hesabın var mı? giriş yap

  • geçinmeye gönlü olmasıdır.

    şekil, şemal, akıl, vs. birinden hoşlanmayı sağlayan unsurlardır. geçimsiz, huysuz, kaprisli, sinirli, kavgacı, kıskanç, asabi adamlar isterse yunan heykeli gibi görünsün fark etmez. tabii ki kadınlar için de bu söylediklerim geçerli... geçinmeye gönlü olmayan insanlar için zaman harcamak enerji israfıdır.

  • oturduğum evin arazisi vaktiyle gecekonduymuş. işte devlet tapu vermiş, sonra müteahhitler girmiş, binalar dikilmiş vs. araziyi veren gecekondu sahibi şu an birkaç daire sahibi.

    düşünüyorum, adam babamla aşağı yukarı aynı yaştadır. babam ömrünü bir memur maaşıyla kirada geçirdi. kimsenin arazisine konmadı, hele kamu malına çökmedi. zor günler geçirdiği de oldu, kirayı ödeyemediği de. eninde sonunda bir şekilde denkleştirdi ödedi. sonunda elinde hiçbir şey yok.

    fakat öteki adam vaktiyle dikti çadırını, yaptı kerpiç evini. tapu sahibi oldu, sonra birkaç ev sahibi oldu. ben o araziye dikilen evlerden birini almak için ömrümün beş yılını ipotek ettim. her ay taksidini ödüyorum; virüsmüş, salgınmış, işler kötü gidiyormuş bakmadan.

    babam ve onun soyu cezalandırıldı, bu adam ve onun soyu ödüllendirildi. gecekondu budur.

  • bütün eski yeşilçam oyuncuları gibi ışık takıntısı olan bir isimdi. televizyon stüdyolarında ısrarla tam karşısından yüzüne özel ışık yapılmasını isterdi. ışık ekibi de reji grubu da kırmaz idare ederdi. çünkü sempatisini ve saflığını bütün çalışanlarla paylaşmasını bilirdi. oğlu gurur eğer ki stüdyoda kendisini izliyorsa "ay oğlum, ayakta kalma, otur bir yere, çek bir sandalye evladım..." diye üzerine titrerdi. basına yansıyan ana-oğul sevgisi sonuna kadar gerçektir. her yeni gün, sanki oğlu o gün askerden gelmiş de hasret gideriyorlarmış gibi birbirlerine muhabbet duyarlardı. efendiliğine bizzat tanık olduğum oğlu gurur'un başta olmak üzere hepimizin başı sağolsun. iyi bilirdik...

  • oglum bir kahveden de insan tespiti yapmayin artik. nedir ya, 4 liralik 300ml sividan bahsediyoruz. milletin isi gucu yok sabahtan aksama kadar milletin yedigine ictigine, giyinimine bakip "haci bu soyle bir kiz, su boyle bir erkek" hayat bu mu simdi? birak starbucks icen tikky, kahve dunyasi icen kezban.

    ne rahatsiz milletiz ya biz.

  • gerçek çilekten yapay çilek yaptı adam. 2 gün uğraştı. ne yaptığını bilmesem nükleer santraller için yeni uranyum yakıt hücresi yapıyor sanırdım.

  • sağlam bi sopayla bütün psikolojik problemlerinden kurtulabilecek kardeşimizdir. iki dakika seyrettim hayattan soğudum resmen. allah ana babasına sabır versin.

  • 30'a iki kala karar verdim buna. butun birikimimi, liseden beri calistigim ve belli bir noktaya getirdigim kariyerimi, her seyimi geride birakarak geldim. tamamen yeniden, tamamen sifirdan yapmak istedim bunu. o kadar umutsuzdum gelecegimden. cok mu zordu, evet. hala da zor. hayal ettigim gibi miydi, hayir. ozellikle korona zamani daha da zor oldu her sey. ama geriye donup baktigimda burda olmaktan mutsuz degilim. tek basimayim bu ulkede, ailem ve cok kalabalik arkadas gruplarim yok. benim gibi cok sosyal ve arkadas canlisi biri icin bile arkadas edinmek zor. her seye sifirdan basladim, kucuk bir cocuk gibi. bunun agirligi çok zor, ama ilerisi icin attigim bu adimdan mutsuz degilim.

    son olarak baska bir ulkede is bulmak isteyen universite mezunu arkadaslara nacizane onerim diploma denkligi yaptirmalari. almanya'yi dusunenler icin bezirksregierung / bezirksamt bu isi yapan kurum. bu cok onemli. bunu yapmaniz is bulmaniz konusunda sizi one tasiyacaktir. dil konusunu saymiyorum bile. benim gibi en bastan tekrar okumak isteyen kisiler icinse, cesaret. cesaretliyseniz yapiyorsunuz. aci, zorluk cekmekten korkmayanlar basarili oluyor. keza avrupa'da duygusalliga yer yok.