ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
şaka maka oy verecek parti olmaması
-
vardır efendim. algı kasmanın lüzumu yok.
mülteci sorununu çözecek olana oy verilir.
ekonominin düzeltilmesi için adım atacak olana oy verilir.
hukuk sistemini düzeltecek olana oy verilir.
bu ülkenin geleceğini çalanlardan hesap soracak olana oy verilir.
kadın cinayetleri ile ilgili somut adım atacak olana oy verilir.
parlamenter sisteme dönecek olana oy verilir.
verilir de verilir ama bu milletin a. koyacağız diyenlere oy verilmez.
millet fakir karanfil atıyor ben gittim gül attım
-
basın toplantısında ali ağaoğlu tarafından ciddi ciddi yapılan espiri.
şimdi bu "ağaoğlu central park" projesini tanıtmak için bakırköy'deki satış ofisinde lansman düzenledi. önce emlaktaki durgunluktan dem vurdu, alım gücünden yakındı falan sonra konuyu türkiye'de patlayan bombalara getirdi ve şöyle devam etti, "pazar günü ortaköy'deki evimdeydim. ev boğazı baştan sonra görüyor. baktım köprüden 5 dakikada bir araç geçiyor, normalde trafik olması gerekirken çok seyrek araç geçiyor. ben dedim teröristlere inat evde oturmayacağım. ortanca hanımı aldım bir de 10 yaşındaki oğlumu çıktım istiklale. hem benim için nostalji oldu. bombanın patladığı noktaya gittim. baktım millet fakir sadece karanfil bırakıyor, ben gittim gül bıraktım."
sonra salonda kahkahalar, gülüşmeler yankılandı falan.
fakir espirisini ali ağaoğlu'nun bizzat kendisi yapması kulağa gerçekten komik geliyor ancak bu espriyi patlama üzerinden yapması son derece itici geldi. olay daha yeni oldu kameralar da kayıttaydı. bir iki saate düşer sanırım.
bir de "ortanca hanım" ne demek ya?
zorunlu edit: arkadaşlar özel mesajdan sürekli kaynak soruyor. bakın toplantıda en az 6-7 kamera vardı. ajanslar oradaydı, ekonomi programı yapan gazeteciler oradaydı. zaten toplantıya giden medya belli. varsa bir babayiğit o kısmı koysun youtube'a. durduk yere öyle bir şeyi uydurmam, yazmam.
edit2: nihayet biri yüklemiş. görüntü entriye eklendi.
büdüt: ohaaa ya! yemeğe indim geldim ortalık çalkalanmış. tüm haber sitelerine düşmüş.
debe editi: bu kadar gündem olacağını beklememiştim. çünkü o toplantıya havuz medyası gitmişti. ağaoğlu buna güvenerek saçmalamakta beis görmedi. orada yaşanan olayı buraya taşımasaydım sanırım bu olay halı altına süpürülecekti. ayrıca akşam haber bültenlerini patlamış mısırla izledim. kusura bakma alicim canını sıktım kib. ss (bkz: swh)
debe editi2: konu meclise taşınıyor. millet istiklal caddesinde karanfillerle yürüyor. vay anam vay!
allen iverson
-
nba tarihindeki oyuncular arasında kaçıncı sıraya konulacağı oldukça göreceli olan nba efsanesi.
hepimiz iverson için ''pound for pound the greatest player ever'' söylemini duymuşuzdur. yani ''fiziği oranında tarihin en iyisi''.
bu aslında geniş bir tabir olarak göze çarpıyor. fakat aslında tam olarak doğru bir ifade, en azından skor üretme olarak.
meşhur nba youtuber'ı jxmyhighroller bununla alakalı çok güzel bir video paylaşmıştı. pound for pound ifadesini gerçek anlamda istatistiğe dökerek, fiziği oranında tarihin en büyük skorerlerini listelediği bir çalışma yaptı.
yaptığı hesaplamadaki faktörler şöyleydi:
1. fizik = boy ve kilo
2. dönem faktörü = tüm istatistikler 100 pozisyon başına olacak şekilde modifiye edildi (her dönemin temposu farklı olduğundan daha adil kıyaslama sağlayan bir yöntem)
3. primetime = pek çok oyuncunun kariyerlerinin son yıllarında sayı ortalamaları ciddi düşüş sergilediğinden, daha gerçekçi kıyaslama için her oyuncunun kariyerinin en iyi 6 yılı kesilip alındı.
fizik puanı hesaplanırken:
boydaki her inç için 1 puan
kilodaki her pound için 0.5 puan verildi.
bu fizik puanı, 6 yıllık prime dönemde oyuncunun 100 pozisyon başına ortalama ürettiği sayıya bölündü.
yani - fizik puanı/ppg = pound for pound score
hesaplamada pound for pound score'u en düşük çıkan oyuncular fiziğine göre tarihin en büyük skorerleri olarak karşımıza çıkıyor.
bu istatistiğe en fizikli oyuncular açısından bakarsak sıralama şöyle: görsel
nba standartlarında normal bir fiziğe sahip oyuncular açısından bakarsak da durum şu: görsel
peki, fizik açısından en dezavantajlı oyunculara bakarsak durum nedir? durum şu: görsel
1. sıra boş dikkat ettiniz mi? evet, çünkü absürtlüğü vurgulamak için iyice sindirmek lazım.
1. sıradaki kişi, açık ara allen iverson: görsel
iverson'ın kyrie erving'le filan karşılaştırıldığı bu saçmasapan günlerde, bu istatistik biraz olsun the answer'ın olağanüstü skorerliğini gözler önüne seriyor, hem de çarpıcı şekilde.
tarihte fiziği oranında pota etrafında bu kadar bitirici olan, rakip potaya bu kadar kolay sayı bırakan ve hiçbir imkan ve ihtimal dahilinde durdurulamayan en iyi oyuncu tartışmasız allen iverson.
yukardaki 3 tabloyu bir araya getirdiğimizde ise resim şu: görsel
iverson'ın prime score'unu 29'a düşürseniz dahi pound for pound score 5.25 oluyor ve yine zirvede kalıyor. ki iverson'ın zirve dönemi olan 2000-2005 arası dönemde maç başına pozisyon sayısı 91'di. şu anda bu sayı 101. wilt chamberlain döneminde ise 128. evet, istatistik 100 pozisyona göre sabitlenmiş olsa da, iverson gerçekten şu dönemde oynuyor olsa tablo pratikte daha da dramatik bir hal alırdı belki de.
daha etkileyici bir istatistik varsa bile ben bilmiyorum.
tanım: muhtemelen fiziğine oranla tarihin en iyi ve en rekabetçi oyuncusu.
fazıl say'ın parla marşı'nı kötülemesi
-
fazıl say'ın instagram hesabından yaptığı paylaşımda “repçinin vatan-millet-sakarya diyen marşı” ve “gülünç influencerların seçimi” diyerek norm-ender'in parla isimli marşını kötülemesidir. linkyahu birader herkes kendince bir katkı sunmaya çalışırken neden adamın yaptığı işi kötülersin? ha bana sorarsan sen kendi yaptığın marşı istediğin kadar öv, norm-ender'in bestelediği marş daha kolay söyleniyor ve daha akılda kalıcı. mesela 10. yıl marşına bak, bestesi ve sözleriyle söylemesi çok kolaydır. seninkinde bir anda üç kere şimşek diye bağırmamız sonra farklı tonlara geçmemiz gerekiyor. tamam sanatsal açıdan çok değerlidir kabül ama dillere pelesenk olacak bir marş değil. madem derdin 100. yıl ve atatürk, kendin besten tutmadı diye adamınkini boklamak neden ?
kedisiz sokaklar istiyoruz
-
farelerin isyan cümlesi
sülaledeki en başarılı kişi ve mesleği
-
anneannem. dokuz çocuğu var ve her biri annesi ile ilişkisini şöyle özetliyor: sanırdım ki annemin tek çocuğu benim.
sevgilisi olmayan kızların sevgilim yok şirinliği
-
süper bir şirinlemece.
"sarıldım yattık uyuduk. battaniyemle çok mutluyuz ^^"
"bana sevgi şarkısı söyledi, sonra sıcacık bir mutluluk verdi. yaşasın kettle! ^^"
hay ben senin o tatlılığına gömüyüm. şeker.
süper olay.
ornitorenk dağa küsmüş dağ ornitorenk ne lan demiş
-
tavşan dağa küsmüş dağın haberi olmamış deyiminin daha incitici versiyonudur.
dağ, "tanımam bile kendisini" diyerek ornitorenk'in kırılgan ruhunda derin yaralar açmıştır.
sosyal medyayı ikiye bölen çocuk
-
sabah akşam kafasını yetişkinlik zırvaları ile s.kmişler çocuğun. bilmiş bilmiş konuşunca da haliyle insanda şaşkınlık yaratıp dikkat çekiyor. çocuğun ne tür bir hayat tecrübesi var da "çocuk şöyle olur, böyle olur" konuşuyor. ezber ve taklit yeteneğini saymazsak söylediklerinin zeka ile de pek ilgisi yok. anneyi hunharca yediğine göre ya baba ya da diğer aile büyükleri cephe oluşması için çocuğu doldurmuş. kıyasla yol alan anne de hatalı. aslan yürek falan yok dümdüz aile içi çatışma.
uğur dündar'ın mutfağını fırıncıların basması
-
bir gün gerçekleşeceği hayaliyle yaşadığım retro-fantazim.
arka planda da muzlara binmiş böcekler filan uçuşacak böyle... bombardıman pilotları gibi...
(bkz: bu şartlarda imalat olmaz)
iş mülakatlarında sorulan sinir sorulara cevaplar
-
...
-ikb (insan kaynakları'ndan burcu)
-b (ben
-ikb: evet, son olarak öyle bir şey söyleyin ki her şeyi unutalım (artık ne dediysem mülakatın ilk kısmında) sizi işe alalım? (bunu söylerken gözleri parlıyor, dahiyim ben yha:)) diyor içinden)
-b: hmm.. büyük bir hipermarket zinciri olarak merkezinizin küçükbakkalköy'de olması sizce de ironik değil mi?
-ikb: ... ??!?