ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ilköğretimde el yazısı öğretilmesi
-
bir türlü anlayamadığım durum.
ilkokul 4'ü bitiren bir oğlum var, hem de iyi bir devlet okulunda okudu. tüm derslerinde başarılı da bir öğrenci.
arkadaş 4 sene boyunca her dersi, ödevi el yazısı ile yazdırdılar. çocuk 10 yaşına geldi, hala doğru dürüst düz yazı yazamıyor.
az biraz düz yazı gösterilse de hiç bir zaman herhangi bir derste bu tür yazımı kullanmadılar.
bunun mantığı ne arkadaş?
hangi kitap el yazısı ile yazılıyor?
hangi internet sitesinde el yazısı kullanılıyor?
lan düşünüyorum, düşünüyorum içinden çıkamıyorum.
bizim dönemimizde el yazısı vardı ama sadece ayrı bir dersti. hokka ve çini mürekkebi ile güzel yazı yazmaya çalışırdık o kadar.
şimdi oğlumun yazdıklarını ben bile okuyamıyorum.
tüm dünya eğitim sistemini kolaylaştırmaya, sadeleştirmeye ve çocukların seveceği bir hale dönüştürmeye çalışırken bunun anlamı nedir?
kafamda deli sorular.
ey dünya pkk'ya niye sesin çıkmıyor
-
- tamam ben susuyorum da siz niye konuşmuyorsunuz?
dolar paraşütsüz düşecek
-
ben bu yazıdan mutlaka dolar alın yakında şakkadanak 12 olacak anlamı çıkardım.
biliyorsunuz 3 lirayken verdiği dolar düşürme taktikleri neticesinde şakkadanak 9,80'e geldik.
derse cep telefonuyla girmenin yasaklanması
-
bu devirde ne uygulanabilir ne de mantıklı olan bir yasaktır (her yasak gibi) bilenler bilir milli eğitim bakanlığının bir tavrı var, bu tavır şu : biz kuralı koyalım okul uygulasın şeklinde. örnek vermek gerekirse mesela şu yasağı (düzenleme diyelim) getirdin. telefonlar toplanacak vs falan deniyor. okulda buna uygun fiziki şartlar var mı? sen milli eğitim olarak bunları sağlayabiliyor musun? güvenliğini nasıl sağlayacaksın? hadi ilkokulları geçtim liselere bakalım. 15-18 yaş arası bir grup insana telefonlarınızı evde bırak mı diyeceksin? kilitli dolabın var mı? sağladın mı? bunun için para aktardın mı? hayır. yapılmadı ve yapılmayacak. düzenlemeyi koydu geçti uygulamayı okula bıraktı.
tıpkı ısınma, temizlik ve güvenlik konuları gibi. okullara ne yeterli miktarda kömür gönderiliyor ne de temizlik için eleman sağlanıyor. ancak tüm veliler okulların ısınmasını ve temiz olmasını güvenli olmasını istiyor. ee para ? ee hizmetli? bunlar yok. olmayınca il/ilçe milli eğitime şikayet ediliyor. milli eğitim de ya müdür fırçalıyor ya ceza veriyor. ama para ? hizmetli? asla onları vermiyor. kışın 20 ton kömür yakacak okula 5 ton kömür veriyor ve siz halledin hocam deniyor. para toplasa veli kızıyor şikayet ediyor ceza. yakmasa okul soğuk veya pis? veli şikayet ediyor ceza.
belki biraz konu saptı ama türkiyede milli eğitim hep budur. eskiden bir grup idealist öğretmen kendini paralıyordu. şimdi o sayı azalınca eğitim çökmek üzere. eğitimi ticarete çevirmek isteyen hükümet politikaları bunu zaten destekliyor.
işte öyle. uygulanamaz yasaktır.
19 aralık 2022 coca cola zammı
-
görsel olmasaydı asla inanmayacağım zamdı ama görsel her şeyi değiştirdi.
genç annelerdeki bebeğime dokunma şımarıklığı
-
bekar bir erkek olarak haklı bulduğum kadınlardır.
mk kim neye dayanarak pis elleriyle benim bebemi elliyor.
bunun tenhada sikini kaşıyanı, burnunu karıştıranı var.
kimseyi bebemin yanına hayatta sokmam lan.
edit: başlık başa kalmış.
kadın erkek arkadaşlığı
-
gerçekten karşı taraf kafa dengiyse,frekansların uyuyorsa cinsiyet ayrımı yapmaya gerek olmadığını düşündüğümdür.arkadaştır işte lan.ha kadın-kadın ha kadın-erkek ha erkek-erkek...ne farkeder!arkadaş arkadaştır!bunun da cinsiyeti mi olur?!
türkiye'de savaş çıksa avrupa bizi alır mı
-
bize bir ülke saldırsa, saldıran ülke yerine bize yaptırım uygularlar. daha fazla bir şey yazmaya gerek yok sanırım.
alice munro
-
iyi ki nobel almış da iyi ki tanımışım dediğim yazar.
başkahramanları geçmiş aşklarını, travmatik deneyimlerini atlatsa da ince bir sızısını kendisiyle birlikte getiren, güçlü, detaycı ve hafiften nevrotik kadınlardır.
öykülerin geçtiği kanada kırsalını tahayyül etmekte zorlansam da, akçağaç şurubunun tadını hiç bilmesem de
hemen hemen her öyküsünün birkaç pasajında hüngür şakır ağlıyorum.
duygularla ilgili pek bir şey değişmiyor galiba.