ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yeni balenciaga mankenleri
-
ben bu güzellik algısını yıkma olayını, daha doğrusu bu metotla yıkma çabasını asla algılayamıyorum.
şöyle ki;
bunlar tipik güzel değil hatta çirkin denerek (sözle denmiyor tabi) bu modelleri kullanarak genel kabul gören güzellik algısının yıkılması hedefleniyor.
yani bu modellerin tipik güzellik algısına uygun olmadığı vurgulanıyor.
bu şekilde de standart kabul gören güzellik algısının sınırları vurgulanarak güçlendiriliyor. yani bunlara çirkin, diğerlerine güzel demeye devam edilerek aslında hedeflendiği iddia edilen şeyin tam tersi gerçekleştirilmiş oluyor. bunları "öteki" kılmak, o standart güzele güzel demeye devam ediyor esasen.
diyin ki efendi efendi biz çirkinlere de 3-5 kuruş kazandırmayı hedefliyoruz, hepimiz kabul edelim *
rize'de çekilen ilginç görüntü
-
emin kanbur; gölgenin bir saatten beri kendisiyle beraber yürüdüğünü söylüyor.
bakıyorum, video'yu çeken adam da güneşte, mistik gölge de.
arada güneş almayan bir bölüm var sadece. sis, güneş, ışığın açıları, tayf falan.
lan kendi gölgesi olmasın o?
antalya'da kadın polise sarkıntılık yapan turist
-
devlet kendi insanına turist kadar değer vermezse, turist neden versin? diye sordurtan durum.
ya adamın kafası baya iyidi, ya da o da durumun farkında olduğu için, bana nasılsa bir şey olmaz diye şansını denedi.
ısırılamayacak kadar sert beyaz leblebi
-
insana, "madem bu kadar dayanıklı, uçağın tamamı neden nohuttan yapılmıyor?" dedirtir bunlar.
türkiye'de benzinin ekmekten bile ucuz olması
-
arabayla 100 kilometrelik bir yolu 5 litre benzinle kat edebilirim.kaç para yapar ortalama 25 lira.peki 25 liraya kaç ekmek alırım 25.o zaman kritik soru şu: bu kadar ekmek yersem bu yolu kat edebilir miyim ? hayır. ben araba mıyım? yine hayır.
(bkz: nasıl bağlayacağımı bilemedim)
chester bennington
-
20 temmuz yani bugün chris cornell'in doğum günü.yakın arkadaş olduklarını zaten biliyoruz.tesadüf olduğunu düşünmüyorum.
edit: eski twittlerden @via reddit https://twitter.com/…erbe/status/865227703091208192
@kuark #69639340 size çok teşekkür ederim.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
''dedeme -sana mahalleden suriye uyruklu bayan bakalım dedim, - acele etme hele ukrayna'da karışık dedi.''
not: aynı dedenin torunları değiliz.
12 mayıs 2021 ekonominin battığının resmi
-
wells fargo'nun çektiği arjantin, venezuela gibi bitik ülkeleri bile büyük farkla geçip cehennemin dibini boyladığımızın resmi
wells fargo, em*'lerin dış borçlarını incelemiş. 8'de 8 kırmızı yaparak batan ekonomilerin bile önünde sudden stop uyarısı almışız. "yerlilerin dth* hacmi" bir kıstas olsaydı arjantin'i ve venezuela'yı kesin geçerdik ama ayıp etmişler
(bkz: 128 milyar dolar nerede)
maddi manevi laylaylaylaylaaaaay oooooo türkiye
-
o değil de basketbolcularla beraber laylalooooooo diye sıçrayan ntv spikeri* bir şey alamayacak. yazık lan.
bıçaklı biri cüzdan istediğinde yapılacaklar
-
cebinizde cok nakit tasimayin. karti en azindan aninda kapattirirsiniz.
he adamin hem cuzdani alip hem de bicaklama ihtimali de var.
ulkede guvenlik yok ki. guvenlikten sorumlu adam zaten en buyuk kriminal.
agnostisizm
-
"ben bir ateist değilim. kendime bir panteist diyebileceğimi de düşünmüyorum. ilgili soru bizim kısıtlı akıllarımız için çok geniş. biz, pek çok değişik dilde kitapla doldurulmuş bir kütüphaneye giren küçük bir çocuğun durumundayız. çocuk kütüphanedeki kitapları birisinin yazmış olması gerektiğini bilir. nasıl yazıldıklarını bilmez. yazıldıkları dilleri anlamaz. çocuk, kitapların sıralanmasında esrarengiz bir düzen olduğundan şüphe eder, ama ne olduğunu bilmez. bu durum, bana göre, en zeki insanın bile tanrıya göstereceği yaklaşımdır. biz, evrenin muhteşem bir şekilde düzenlendiğini ve belirli kanunlara uyduğunu görmekteyiz, ancak bu kanunları çok bulanık bir şekilde anlayabilmekteyiz."
albert einstein
3 poşetlik alışverişin 813 tl tutması
-
fişi okurken 4 kilo aldım.
ancak çok zengin insanların kurabileceği cümleler
-
9 yıl önce, stajyer öğrenci olarak çalıstığım hukuk bürosunda patron -aynı zamanda amcam- oğlunun telefon faturasını yatırmamı ister. fatura bedeli iki aylık kyk kredim tutarında. bürodan ücret almıyorum, karın tokluğuna çalıştırılmak için biçilmiş kaftanım çünkü yemek de yemiyorum büroda. dışarıda deli gibi yağmur yağıyor ve ben yaklaşık 30 dklık yürüyüş mesafesine bir saat içinde gidip, faturayı yatırıp geliyorum. patron sinirli, çünkü ona göre geç kaldım. ben sıçan gibiyim, çünkü donuma karar ıslanarak yürümüşüm. devamı;
patron:neden geç kaldın?
ben:yürüyerek gittim.
patron:kızım sende hiç kafa yok mu otobüse binseydin.
ben: o tarafa buradan otobüs yok.
patron: neden taksiye binmedin?
ben:..
-neden taksiye binmedin?
çünkü param yoktu, çünkü parası olmayan insanların aklına bile gelmez taksiye binmek. çünkü oğlunun yani kuzenimin telefon faturasını yatırmak için,hukuk fakültesi okuduğum için belki bir şeyler öğrenirim, belki işe yararım diye çalıştığım bürondan bana beş kuruş bile vermiyorsun. çünkü babam yani kardeşin işsiz. bana harçlık veremiyor. ama ben ne iş olsa yapayım, gerekirse yağmurda it gibi ıslanıp fatura ödeyeyim, belki elime üç beş bir şey geçer diye yanına geldim ve sen bana "neden taksiye binmedin?" diyorsun.
bu ancak tek sıfatı zengin olan bir insanın kurabileceği bir cümle işte benim için. yağmurda ıslanan birine neden taksiye binmediğini sormayın.
durum guncellemesi: artik taksiye binebiliyorum, kimseye neden taksiye binmedigini sormuyorum yine de. bir de bana neden taksiye binmedigimi soran herkesi affettim, amcami bile.