hesabın var mı? giriş yap

  • türkiye'de hiç gözlemlenemez. neden? çünkü salçayla, bulgurla, makarnayla beslenen fakir bir ülkeyiz biz. az çorbaya yarım ekmek bandıran milletiz. elin amerikalısı koyuyor tabağına bacağım kadar eti, pilavsız ekmeksiz indiriyor mideye. adam söylüyor pizzasını, masa kadar pizza getiriyorlar, oturuyor altı tane birayı katık edip yiyiyor bir başına, sonra gidiyor sıçıyor affedersin, her taraf buhar her taraf duman, metan haliyle. ben salça ekmekle doyuruyorum karnımı, ekmek bağırsağa bile varmadan atomlarına ayrılıyor midemde, salça ekmekle nasıl buhar çıkartsın bu millet rögar kapağından. demem o ki, o buhar bir milletin refahının göstergesidir.

  • anne-baba boşanmıştır.

    baba - ben zaten anneni sevmiyordum çok.
    ben - e niye evlendiniz o zaman?!
    baba - beni soruyor mu hiç?
    ben - kim?
    baba - anan olacak kadın.
    ben - yok sormuyor.
    baba - zaten çok sevmiyordum.

    yeminle iki çocukla uğraşıyorum.

  • - çözdüğünüz problemlere örnek verebilir misiniz?

    - havuz problemi

    (başvuru formunu bir danışma şirketi hazırlamıştı, arkadaşı işe aldım)

  • çocuğun yarışmada birinci olması yaptığı esprilerden daha komik amk.

    tanım: yetenek bilmem ne isimli yarışma programı dönem birincisiymiş.

  • random internet kullanıcıları, fetöcüleri fotograflarından %100 başarı oranıyla tespit edebiliyorken devlet bunları zamanında tespit edemedi ve tüm kurumları ele geçirdiler. bu da en büyük utancımızdır.

  • ülkemizde günümüz müziğini nasıl buluyorsunuz?

    "her şey bambaşka ve pırıl pırıl olabilirdi. hayatımız, sanatımız, ilişkilerimiz, sokaklarımız, doğamız, sahillerimiz, eğitim sistemimiz, siyasetimiz, maalesef giderek bir batağa saplandı. oysa yüz yıl önce geleceğin ufkuna bir gökkuşağı çizilmişti. gerilemeyi ilerleme diye topluma zerk eden zihniyet, türlü karalamalarla gerçekleri ekseninden kaydırarak, kendi ufukları kadar bir gelecek çizmeye başladılar. güzellikler karartıldığı için, insanlar yetinmeyi öğrendi. o yüzden bazı istisnalar dışında, artık bütün kavramlar sahtedir. bu kıyamet ortamında mucizevi bir şekilde yetişen aydınlık fikirli insanlar ve onların çağdaş eserleri, çölde açan çiçekler gibi."

    (2017 yılı son röportajından)

  • ben gönüllüyüm.

    bunu yapanları cehennemin dibine göndermeye gönüllüyüm.

    trollük yapmak değil amacım.

    41 yaşındayım, iyi bir hayatım ve mesleğim var.

    üniversite hocasıyım, doktorum, akademik ünvanım da var.

    biri kız, biri erkek iki küçük çocuk babasıyım.

    neyse cezamı söyleyebilirsiniz peşinen, çekmeye de razıyım.

    verin o adamları bana, ne yapacağımı biliyorum. ciddi söylüyorum.

    bugün bunu yaparım, yarın da eğer benim çocuklarıma yapılırsa ben cezaevindeyken, bu hayvanlara cezayı verecek adamlar çıkar böylece.

    bekliyorum.

    verin o adamları bana.

    tepkisiz kalmak istemiyorum.

    adalet ve hukuk bir oyun, bu olayda yapacakları birşey yok.

    boşanma, miras, mali suçlar ve kaçakçılık suçları hukukla çözülmeli.

    bu olayın mahkemesi olmaz, olamaz.

    debe editi: (bkz: #49205870)

  • ilginç olay ama olayın cem yılmaz’ın işlerinin içeriğiyle ilgisi yokmuş. başarılar tamamen siyasi düşüncelere göreymiş.
    başarı ölçütü=siyasi görüş. teşekkürler yazar kardeş, yine kutsal bilgilendim.

  • boykotun başarısız olduğunun iddiası belirli aralıklarla sözlükte gündeme geliyor. gündeme getirenlerin bir karın ağrısı var ki sürekli önümüze sürüyor bu argümanı. boykot eden tek kişi kaldığımı bilsem bile devam edeceğim boykottur.