hesabın var mı? giriş yap

  • "marketler satıyor, bakkal, manav, kasap herkes kırtasiye satıyor; fakat kırtasiyeciler kırtasiye satamıyor"

    her şeyi anlatıyor bu söyledikleri! niye satamıyorsun çünkü kazıklamaya çalışıyorsun milleti!

  • tamamen mallıktır.

    uzun vadede sik gibi ortada kalmanıza neden olur.

    şöyle ki:
    2004 temmuz ayında emekli olup emekli ikramiyesinden yedik içtikten sonra 47 bin tl keş kalan bir insan en yüksek faizden bankaya yatırsa diyelim ki %15 puandan vergiler düşüldükten sonra yıllık net 6.000 tl para alır.

    paraya hiç dokunmadığını farz edersek ki dokunulacaktır o paraya ama hadi dokunmadık diyelim. 10 yılda 106 bin lira filan yapar. yani stopajı da düşersen 60 bin lira filan getirir. 10 yılsa 1,2 kat kazandırır

    oysa aynı parayı altına yatırsak uzun vadede faiz yerine.
    2004 temmuz ayında altın 18,769 tl imiş 2.504 gram altın eder. yine hiç dokunmadığımızı farz edersek paraya bugünkü altın kuru itibariyle 10 yılda 225.360 tl para eder. net 178 bin lira getirisi var. 3,78 kat.

    2004 yılında sarıyer'den konumuna göre tapulu 2 adet ev alınabiliyordu. şimdi tapulu evlerin en kötüsü 350-400 bin tl, konuttan ziyade arsa metrekare fiyatları daha da yükseldi. 2x350 bin=700 bin tl. 10 yılda
    653 bin tl. 13 kat getiri

    2004 temmuz ayında konut alan bir emekli o parayı faize yatırmamış olsaydı da iyi bir yerden bir arsa almış olsaydı, şimdi pek çok şey çok daha farklı olacaktı.

  • bu memlekette doğmuş büyümüş ve halk tarafından meclise temsilci olarak gönderilmiş bir kişinin dili, eğer o devletin resmi dili değilse, bu o kişinin sorumsuzluğudur, devletin değil.

  • maçtan sonra sıcağı sıcağına "yarın süleyman abi'nin mezarına gideceğim" dedi..

    reina'daki kutlamalara katılmak yerine evine gidip erken yatmış, dün sabah da gerçekten sessiz sedasız gidip çiçek bırakmış, mutlu haberi vermiş..

    ***

    aynı röportajda, "beşiktaş büyük kulüp tamam, biliyorum ama ben beşiktaş taraftarının da böyle olduğunu bilmiyordum" demişti..

    şenol hoca, asıl ben senin böyle büyük adam olduğunu bilmiyordum..

    alnının her terine helal olsun..

  • insanın kendisini, final destination'un son filminin başrol oyuncusuymuş ve ölümün nefesi sürekli ensesindeymiş gibi hissetmesini sağlayan bir huydur bu.

    aynı gün içinde yataktan düşüp, kafamı duvara vurup, iki bardak kırıp, elimi ocakta yaktığım bir günün sonunda, "artık bu gün o gündür, kesin artık ölücem" dediğim ve cidden hayatın anlamını ve makus talihimi sorguladığım bu günde, biraz önce yaşadığım şeyi anlatmasam ölecek hastalığına da tutuldum.

    pisboğazlığın dibine vurduğum şu saatlerde, yediğim çikolatayı bilgisayarın üstüne düşürmem ve ısınmış laptopun üzerince çikolatanın cızzt diye erimesiyle başladı her şey. nutella kıvamına gelen çikolatayı ziyan etmemin yazık olacağı kanısına vardığım o şahane zaman diliminde, evde kimse olmamasının verdiği rahatlık ve bana tuhaf tuhaf bakan kedilerimin olan biteni kimseye ispikleyemeyeceğini bilmenin verdiği huşu ile bilgisayarı yalamaya karar verdim. ben bu pis eylemi gerçekleştirir ve usb girişi dolaylarındaki çikolataları yalarken dilimi elektrik çarptı, korkuyla fırlattığım laptop ayağıma düştü ve üç parmağım kısmi felç geçirdi.

    bugün başıma daha ne gelebilir, ne yaşayabilirim bilmiyorum.. ama dendiği gibi sakarlık, bazı insanların doğar doğmaz alnının ortasına yazılan bir lanet ise ; şu an gerçekten alnımı ve bilgisayarları yalamama sebep olan beynimin içindeki birkaç lobu söküp camdan aşağı atmak istiyorum.

  • bu kız büyüyünce manyak taş olucak. harry potter and the philosopher's stone filminde hermione granger'ı oynadı. yazar j. k. rowling açıkça söylemiş hayalindeki hermione'nin bu kadar güzel olmadığını. henüz 11 yaşında, 90 doğumlu yani.

  • uzun süreli denizaltı devriyeleri için icat edilmiş, enerjisini nükleer reaktörden sağlayan denizaltı modeli. koca bir demir yığını olmasına rağmen, nükleer reaktör kullanılması, makina gürültüsünü azaltarak, ultrasonik radardan kaçabilecek kadar sessizlik sağlamaktadır. stratejik açıdan çok önemli olmakla birlikte, herhangi bir kaza aninda aşırı radyasyon sızıntısından dolayı okyanus dibi yaşam için de bir o kadar tehlikeli muazzam makinalardır.

  • antalya sıcaklarından kafayı bulmuş über zengin arkadaştan gelsin sizlere:

    "parası neyse vereyim de başkası terlesin bu ne amk ya."

  • en fazla 60. dakikada hükmen 0-3 olarak bitirilmesi gereken maçı devam ettirenlerin suçudur.

    her sene bu futbolu terörize eden topluluğa tolerans gösteriyorlar. neden, çünkü ülkeyi siyaseten karadeniz lobisi yönetiyor.

    adamlar hakem dövdüler, futbolcu dövdüler, hakemi odaya kitlediler, sahaya kale direği attılar, neler neler yapmadılar amk. her birinden ayrı ayrı küme düşürülmeleri gerekiyordu. ama işte “bakan”ı olan kazanıyor bu ülkede.

  • gidin bir çölden 100 tane kırmızı ateş karıncası yakalayın. daha sonra bir başka topraktan 100 tane siyah karınca alın ve bunların hepsini bir kavanozun içine koyun. ilk başta hiçbir şey olmayacaktır...

    daha sonra kavanozu elinize alın, oldukça şiddetli bir şekilde sallayın ve tekrar yerine koyun. kavanozun içinde bir anda karıncaların birbirlerini öldürmek için savaştığı bir kaos ortamı göreceksiniz!..

    kırmızı karınca bunu yapan düşmanın siyah karıncalar olduğunu düşünürken siyah karıncalar bu kaosun nedeni olarak kırmızı karıncaları görmektedir. oysa çok iyi bildiğiniz üzere kaosun asıl nedeni sizin ellerinizdir...

    o nedenle günümüzde gerek sosyal medya aracılığıyla gerekse de başka ortamlarda normalde hiç tanımadığınız insanlarla tartışacak ya da kavga edecek bir duruma geldiğinizde kendinize hep şu soruyu sorun lütfen;

    “kavanozu sallayan kim?!?”