hesabın var mı? giriş yap

  • jakuzi

    bu kelime neredeyse dünya'da her dilde aynıdır. etimolojik kökenine bakarken, ilginç bir hikayeye rastladım.

    jacuzzi bros

    7 erkek kardeşin kurduğu bir şirket. kardeşler, abd'ye birinci dünya savaşı uçakları için pervane sağlama sözleşmesini kazandıkları için aile üyeleriyle birlikte abd'ye göç etti.
    orijinal soyadları ıacuzzi idi, ancak, ilk iki erkek kardeş 1907'de italya'dan abd'ye göç ettiklerinde, göçmenlik görevlileri adlarını "jacuzzi" olarak yanlış yazdılar.

    söylenene göre, bir kazada oğlunu kaybeden baba jacuzzi, diğer oğullarına havacılık işine olmayacaksınız dedi. kardeşler de havacılık işini bırakıp, su pompası işine girdiler.

    aile üyelerinden candido jacuzzi'nin oğlu ken jacuzzi'ye romatoid artritini tanısı koyuluyor. bu hastalık eklemleri etkileyen, şiş ve ağrı oluşturan, hatta o dönemde ölümle sonuçlanan bir hastalık. aile ken'i tedavi etmek için ilk hidroterapi pompası olan j-300'ü geliştirdi. pompa, herhangi bir normal küveti bir spaya dönüştürebilen taşınabilir bir cihazdı. daha sonra aile üyeleri bu pompayı geliştirdi ve günümüzdeki jakuzilere dönüştü. adı da öylece kaldı.

    kaynak

  • amber heard ve johnny depp arasında geçen ve beni çok etkileyen, rahatsız eden tartışma kaydı. kendi yaşadıklarımı gördüm resmen. karşında her fırsatta, her sorunda sana saldıran, seni suçlayan, konuşmana izin vermeyen, konuştuğunda her kurduğun cümleden cımbızla bir şeyler çeken ve onlarla tekrar saldıran bir kadın. bu şekilde iletişim olmaz. iletişim kuramıyorsan da o ortamdan uzaklaşmak en iyisidir.

    benim için çabalamıyorsun diyor. çabalamamaktan kastettiği; bağıra çağıra kavga etmemek, birbirine bir şeyler fırlatmamak, şiddet uygulamamak, o an uzaklaşıp tarafların sakinleşmesi için fırsat yaratmak. bence johnny depp en iyisini yapıyor. çünkü insanlar sinirliyken, öfkeli iken, birbirlerine bir şeyler fırlatıyor ve şiddet uyguluyorken sağlıklı bir şekilde tartışılamaz ve kesinlikle olaylar daha da şiddetlenir ve daha da kötü bir hal alır. karşında sürekli sana saldıran, sürekli suçlayan bir kişi varken yapabileceğin en doğru şey o ortamdan uzaklaşmaktır.

    karşında bu şekilde sana sürekli saldıran bir kişi varken ça-ba-la-ya-maz-sın. adım atamazsın. zeytin dalı filan uzatamazsın. böyle bir durumda karşılıklı adımlar atılmalı değil mi? sen adım atıyorsun ama karşındaki saldırmaya devam ediyorsa adım madım atamazsın. atmamalısın da. çünkü karşındakinin istediği sorunu çözmek, ilişkiyi düzeltmek filan değil. karşısındaki kişinin koşulsuz olarak ona biat etmesini istiyor ve sürekli tartışacak bir şey bularak mağduru oynamak istiyor. çünkü egosunu mutsuzlukla besliyor. bu tarz insanları mutlu edemezsiniz. bunlar ne olursa olsun mutsuz olacak, tartışacak bir şey bulurlar.

    amber heard’ ın yaptıklarını -sadece bu kayıtlarda değil- johnny depp yapsa adam linç edilirdi, belki de hukuki ceza alırdı. tam bir ruh hastası. ben olsam bu zamana kadar bile yanında durmazdım bu kadının. bir de adama benim için çabalamıyorsun diyor. sözlükte de benzer başlıklar açılıyor. (bkz: bir kadın için çabalamayan erkek)

    adam sussa psikolojik şiddet, konuşsa şiddet, bağırsa şiddet, ona vurana vursa şiddet, tartışmada şiddet varken karşılık vermeyip kaçınca korkak. ne istiyorsunuz? ne yapalım? erkek sürekli kadının etrafında pervane olsun, aklı olmasın, karşı bir görüşü olmasın, kadının her dediğini kabul etsin, sürekli onun için bir şeyler yapsın, tartışmasın, kadın bağırırken ve şiddet uygularken kaçmasın, gel dediğinde gelsin, git dediğinde gitsin, her türlü komutu alarak istediklerini yapsın, bazen de komut vermeden istediklerini tahmin ederek de istediklerini yapsın. affedersiniz ama s.çarım ben böyle ilişkiye. ben istemiyorum. yalnız yaşarım daha iyi.

  • kardeşle bodrum'dan akyarlar'a dönerken çevirmeye yakalanırız...

    -iyi akşamlar beyefendi alkol var mı?
    -sadece 1 bira içtim memur bey
    -anlıyorum, bi kontrol edelim o zaman. üfler misiniz lütfen.

    üflenir....
    -değdi mi şimdi 1 bira için ehliyeti kaybetmeye?
    -nasıl yani?
    -limitlerin üstünde çıktı, alıcaz ehliyeti
    -ama memur bey, ben yani sadece 1 bira, nasıl ...
    -şaka şaka... sana bira diye su içirmişler, sıfır çıktı. bi daha o bara gitmeyin.
    -teşekkürler memur bey.
    -iyi akşamlar

  • intihal olayının nasıl yapıldığı ve kriterleri bellidir. 40tan fazla kritere göre incelenip elif şafak'ın yaptığı işin başka bir romandan esinlenme değil, çalma çırpma işi olduğu hukuk önünde tescillenmiştir.

    yok ticari itibar, yok edebiyat öyle bir şey değil, yok elif şafak'ı dışarıda görseniz çok seversiniz vs vs. bir de utanmadan oraya davanın içeriğinden bağımsız yazmışsınız. yemin ediyorum alayınızın yerine ben utandım. siz bir daha açıklama falan yapmayın, hatta bir şeyler yazmayın. intihal yapmış bir kadını desteklerken saçma sapan ifadelerle kendinizi küçük düşüyorsunuz.

  • sene 2008. ece temelkuran milliyet'te bir yazı kaleme alır. yazının başlığı: hakikat gecesi. yazıda anlatılan şudur. açık toplum vakfı bir araştırma yapar. araştırmayı boğaziçi'nden binnaz toprak ve diğer boğaziçi akademisyenleri yürütür. araştırmadan çıkan sonuç anadolu'da ciddi muhafazakarlığın olduğu, gülen cemaatinin insanların özgürlüklerini baskıladığı, anadolu'da moderniteyi ayakta tutan şeyin laik kemalizm olduğudur. 2 sene sonra 'yetmez ama evet' diyecek boğaziçi akademisyenleri, laik kemalizmin kurtuluş olduğu sonucuna inanmak istemez ve araştırmayı bastıralım mı, saklayalım mı tartışmaları başlar...

    bir grup akademisyen araştırmada hata olmadığını, diğer grup akademisyen ise araştırmada hata olduğunu ileri sürer. işte boğaziçi akademisyenleri, boğaziçi'nin başına gelecekleri, o bastırmaktan imtina ettikleri araştırmada kendileri bulmuştu. ama anlamaya kafaları basmadı.

    boğaziçi akademisyenlerinin önceliği cumhuriyetin altının oyulmasıydı. başardılar. bir kabile olarak kabilecilikte yükseldiler. şimdi başka bir kabile tarafından yıkılıyorlar. ancak bu akademisyenlerin kafalarının basmadığı bir şey daha vardı. o da şuydu; boğaziçi tek başına var olan bir kurum değildi. cumhuriyetle ayakta duruyordu. cumhuriyet (birinci olan) varsa boğaziçi vardı. cumhuriyet yoksa boğaziçi de yoktu. artık özlemini çektikleri ikinci cumhuriyet var. bunun sonucunda da yıkılıyor ve ağlıyorlar. her kafası basmayan gibi zor yoldan öğrendiler.

    zaman ve taraf'ta cumhuriyet ve laiklik aleyhine yazılar yazanlar boğaziçi'nin bölüm başkanlarıydı, kürsü sahipleriydi. üniversite hepsine makam vermişti. onun için bu 3-5 liberalin işidir masalının artık son bulması gerekiyor. bu boğaziçi'nin kurumsal bir tercihiydi. atanmış rektör full intihalli teziyle boğaziçi'nden iki diploma aldı. davası nerede? intihalli tezi onaylayan hocalar daha başka kimlere havadan diploma verdiler ki dava açmadılar. bu havadan diploma verilenlerden biri de eski merkez bankası başkanıydı. okul iddialara yanıt bile vermedi. öyle bir sahtecilik işiydi ki tcmb sitesinden ilgili başkanın cv'sini kaldırmak zorunda kaldı.

    yazının başlığını ben açtım. açtığımda yazı internet sitesinde görülebiliyordu. artık yazıya ulaşılamıyor. belki de boğaziçi akademisyenleri kaldırmıştır. tıpkı radikal, zaman, taraf yazılarını kaldırdıkları gibi...
    yazının bir web sitesinde arşivlenmiş hali için: link

    (bkz: hakikat gecesi)
    (bkz: şerif mardin/@ffemmefatalee)

    t: türkiye'nin en güzel manzaralı medresesi.

    debe edit: bu yazı önemli. daha çok kişiye ulaşması için buradan paylaşıyorum. (bkz: #159852258)

  • gerçekten sorulması gereken soru üstte sorulmuş. cebinden mi verdi?
    7 maaşını bağışlayıp butun turkiyeye maske kolonya ikram edebiliyor mu?
    yoksa bu devletin karşıladığı bişey mi?
    ne zamandır kişiler devlet oldu?

    edit:
    an itibariyle 809 fav almış bu entri debe'de yokken, 15 favlı bir westworld spoileri 13 favlı bir hakan ural eleştirisi 12 favlı bir fatih altaylı gafı 3 favlı bir "yasak elma" dizisiyle ilgili ne olduğu anlaşılmayan 258471263418723. entri ve daha niceleri debe'de.
    şahane gerçekten.
    tamam bu entri de bi bilgi değil belki, ben de debeye gireyim diye yazmıyorum. kendi kendime söylenmek için yazıyorum da neyse ben bişey demiyorum. sansüre karşıyız.

  • affedersiniz ama s*kerim sistemini de matiğini de.

    bu futbol kulübü, adını değiştirip amed yapınca kapatılmalıydı.
    ulan her maç istiklal marşı yuhlanıyor. futbolcular zaten örgüt sempatizanı.
    bunlar yetmiyormuş gibi eline jilet alıp futbolcu doğramaya başladılar. görüntüler ortaya çıktı, o piçi kulüpten kovucaklarına, bizim gururumuzdur diyor kulüp yönetimi.

    sizin içinizde nasıl bir kin nasıl bir hınç varsa, sportif faaliyette bile bulduğunuz ilk fırsatta kesmeye, biçmeye çalışıyorsunuz. ulan bu yaptığınızı ışid yapmaz be.

    ayrıca, istiklal marşını yuhlayan herhangi bir kişinin, bu ülkenin 81 vilayetinde fiziki şiddetle karşı tepki görmesi müstehaktır.

    edit: bazı arsızlar "jilet nerede, yaralar nerede, bunlar yalan dolan" diye mesaj atmış.

    jiletle saldırının videosu: https://twitter.com/…glu/status/1102250275845361664

    bu da eseriniz: https://twitter.com/…glu/status/1102257105954836480