hesabın var mı? giriş yap

  • yaşlandıkça cimri olanmış.

    "şimdi ucuz kıyafetler giyiyorum, zara, h&m, forever 21, bershka...
    bazen massimo dutti bile pahalı geliyor.
    “altı üstü askılı bir elbise için o para değmez!” diyorum.
    parayı, iyi çantaya ve iyi ayakkabıya harcamayı tercih ediyorum.
    geçenlerde istanbul’da network bile pahalı geldi, anlayın halimi!
    e yaşlanıyorum ya, biraz da cimri oluyorum."

    massimo dutti ve hatta network bile pahalı gelmiş düşünün, gözlerim doldu şu an.

  • sdflşgajşdlhjaihşsjdha ortalama bir lisede fen bilgisi dersi ödevi olabilecek bişeyi baya baya arge projesi gibi anlatmış adamlar. güneş enerjili mobil istasyonlarda aküler maliyetsiz olarak şarj edilecekmiş. güneş enerjili şarj istasyonu beleşe kuruluyor sanki.

    her modelin başka bir özelliği varmış. cumhuriyet adlı model tahtadan olduğu için ekolojikmiş. ekolojiden anladıkları bu asldjgah.

    öbürkü modeli doğa şartlarına uygun ve sportifmiş. aşdlsgjşaldshşlajh

    hadi çocuklar saf ve hevesli okey de koca koca hocalar nası böyle şeylere alet oluyor anlamıyorum aq. saatte 50 kilometre yapıyomuş lan tahtaya teker takmışsın iki kişi ittirse zaten elli yapar o aşslfdgja

  • gazeteci yazar fatih altaylı'nın ortaya koyduğu hakikattir..

    knorr, türkiye'de farklı ve avrupa'da farklı ürünler satıyormuş.

    içinde tavuk bile olmayan tavuksuyu çorbaları gibi.

    --- spoiler ---

    knorr’un aynı ürünü avrupa’da farklı, türkiye’de farklı içerikle sattığını, avrupalıların sağlığını korumakla kalmayıp, onlara daha kaliteli bir ürün sunarken türk tüketicisine içinde tavuk olmayan tavuk suyu bulyonu itelediğini yazdım.

    epey bir mesele oldu.

    her yerden ses geldi.

    iki yerden çıt çıkmadı.

    biri türk halkını kandıran knorr.

    diğeri türk halkının kazıklanmasına ve belki de zehirlenmesine seyirci kalan tarım ve orman bakanlığı’ndan.

    her ikisini de vurdumduymazlıklarından ötürü kutluyorum.

    belli ki aralarında iyi bir konsensüs var.

    belli ki söyleyecek, verilecek yanıt yok.

    belli ki sükut ikrardan geliyor.

    ve belli ki, aynı kaba pislemişler.

    bizim yediğimiz kaba.

    ama en azından biz görevimizi yaptık.

    knorr konusunda halkımızı uyardık.

    bundan sonra hala knorr kullanan var ise bile bile zehirleniyor, bile bile kazıklanıyor demektir.

    ona da benim karışacak halim yok.

    --- spoiler ---

    kaynak burada

  • ilk okuduğumda ne alaka allah korusun devlet bahçeliyle aynı evde yaşamak tövbe estağfurullah dedim.

    seçime üç gün kala benim kafa going to go arkadaşlar.

  • iki gösteride de konu aynı gibi dursa da, cem yılmaz, olayı anlattıktan sonra "aslanın var olması zaten mucizenin kendisi değil midir? mucizeyi varlığında aramak varken neden çıkardığı seste arayalım?" şeklinde bir tespit yapmıştır ki ancak felsefe kitaplarında falan bulabilirsiniz, doğu da bu seviyeye anca aşağıdan bakar elini gözüne ışık gelmesin diye siper ederek.

  • --- spoiler ---

    ezel yine kendini ölmüş gösterip estetik ameliyatla eyşan olacak ve cengiz'le mutlu bir hayat yaşayacaklar. baba olmayı beklerken anne olacak ama olsun yine de evlattır yani. sevilir.

    --- spoiler ---

  • "16 yıldır başta olan bir insan yeni olarak şunu yapacağız diyemez; ancak özür dileyebilir."

    başka söze gerek yok.

  • 2015 model, 1.5 dizel 116 hp, 5 kapılı modeli ile 2.000 km yaptığım minik. izlenimlerimi paylaşmaya çalışacağım.

    öncelikle ilk defa mini logolu bir otomobilin direksiyonuna geçtim. özellikle eski kasasının görüntüsünü ve iç mekanını çok çekici bulmamakla beraber john cooper works versiyonunun videolarını hayranlıkla izliyordum. yenilenen kasasının ise göze daha hoş geldiği bir gerçek. stopların ve farların kocaman hale getirilmesi aracı olduğundan daha büyük gösteriyor. led farların yanlarındaki mini yazıları hemen dikkat çekiyor. güzel gözüken led farların ise uzunları malesef yetersiz. iç mekan kalitesi de arttırılmış. malzeme kalitesi ve her tarafa serpiştirilen ambiyans aydınlatmaları aracın içini de çekici hale getirmiş.

    araçta makyajlanmış 1 serisinde de kullanılmaya başlanan 3 silindirli dizel motor görev yapıyor. beygir olarak 1.6 olan selefiyle aynı olsa da tork değeri 10 nm artmış yakıt tüketimi ise düşürülmüş. motor, aracı yürütmekte hiç zorlanmıyor. her viteste atak bir karakter sergiliyor, biraz da sabırla 2 ile başlayan hızlara da çıkabiliyorsunuz. yakıt tüketimi de oldukça hızlı sayılabilecek bir 2000 km'nin ardından 5,7 lt/100 km olarak gerçekleşti. bu tüketime az diyemesem de kullanım şartlarıma göre çok da asla diyemem.

    yol tutuş konusunda ise mini'nin kullandığı "go kart hissi" mottosunun hakkı veriliyor diyebiliriz. süspansiyonlar, yol tutuşun iyi olması için ayarlanmış ama otomobil için konforsuz tanımlamasını yapmak haksızlık olur. çünkü yoldaki çoğu bozukluğu güzelce sönümlüyor ve virajlara güvenle girerken bozuk yollarda da zıplama korkusu yaşamıyorsunuz.

    negatif izlenimleri düşündüğümde çoğunlukla donanımla ilgili şeyler ön plana çıkıyor. koltuklar da özellikle uzun yollarda rahat değil. uzun farlar yetersiz, emniyet kemeri yolcu için zorunlu değil.

    özetle yeni mini güzel bir otomobil. gerek motoruyla, gerek şasesiyle gerekse dizayn olarak oldukça beğendim. iç mekan genişliği sizin için 2. hatta 3. plandaysa bence mini'yi es geçmeyin derim.

  • "o ki gazilir ya" kısmından anladığım kadarıyla hayvanı acı çekerken bulmuş.

    yani kendine evcil hayvan olarak yakalamamış, aksine doğada ölüme terk etmeyi yüreğine yedirememiştir. ayrıca anlatma biçiminden samimiyetini hissedebilirsiniz. fake yada troll olmadığı çok belli.

    adam zaten başına gelen olayı anlatmış, muhtemelen orman ekipleriyle doğaya geri bırakacaklardır düzelince. hatta evimize yakın olduğundan ayağı kırık kartalı dev kafeste besleyip, tedavi edip sonra doğaya saldıklarına şahit olmuştum çevre orman il müdürlüğü çalışanlarının.

    hayvanlar rehabilite edilip tekrar doğaya salınıyor sıkça, öyle hemen evcil oldu diye bir şey yok. inşallah anasına kavuşur anası öğretir yırtıcılığı rahat olun. evinden fakir olduğu belli adamın, zaten bakamayacağını bilip kendi teslim eder hayvanı doğaya yada görevlilere.

    "çaşırdan maşırdan vazgeçtim", "sütü bidonla verdim" derken gözleri parlıyor. adam yoksul. bir şişe süt yada 1 torba çaşır o adamla size aynı şeyi ifade etmiyor o yüzden oturduğunuz yerden sallayıp duruyorsunuz. adam anlatırken öyle bir fedakarlık duygusuyla anlatıyor ki;

    anlayamazsınız.