hesabın var mı? giriş yap

  • taksim polis merkezi'nde calisan bir trafik polisinin sarfettigi bir cumle. hurriyet gazetesindeki yazida soyle bahsediliyor:

    karakola uğrayan, 24 yıllık trafik polisi, sürücülerden yakınıyor. karşısına her gün "sen benim kim olduğumu biliyor musun" diyen birçok kişinin çıktığını anlatıyor: "lüks otomobiller kullanıyorlar. çoğunun mesleği, işi yok. ikinci cümleleri genellikle haritadan kendine yer beğen, olur. olmazsa rüşvet teklif ederler." ardından geçenlerde yaşadığı ilginç bir olayı naklediyor: "gece vakti yolda zikzaklar çizerek gelen bmw'yi durdurdum. adam sarhoş. konuya doğrudan girdi. kim olduğumu biliyor musun, deyiverdi. bu sırada telefonum çaldı. kızım arıyordu. üniversiteye hazırlanıyor. bilgisayarın karşısında ders çalışıyormuş. google'a gir ve ahmet b. kimmiş bir bakıver, dedim. iki dakika sonra aradı. hiçbir bilgi çıkmamış. adama döndüm. google'a baktık beyefendi, siz bir hiçmişsiniz, dedim..."

    yazının aslı:

    http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/…8&tarih=2006-06-11

    canım türkiyemden muhteşem bir hadise...

    edit: hadiseyi sozluge benden once tasiyan varmis: (bkz: #9668819)

  • isveç yerine isviçre de yazabiliriz. hem de daha absürt olanlarını yaşadım. neredeyse her gün evimize bir sürü çocuk doluşurdu, bizim çocuklar misafirperver, herkese buyrun gelin diye teklif ederlerdi. bol yemek yaptığımız için herkese yeterdi. kimse de yadırgamazdı. ama bizim çocuklar genelde aç dönerdi. paylaşmayı, ikram etmeyi, misafire hizmet etmeyi pek bilmezler. kendi çocuğundan kira ve yemek parası alan, buzdolabını ayıran “aileler” tanıyorum. kim ne aldıysa üstüne postit yapıştırıyor… bi de aşırı açık sözlüler, artık iyi mi kötü mü bilemem. eşimin çocukluk arkadaşını ziyarete gittik, haftalar öncesinden randevu aldık, on yıl falan görüşmemişler, meksika’da yaşamış tekrar geri dönmüş. eh biraz insanlık öğrenmiştir diyordum ki… yemek aşırı lezzetsiz, zorla yiyorum demez mi “iyi ki geldiniz de bunları yiyorsunuz, kaç gündür duruyordu, food waste olacaktı…” artık sadece akdeniz veya latin, asya kültürü olan ailelerle takılıyoruz. kuru misafirlik çekilmiyor.

  • "selam, ben feysybuk'ta sürekli laf sokulan eski sevgili.
    olayları bi'de benden dinleyin istedim, bunun anasıgil beni istemedi."

  • 14 temmuz 2013 tarihinde hüseyin çelik'in basın toplantısı sırasında devlet bahçeli için kullandığı cümle.
    insanların kişisel korku ve fobilerinin siyaset malzemesi haline geldiğinin göstergesidir.

  • ahahaha ezikçe bir olay.

    ezik derken tdk'da şöyle diyor: sıfat, mecaz olaylar ve hayat şartları karşısında güçsüz ve sıkıntılı duruma düşmüş olan, üzüntülü.

    komple youtube'da, google'da yok. sildirmiş görüntüleri o meşhur programın. ufak parçalar kalmış.
    neden?
    çünkü yerin dibine sokup sokup çıkardı levent kırca o meşhur programda altaylı'yı.

    insanda biraz utanma olur.

    istediğin kadar youtube'dan sildir, ne oldu şimdi daha çok insanların aklına gelecek.

    haber olmuş: https://twitter.com/…dem/status/1316124320524046337

    teşekkürler.

  • geliyorsun şuraya acaba neymiş o küçük detaylar diye okuyorsun, adam;

    "zeytinyağı ve nane" yazmış.

    valla mı ya?
    normalde koyulmaz zaten cacığa. nereden aklınıza gelir böyle şeyler.

    yoğurt da koyun güzel oluyor amk

    edit:

    --- spoiler ---

    cacık tarifi için malzemeler;

    yoğurt
    su
    salatalık
    sarımsak
    bir tutam dereotu
    tuz, nane, zeytinyağı
    kaynak: https://www.nefisyemektarifleri.com/cacik-tarifi/
    --- spoiler ---

    sizin bunlardan herhangi birini cacığa koyuyor olmanız cacık tarifini bir üst noktaya taşıyacak tüyo olmuyor.
    ben normalde dereotu koymam diyor. koyma tamam. zorunda değilsin.
    bunların dışında bi ipucu yazarsanız süper oluyor;

    mesela
    -semizotu koyun bence güzel oluyor diyebilirsiniz.
    -salatalıkları rende yapmayın, küçük küçük doğrayın diyebilirsiniz.
    -süzme yoğurttan yapın, biraz sirke koyun, kekik koyun, limon sıkın böylece greek usülü caciki (tzatziki) yapmış olursunuz diyebilirsiniz.
    -koyun yoğurdundan yapın manda bokundan yapın yazabilirsiniz.

  • mesai kavramı içinde yaşayanların tamamı, ayrıca kabaca evine 8-10 bin dolar girmeyenler için bir nevi kanserli yaşam formudur. farkına varmadan ince ince hasta eder adamı, bildiğin tıbbi hasta...

    sadece ciddi para kazanan ve bunu sabah 8 akşam 8 gibi bir mesai ile yapmak zorunda olmayanların şehridir istanbul. kalanı köledir. istersen 15.000 net maaş al, mesainin içindeysen, hayatın dışındasın usta.

  • tasarımının mucidi fredric baur, eseri ile o kadar gurur duymuştur ki çocuklarına, öldüğünde pringles kutusu içinde gömülmek istediğini belirtmiştir. 89 yaşında öldüğünde, gerçekten de kremasyon sonrası külleri krematoryuma giderken satın alınan pringles original kutusuna konmuş ve o şekilde gömülmüştür. görsel

    baur'un 49 yaşındaki en büyük oğlu larry, time'a verdiği röportajda şunları söylemiştir: "babam 1980'lerde pringles kutusu içinde gömülme fikrini ilk ortaya attığında, buna güldüm. ancak daha sonra ciddi olduğunu hemen anladım. pringles kutusu planı aile içinde şakalaşırken kullanıldı ancak kimse bu kararı sorgulamadı."

    böylece frederic baur, alzheimer ile savaşı sonrası öldüğünde, larry ve kardeşleri, cenaze evine giderken bir kutu pringles için markette durdular. baur, kardeşleriyle hangi aromalı olanı kullanacaklarını tartıştıklarını ve kendisinin orijinal olanı kullanmaları gerektiğini belirtmiştir.

    pringles'ın bugün kullanılan kutusu ilk olarak piyasa çıktığında çok da beğenilmemiştir. tek tip, aynı şekil ve boyuttaki cipsler 1960'ların bireyselcilik akımına uymamıştır. patates cipsi yemenin eğlencesi içerisinden zevkinize göre büyükleri ya da küçüklerini ayırmak, farklı boyut ve şekillerdeki cipsleri bir şeylere benzetmek gibi şeylerdi.

    tüketicinin bu tek tip ve şekildeki cipsleri benimsemesi uzun yıllar aldı ancak fredric baur'un bulduğu bu şekil atıştırmalık yiyecek sektöründe bir devrimdi.

    fredric baur, organik kimyada doktora derecine sahip olmasına ve deniz kuvvetlerinde uçuş fizyolojisi alanında görev yapmasına rağmen en başarılı işini pringles ile çıkarmıştır.

    ayrıca kariyerinin bir döneminde microsoft'un 2000-2014 yılları arasında ceo'luğunu yapan steve ballmer'ın da bulunduğu bir ekip ile kurutulmuş ve süt eklenerek tüketilen bir dondurma da tasarlamıştır. ancak başarısı bu ürün değil pringles için tasarladığı kutular olmuştur.

    baur'un pringles tasarımı süpermarket ürünlerinin ambalajında bir yenilik akımına ilham kaynağı olmuştur. başlattığı akım piramit şekilli toblerone'un, çubuk şeklinde satılan peynirlerin ve donutların ortasındaki deliğin açılması sırasında çıkan ürün ile oluşturulan munchkins'in (donut topu) yaratılmasına neden olmuştur.

    görsel görsel görsel

    kaynak

  • üniversite'nin başları, ya 1. ya 2. sınıf, ertesi gün final vardır, türlü maymunluklar denenir, uyku tutmaz, en son kız arkadaş arar...

    -niye uyumadın kablo?
    +uyuyamadım yahu bi türlü, napsam kar etmiyor.
    -masal anlatayım mı? (gülerek)
    +valla anlat bir de onu deneyelim (neden olmasın?)
    -bir zamanlar bir ayıcık varmış, kırlarda, çayırlar falan bişeyler bıdı bıdı bıdı (25 dakika civarı)
    +zzzzzz

    hakikaten işe yaramıştı, uyumuştum, ertesi günü;

    -naptın kablo nasıl geçti sınavın?
    +valla geçerim, iyiydim yani. onu bunu bırak da, dün gece bir ayı vardı ya, n'ooldu o?
    -uyudu.
    +...

  • asgari ucret alarak saatlerce ayakta, sogukta beklemekte olan insanlar.
    zengin zuppe cocuklarinin xray'den gecerken 2. kez gecmesi istenince verdikleri tepkileri gorunce, iyi ki yerlerinde degilim dedigim cok olmustur.
    zuppe pic 2. kez gecer misiniz diyince oyle bir afra tafra yapip agzina geleni sayiyor ki zannedersin ki kral cocugu.
    ulan gereksiz, hayatindaki en buyuk basarinin ananin babanin parasini avm'lerde yemek oldugunun farkina var ve kir kicini otur.
    pazar pazar sinirlendirme beni (asfdasfdas)