ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
canlı performansı albümüne eşit olan sanatçılar
-
sinan akçıl. her türlü kötü
f.z.abdullah'ın y. güney'in ailesine verdiği cevap
barok müzik
-
müzik tarihinde 1600-1750 yıllarını kapsayan ve kendi içinde gelişen çağa ‘barok’ denir. barok, ispanyolca’dan fransızca’ya geçmiş bir kelimedir. anlamı; ‘biçimsiz inci‘dir. 18. yy sanatçıları bu dönemdeki eserleri fazla karmaşık, aşırı süslü, abartılı, düzensiz ve zevksiz olarak küçük düşürmek adına ‘barok‘ nitelendirmesini kullanmışlardır. bu dönemde soyluların ve burjuvazinin rönesans sebebiyle gelişen toplumsal ve ekonomik hareketliliğe, değişime karşı, sanatsal anlamda egemenlik sağladığını görüyoruz. ayıca ‘milliyetçilik‘ düşüncesi ilk bu dönemde ortaya çıkmıştır.
saray sanatı diyebilmemizin sebebi, mimariyle ortaya çıkması ve kralların gücünü sergilemeyi amaçlamasıdır. barok dönemde amaç şaşırtmaktır. rönesans’taki denge arayışının aksine gösteriş ve abartı görülür. heykeller, havuzlar, mimari yapılar çok süslü ve abartılıdır. bu akım o kadar etkindir ki, elbiseler, saçlar bile süslüdür. tüm dünyada güzellik algısını etkilemiştir. ayrıca, ülkemizde de barok dönem etkilerini dolmabahçe sarayı, nurosmaniye camii ve ortaköy camii gibi yapıtlarda görmek mümkün.
ısaac newton, galilleo gibi bilim adamları bu dönemde yetişmişlerdir.bir de ilginç bilgi olsun; insanların bu dönemde vaftiz suyunu kaybetmemek adına yıkanma alışkanlıkları olmadığı için, peruk kullanımı çok yaygınlaşmıştır.
barok dönemde çok önemli besteciler yetişmiştir ; jean bapsite lully , george friedric handel , johann sebastian bach , antonio vivaldi, arcangelo corelli gibi.
hoşlanılan kızın dişlerinde tel olması
5 ekim 2021 fatih tezcan'ın helallik istemesi
-
--- spoiler ---
hayatımın en ağır imtihanıyla imtihan ediliyorum. bütün kardeşlerimden duâ ricâ ediyorum. yayın yapabilecek durumda değilim. hakkınızı helâl edin.
--- kaynak ---
umarım iyileşir ölmezsin fatih bey. cumhuriyet'e ve atatürk'e ettiğin hakaretler bini geçti. bunun hesabını vermeden ölemezsin.
2002 dünya kupası'ndan akılda kalanlar
-
ahn'ın italya'ya gol attığı için takımı perugia'dan kovulması.
tabi bir de milli takımın turnuva dönüşü türk hava sahasına girdiğinde savaş uçaklarının eşlik etmesi var. ne heyecan vardı o zamanlar.
https://youtu.be/5i5szlaradm
berber koltuğuna oturunca çöken cehalet
-
enseyi alıyorum abi
hı-hı...al
yanları bırakayım mı abi?
hı -hı bırak
o yüzüme sürttüğü fırça ne? enseme sürdüğü tuhaf kokulu pudra. birilerinin kulağına vurduğu alevli çubuğu kim akıl etti?
alex göndermeleri iyi oldu abi?
ya tabii şimdi.
valla ben bi şey demiyom dış güçler var.
gibi. yani
gözlerini kapat abi.
kapandı.
abi aç.
anam içim geçmiş.
ense nasıl olmuş abi?
iyi.
zira o sırada ben hiçbir şey bilmiyorum. cahil, itaatkar, ezik, konformist. "al şu usturayı ananı babanı kes" dese o an "ne oluyor lan?" diyemeyecek insanlar var. ben de onu diyemem belki ama üzülürüm çok.
istifa etmek
-
bugün gerçekleştirdiğim eylem.
ülkemizde home office mantığı 7/24 çalışmak olarak anlaşılıyor sanırım.
3 kişinin yapması gereken işi tek kişiye yaptır,
asgari ücretin biraz üstünü üniversite mezunu bir insana öde.(50-100tl kadar) hem de 7/24 hafta içi/haftasonu çalışmasını bekle çünkü zaten evdesin. hazır yasaklarda var. ne yapıyor olabilirsin ki?
üstün sana istediği saatte yazsın, senden dosya istesin cevap vermezsen arasın. yaptığın işi küçümsesin. bu kadar manyaklıkla uğraşmanın sağlığıma vereceği zararı düşünerek, bugün istifamı vermiş bulunmaktayım. mutluyum.
icat edilmesi istenen aletler
-
şeffaf kapaklı buzdolabı. (her ne yiyebilirim diye kapağı açıp 3 dakika bakınınca oluşan enerji kaybını önlemek adına)
yaran olaylar
-
yer akmerkez:
altmışlı yaşlarda kodaman bir dayı avmye gelir girişte çantasını xray cihazına bırakır. çanta geçerken güvenlik tedirgin olur. tehlikeli birşey görmüştür çünkü. efendi bir ses tonuyla dayıya sorar:
-beyefendi silahınızın ruhsatı var mı?
-var
der dayı ve çantasını alıp yoluna devam eder. arkadan güvenlik koşturur beyefendi ruhsatınızı görebilir miyim acaba diye. ancak dayı hiç tınlamaz yürümeye devam eder. güvenlikte fazla bulaşmak istemediğinden olsa gerek geri döner. o sırada dayı arkasını döner ve gitmekte olan güvenliğe seslenir:
-hey niye geri dönüyon
-ruhsatı göstermediniz efendim
-göstermediysem senin görevin beni buraya sokmamak değil mi?
-ama efendim:((
dayı hemen çantasını açar ve silahı alıp güvenliğe doğrultur. güvenlik korkudan altına yapacakken dayı tetiğe basar çaattttt.
silahın ucundan bir alev çıkmıştır. dayı:
silah değil bu yeğenim çakmak çakmak.
umut sarıkaya tipi mutsuzluk tanımları
-
bitmiş şampuan içine su dolduran anne
ben ne ağayım ne sultanım sadece hizmetkarım
belediyeyi alınca iktidara geldiklerini sanan tip
-
dur bakalım çomarlarin belediyelerden, belediyelerden beslenen vakıflardan derneklerden gelen mamaları kesilince görücem ben sizi
edit: 23 haziran seçimi de kaybedilince mamalar gerçekten kesilmiş sanırım :) başlığı açan yazar kaçmış