile bir kürtçü, bir islamcı ile bir sükülerizm yanlısı aynı paydada buluşabiliyor. aynı şekilde x görüşüne sahip insanlar kendi içlerinde yüzlerce farklı fikir barındırabiliyorlar.

    sonuç: 21. yüzyılda artık toplumu, siyaseti ve düşünceleri sağ-sol sınıflandırmasına tutmak hayli yanlıştır. bugün türkiye siyasetinde dahi tam olarak sağ ve tam olarak sol şeklinde sınıflandırabileceğimiz partiler azalmıştır. seçmen tercihlerinde de sağcı solcu ayrımından ziyade parti programı önem kazanmıştır. elbette bunu eski kuşak için söylemiyorum, onlar alışkanlıklarını devam ettiriyor ancak yeni kuşak bu ayrımın -bilinçli veya bilinçsiz- çoktan dışına çıkmıştır.

  • ortalama 200 yolcu kapasitesi olan uçakta 10 gram et azaltmayla tasarruf edilebilecek ağılık miktarının sadece 2 kilo olduğu hesaba katıldığında, "ağırlığı 2 kilo azaltıp yakıttan tasarruf ettik diye seviniyorsanız yolculardan uçağa binmeden önce sıçmasını talep edin, her yolcu boarding öncesi ortalama 350 gram sıçsa tam 70 kilo tasarruf edersiniz" dedirten havayolu şirketidir.

  • 1964 yılında bir devlet dairesinde işe girdim. ilk işim, taksitle grundig marka tk19 model
    bir makaralı teyp almak oldu. o yıllarda çok pahalı bir aletti. maaşım 395 lira 20 kuruştu.bu alete 10 ayda 2.150 lira ödedim. aylığımın yarısından fazlası bu alete gitti.
    ödemem bitti, 6 ay sonra işten istifa ettim.

  • hikayemiz şöyle;

    60'lı yılların başında ford, kompakt boyutlarda bir spor otomobil üretmek amacıyla zibilyon bir çok farklı tasarıma sahip konseptler hazırlar, hazırlatır. konseptlerden biri de "gerçek ilk nesil ford mustang"ten yaklaşık olarak 40 santim daha kısa, tek kaplı bir tasarımdır. vince gardner tarafından tasarlanan shorty, amerikan üreticinin uzun dönemli ford prototip-konsept-şov arabalarını gerçeğe dönüştüren dearborn steel tubing (dst industries) tarafından üretilir. kaputunun altına da 260 inç küplük (4.2 litre de denilebilir, ford falcon ve mercury comet'te de kullanıldı) v8 motor takmak da ihmal edilmez.

    ancak tamamen seri üretime hazır, yürür halde olan cihaz; ford tarafından çok benimsenmeyince, diğer hazırlanmış konseptler gibi basma makinesinin yolunu tutmaya hazırlanır. ama tasarımcı gardner eserinin jilet olma olasılığına dayanamaz ve arabayı ford merkezinde bekletildiği yerden çalarak, yakınlardaki bir depoya saklar - hem de etrafını tuğla ile örerek. amerikan üretici ise devreye sigortacıları sokar "çalıntı araba" mevzusundan dolayı.

    senaryonun devamında hırsız tasarımcı gardner arabayı sakladığı deponun kirasını ödeyemez, depo sahibi de mekanında dolanırken arabayı keşfeder ve "ödenmeyen kira"nın karşılığı olarak arabaya el koyar. sonrasında ford'un ileri yöneticilerinden birine (autoweek ford'un sigortacısının satın aldığını söylerken, new york daily news ileri yönetici demekle yetiniyor) satar.

    1968 yılında araba hemming motor news dergisi üzerinden satışa çıkarılır. dergiyi okuyan bill synder (ohio'lu bir iş adamı, amerikanın önde gelen matbaalarından nordec inc'in sahibi) adamlarından birini arabanın yanına connecticut'a yollar, teslim alması için.

    işin ilginci synder satın aldığı ford'u daha ilk tasarlandığı günlerde bir araba fuarında görüp acayip beğenmiştir. ford yetkililerine aynen böyle bir iki koltuklu bir mustang sahibi olmak istediğini ve 10 senelik corvette'inin yanına koyacağını söyler ama yetkililer aracın asla üretilmeyeceği cevabını alır. şans! hayalindeki araba elindedir artık.

    synder aradan geçen 46 yıl içinde arabanın motorunu 302 inç küplük mustang boss v8 motoruyla değiştirir, orjinal boya rengiyle tekrar boyar...

    ------------------------------------------

    söz konusu araba 27 mart 2015 günü fort lauderdale'deki açık arttırmada satılacak ve değerinin 400000$ ile 600000$ olduğu söylenmekte. açık arttırma linkinde bahsettiğim hikayenin epey detayı var;

    http://www.auctionsamerica.com/…ecode=fl15&id=r0067

    daily news'teki yazı;
    http://www.nydailynews.com/…stang-article-1.1885980

    ford'a göre hikaye;
    https://media.ford.com/…64-ford-mustang-shorty.html

  • bu sabah itibariyle bana düşen 12000 dolar hesabıma yatmış.
    artık geleceğe daha umutlu bakıyorum. çok yaşa akp çok yaşa rte.

  • “nezaketsizlik kötüdür. insanlar artık böyle oldu. yapmayın, haddiniz olmayan cümleler kurmayın.” özetli bir dizi cümle haykırmış instagram’dan habere göre.

    birkaç sene önce kendisi ile tanışmam tesadüfen bir yazlık yerde oldu. adamın biri dünyada tek bir ürün yapıyor. bergüzar korel, bugün şikayet ettiği hadsizlik ve nezaketsizliğin alası bir yaklaşımla bunu dakikalarca sorguladı. ben de dükkanın dışındayım, sıra bana gelsin diye bekliyorum. o nedenle, her anına şahit oldum.

    merak edebilirsin, soru sorabilirsin, anlamaya çalışabilirsin. adamın ilgili insanlara ince ince anlattığına ben şahidim. yaptığını tutkuyla anlatan adamın tüm sakinliğiyle susup karşısında olan biteni izlediğini gördüm. karşısındaki bu kadın “nasıl tek yeaaaniiiaaa?” gibi cümleler kurdu, bu ürüne benzediğini düşündüğü şeyleri anlatma ihtiyacına girdi. adam neden bildiklerine benzemediğini biraz anlatır gibi oldu, kadın hesapta dinledi. aslında yargılamak ve bildiklerini göstermek için fırsat kolluyordu. adam devam etmedi. müşteri değil, yargıç gibiydi. yukarıda biri kezban diye ifade etmiş, ne yazık ki katılıyorum.

    sıra bana geldiğinde, adama dedim ki, “ne kadar zor olsa gerek böyle insanlarla karşılaşmanız. yaptığınızı anlamaya yakın bile değil.” “herkes bir dünya.” dedi sakince. nezaket budur.

    kıssadan hisse: başkalarının çöplerine laf söylemeden önce kendi çöpüne bakmak iyi fikir olur. bak bu örnek, senin de başkalarınca tam da şikayet ettiğin gibi biri görüldüğünü anlatıyor.