ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sıradan diş macunları
-
dünyanın en büyük diş macunu firmasıdır. o kadar büyük ve güçlüdür ki, ipana, colgate, sensodyne gibi küçük diş macunu firmaları sürekli kendisine bok atar. yok efendim, sıradan diş macunlarına göre 2 kat daha uzun ferahlık sağlarmış, sıradan diş macunlarına göre çürük riskini %80 azaltırmış. kanmayalım lütfen.
seni seviyorum'un en güzel söyleniş şekli
-
o hararetli hararetli birşeyler anlatıyordur. mimiklerine el hareketlerine bayılırsınız, cümlesini böler, araya dalarsınız;
-seni çok seviyorum
2 sn sessizlik
+üff ne diyodum ben. kafam karıştı
-gel buraya geeeel
anadolu çomarı diye insanı aşağılayan beyaz türk
sis yüzünden metronun çalışamaması
-
(bkz: diren türkçe)
edit: başlık düzeltildi. "o kadar sis olmak ki metro çalışmasın" gibi bir yapıdaydı.
beymen'deki 455 liralık yüzde yüz lastik terlik
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
bayramda büyük anneannenin evi... 9 çocuk ve sayılamayacak kadar çok büyük bulunmaktadır. çocuklar 1.5 -12 yaş grubu arasındadır... misafirlerden birinin çocuğu olan 3 yaşındaki yusuf geri kalan bütün çocuklara kan kusturmaktadır.
ilay(5): anne, yusuf(3) bana vurdu!
romica: aaa çok ayıp yusuf, arkadaşlara vurulmaz!
5 dakika sonra...
ege(7): anne, yusuf ilay'a vuruyordu, onu korumak isterken kumandayla kafama vurdu, küçük diye dövmüyorum!
romica: tamam oğlum, sen koru kardeşini ama vurma...
5 dakika sonra...
elif(1.5): ingaaaaaa!!!!
emrecan(11): ya romica abla, yusuf kardeşime tokat attı, sonra da itti!
romica: ege, ilay, mert(4) ve elif'i öbür odaya al, yusuf'u da oodaya sokmayın!
5 dakika sonra...
utku(11): halacığım, yusuf ufaklıkları eziyor yine!
mert(4): halacı, eziyo bizi üstümüze çıkıp çıkıp!
romica: eytera be, lan it, ne istiyorsun benim çocuklarımdan, yeğenlerimden! ben adamı ne yaparım biliyor musun sen? höt!
yusuf(3): çotaa!!!
romica: argh, kafam!
yusuf'un annesi: hihi, ay çok yaramaz, kusura bakmayın!
romica: hıı, evet... biraz yanınızada dursun, bütün çocuklar ağlıyor içeride...
5 dakika sonra...
mert: ege, askercik oynayalım mı?
ege: tamam, ben başkomutan oluyorum!
mert: ben de askercik oluyorum!
ege: yusuf da terörist olsun!!!
tabu diyalogları
-
ön bilgi: kızlar-erkekler şeklinde ayrılmışız, dörder kişilik iki grupla oynuyoruz.
aramızda 2 çift de sevgili mevcut. bu çiftlerden birinin erkeği anlatıyor, biz kalanlar da cevaplıyoruz.
rüzgarı da arkamıza almışız, ortalama 5 saniyede biliyoruz her kelimeyi. oyunun da gazıyla düşünmeden cevaplıyoruz adeta. ve olaylar gelişiyor:
eleman: alex'in koşanı?
biz: xavi!
eleman: (bana dönerek) sen dün ne almıştın?
ben: antibiyotik!
eleman: demin ne içtik?
biz: bira
eleman: (sevgilisi olan diğer erkeğe dönerek soruyor) biz dün nereye gitmiştik?
öbür eleman: karıya!
önce south park sessizliği, sonra kıyamet...
aydın'da gelinin erkek çıkması
-
ahırda gizli gizli eşşek zikmekten, çoluk çocuk istismarından daha şerefli bir hareket bence. muzaffer ve ceyhun çiftine mutluluklar dilerim:)
kadıköy karaköy vapurunda atılan dayak
-
tam tadında bırakılan eylemdir. metroda da, burada da araya girenler, tadında dayak yemesini sağlamakt hep. demek ki ne kadar duyarlılar. tam tersi olsa, bir akp antipatizanı, akp'liler içerisinde kalsa ve sizin kafanıza sıkacağım diye tehdit etse, muhtemelen hastanelik olur, ya da ölür. gerçek bu.
helal olsun diyorum.
oberyn martell pekmezcilik
-
(bkz: walder frey düğün salonu)
before sunrise
-
filmin son sahnesi en alıcı bölümüdür. gece boyunca gezilen eğlenilen anılar edinilen mekanların sabah gün ışığıyla birlikte yerini ıssız neşesiz ve durgun haline dönmesi insanı vurur bi yerlerden. aynı terapi tatil zamanları yola çıkmadan önce sabah sabah gece eğlenilen mekanların gezilmesi şeklinde gerçekleştirilirse aynı etki sarsar sizi.