ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
take me to church
-
tövbe estafurullah allah günah yazmasın ama çok güzel bir şarkı.
ortadoğu insanının en karakteristik özelliği
-
asagidaki ayrimin sukela sekilde ortaya koydugu gibi, bastan savma is yapmalaridir.
japonlarin ise yaklasimi:
"if one can do it, i can do it.... if no one can do it, i must do it."
araplarin ise yaklasimi:
"wallahi if one can do it, let him do it.... if no one can do it, ya-habibi how can i do it ?"
jamais vu
-
chuck palahniuk'un "tıkanma"sından:
"deja vu'nun bir de tersi vardır.
buna jamais vu denir.
sürekli aynı insanlarla karşılaşıp aynı yerlere gidersiniz,
ama her seferinde ilk kez olmuş gibi hissedersiniz.
herkes her zaman yabancıdır.
hiçbir şey tanıdık gelmez."
dünyanın en kötü tatlısı
-
bence şekerli kireç taşına benzeyen mevlana şekeridir. amaçsız gereksiz tatsız. çocukken konya'dan gelenler illa getirirdi bundan yarım kilo kadar falan. kaya tuzu sanıyordum ben onu.
norveçli turiste alanya'da polis tecavüzü
-
özgecan da sigortadan para almak için kendini öldürttüğü için temkinli yaklaşılması gereken olay. şöyle biraz geçmişe gidiyorum hatırlarsanız pippa bacca da yine sigortadan para almak için kendini öldürtmüştü.
(bkz: bana türkler tecavüz ediyor dedirtemezsiniz)
hoşlanılan kızın 04.47'de whatsapp'ta görülmesi
-
namaza kalkmıştır.
sadece askerde karşılaşılan olaylar
-
gittim kıtaya teslim oldum. kıta dediğim de askeri hastane. verdiler nizamiyeye takılıyorum. haftada bir de nöbet tutuyorum. nöbetlerde gazete dergi ne varsa yığıyorum masaya. ammde ömer diye bir çocuk var. gündüz uyuyup gece sabaha kadar nöbet tutuyorlar. alarm verilirse gidip müdahale ediyorlar falan fıstık. ömer gazeteyi katlayıp kenara koymamı bekliyor. koyar koymaz şıp diye damlıyor. "komtanım gazeteyi alabilir miyim?"
ulan diyorum arka sayfa güzeline bakıp attıracaklar.
sonra fark ettim ki ömer parmağıyla takip ederek manşetleri okumaya çalışıyor. çağırdım ömer'i. anlattı hikayesini. diyarbakırda yaşıyormuş. ana baba yok. halası büyütmüş. dağda çobanlık yaparmış. köyünden ilk defa askerlik için çıkmış. bizim insan sarrafı bölük komutanı da nizamiyeden girmeden anlamış ömer'in halini. gerekli tedbirleri de alıp ali mektebine yazdırmış. ömer gündüzleri okulda geceleri nöbette. okul öyle çok yoğun değil ama çat pat okumayı öğretmiş. o günden sonra ben de ömer'i her nöbette çalıştırmaya başladım. kâh okuyoruz kah matematik çalışıyoruz. günler gelip geçiyor. bir gün yine nöbette ömer benim kupaya 3ü bir arada kahve koymuş getirdi. bıraktı önüme. "komtanım bugün er maaşımı aldım da".
kendine neden yapmadın lan dedim. "borcum vardı onu ödedim, bi paket sigara aldım. kalan param da ancak buna yetti"demesin mi? çekmeceden bir tane çıkarttım verdim buna. sittir git kendine bi kahve yap da gel dedim. o sıcak suya gidince toparladım kendimi. aldı geldi kahvesini. sohbet ettik. kahve bitince gazeteyi aldı gitti.
bizim komutan bunu kalorifer kazancısı yaptı sonra. en son sivilde de kapıcılık yapıyordu ömer. 3 çocuğu vardı. sonra görüşemez olduk. kardeşim benim.
limonata (film)
-
son yıllarda izlediğim en güzel türk filmlerinden biri, serkan keskin'in, ertan saban'ın ve ali atay'ın ellerine kollarına sağlık. çok başarılı bir film olmuş. ayrıca ali atay ve ertan saban'ı her hafta mutlu ol yeter'de de izlemek ayrı bir mutluluk.
suriyelilerin türklerden üstün bir halk olması
-
savaştan kaçma, köz getirme ve zodiac bot kiralama gibi alanlardaki üstünlüktür. başka da bir hayırları görülmemiştir..
araba kullanırken yapılan en keyifli şey
evde hiç sıkılmadan vakit geçirebilen insanlar
-
açıkçası elinin altında müzik, kitap, film seçenekleri olan biri neden sıkılır hiç anlamam. ulan keşke gün bitmese bu üçlüyü çevirip dursam.
can sıkıntısı çok ciddi bir lükstür.
robert kolej
-
sonuçta bir meslek lisesi değildir.
meslek lisesinden mezun olunca en azından kolunda altın bilezik oluyor. iş öğreniyorsun. mezun olduğun an gidip çalışabilecek kapasiten oluyor. ama bu okuldan mezun olduğunuzda sadece bütçeniz eksiliyor.
benim meslek lisesi tercihim tamamen bu yüzden.