ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
1 şubat 2021 yeni alkol ve tütün yasağı açıklaması
-
mahalle yanarken getirilmiş düzenlemelerdir.
anne ve babayı huzurevine yerleştirmek
-
ben de burada atıp tutanlar gibi düşünüyordum. gerekirse işi gücü bırakır annemle ilgilenirim diyordum. önce teyzem destek oldu, 4 ay evinde ilgilendi ama annem orada çok mutsuz oldu. sürekli evine gitmek istedi. evi farklı bir şehirde. yanına bir yardımcı buldum, evine yerleştirdim, her haftasonu uzun yol yapmayı da, tek maaşla iki ev geçindirmeyi de göze aldım ama annem yine mutsuz.
kendi hayatının kontrolünü elinde tutmaya alışkın, hep özgür yaşamış, asla tahakküm altına girmeyecek eski bir bankacı ve ticaret kadını. ilk ay kızı kovdu, azarladı, sürekli bağırıp çağırdı, ağlattı… yalnız kalamayacağını idrak edince bu kez kötü davranmayı bıraktı ama sürekli şikayet etmeye başladı. 3 gündür yemek yemiyor mesela, protesto ediyor kendince ki beslenme onun için ilaçtan bile daha mühim şu an.
2 hafta önce bir epilepsi nöbeti geçirdi, tekrar etme ihtimali yüksek. sol gözünün üzeri morarmış, konuşamadığı için ne olduğunu söyleyemiyor, sadece düşmediğini veya bir yere vurmadığını, canının da acımadığını söylüyor. yani sorunca 'yok yok' diyor sadece.
nezle oldu, sürekli uyuyor dedi kız, doktora gitmesi lazım ama asla ikna edilemiyor. gerek yok diyor. hayır istemiyorum diyor.
kişisel hijyenini yeteri kadar sağlayamıyor ve benden başka kimsenin de yardımcı olmasına izin vermiyor.
istanbul'da yaşıyorum ben. iyi ve huzurlu olduğum bir işim, kendimle mutlu olduğum bir hayatım, ilgilendiğim hayvanlarım var. her şeyi bırakıp yanına gitsem yine mutlu olmayacak artık bunu biliyorum. onun istediği eski düzen ve özgürlüğü ama bu mümkün değil artık. bunu idrak edemiyor, etse de kabul edemiyor. kaldı ki sadece onun maaşıyla geçinmemiz gerekecek. bu da mümkün değil, sadece aç kalmamamıza yeter, o da belki.
yanıma alsam, gündüz işteyim yine eve biri lazım. istanbul'da bakıcılar 600 dolardan kapı açıyor. bütün hayatımı ona endekslemem, kendimden tamamen vazgeçmem gerekiyor benim ki ona rağmen her şeye yetebilmem mümkün değil. hijyenini nasıl takip edeceğim? her gün çeşit çeşit yemeğini nasıl hazırlayacağım? evde düşse, bir nöbet geçirse nasıl hastaneye yetiştireceğim?
işi bıraksam, annem 72 yaşında, kardeşim falan yok. 20 sene her şeyi bırakıp kendimi ona adasam o gittiğinde ben 57 yaşında olacağım. emekli olamamış, bir geliri olmayan, ödemesi gereken bir ev kirası, faturaları olan yalnız bir insan olarak ben ne yapacağım o gün geldiğinde? hayırsızlık denen bu rasyonel düşünme şekliyse kendimle yüzleşip hayırsızlığımı kabul etmem lazım demek ki.
basit şekilde, acaba düştü mü, yemeğini yedi mi, bir yeri ağrıyor/acıyor mu, pedini değiştirebildi mi… 6 aydır bunları düşünmeden geçen tek bir günüm, uykusuz ve bitkin şekilde uzun yol yapmadığım tek bir hafta sonum olmadı. şimdi onun güvende olacağı ve ihtiyaçlarının karşılandığından emin olacağım bir hayatı onun için yaratmak mı hayırsızlık yoksa şu an yapmaya çalıştığım mı?
hayırlı evlatların fikirlerini, çözüm önerilerini duymayı samimi olarak çok isterim.
debe editi: ben bunu yazdıktan 2 saat sonra yardımcımız valizini topladı gitti. :) hafta içi 4 gün 08:00-19:00 annemle ilgilenecek ve evin işlerini halledecek, büyük ırk köpeğimden de korkmayacak birini arıyorum. böyle bir çevresi/tanıdığı olan varsa benimle iletişime geçebilir mi? lokasyon istanbul. teşekkürler.
yardım hesabı açıldı milletimiz cömerttir
-
"yeter ama ya. s. git." denmesi gereken açıklama.
chris rea
-
rock müzik dinleyicisinde şöyle bir tavır gözlemlerim ben. bu adamı ortamlarda çalınınca severek dinleriz de düzgün bir müzisyen muamelesi yapmayız. eric clapton tanrıdır ama chris rea handiyse asansör müziği yapmaktadır. itiraf edeyim, ben de bu ruh hali içinde idim. halbuki biraz düşününce bu adamın da asgari bir saygıyı hakettiği noktasına vardım. diyeceğim, chris rea iyidir. dinleyiniz, dinlettiriniz.
dream tv'nin kapanması
-
evet bir yıldız daha gözden kayboldu sessizce. y kuşağında müzik adına çok fazla anının önemli figürlerinden olan dream tv kapanıyormuş. hatta kapanmış. birsen birdir hikayesinde acı haberi paylaşmış, kendisine bizzat sorup teyit aldım.
https://www.instagram.com/…03/?igshid=1f3q2a5vfpu0d
https://ibb.co/rp4wxtg
internetin bu kadar yaygın olmadığı dönemlerde yabancı müziğin evimizdeki en önemli adresiydi. rock'n coke konserlerine canlı bağlanıp hayvan gibi yayın yaparlardı. hoşçakal nilay'lı happy hours, hoşçakal güven erkin erkal, hoşçakal lyrics, evdeki ses, genç iz, beach party seda, t-rock ve daha nice koç yigitler... çilekeş, ege çubukçu(yaz geldi yov), aylin aslım, yüksek sadakat, amy lee, rahmetli chris cornell...
artık çok daha yalnızız.
1 ekim 2011 doğalgaz zammı
-
(bkz: winter is coming)
gibi (dizi)
-
balkondaki kahvaltı sahnesinde caddeden geçen çift katlı otobüsten yola çıkarak yapılan google maps incelemesi sonucu evi buldum ; cemil topuzlu caddesi, no:82 sahil apt. caddebostan.
görsel
maps konumu ;
https://www.google.com/…e04vqmqg!2e0!7i16384!8i8192
yaran fıkralar
-
bakan olan görgüsüz birisi şoförüne sorar:
'şoför söyle bakalım eşekle şoför arasında ne fark vardır? '
şoför bir süre düşündükten sonra mahcup bir şekilde;
'bilemedim bakanım' diyor.
bakan cevap olarak:
'eşeğe çüş diyince, şoföre ise dur diyince durur' demiş.
bunun üzerine şoför çok sinirlenmiş ama karşıdaki bakan olduğu için bir şey söyleyememiş.
belirli bir süre sonra bu defa şoför bakana:
bir soru sorabilir miyim bakanım' der. bakan da:
'sor bakalım' der.
şoför sorar: 'eşekle bakan arasında ne fark vardır?'
bakan bir süre sonra:
'bulamadım şoför söyle bakalım' diyor.
bunun üzerine şoför de:
' vallahi bakanım ben de bulamadım... '