ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
24 ocak 2017 rıdvan dilmen'in evet propagandası
-
omurgasızdan omurgasıza çağrı
serpil gerdan
-
''halkın devlete yük olmaması gerekiyor.'' demiş.
devlet bize neden yük oluyor peki? vergiler altında eziliyoruz. araba alırken 2 tane de devlete alıyoruz. nefes almak için para veriyoruz. işimiz ve gelirimiz yok diye zorunlu sağlık sigortasına para veriyoruz. devlet halkına gereken hizmeti sunmakla yükümlü.
devlet bize yük olmaktan çıksa zaten kimse kendi ağırlığı altında ezilmez.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"alkol aldıktan sonra aklıma geleceksen kelle paça'dan ne farkın var?"
adam ciddi ciddi aforizma yardırıyor.
yeni nesildeki tırtlığın sebepleri
-
yaptıkları her şeyi kendileri için değil de, başkalarına çekici, üstün, beğenilebilir gözükmek için yapmalarıdır. şahsen bizzat 90-95 sonrası bu tırt nesilden ne kadar farklı kalmaya uğraşsam da bu nesle dahil biriyim. yaşıtlarımın tek derdinin insanlara güzel görünmek, onlar tarafından arzulanabilir bir birey olmak olması ise her geçen gün daha çok sinirimi bozuyor. gençlerin büyük çoğunluğu yaptıkları şeyler (bu gezilen bir yer, gidilen bir mekan, okunan bir kitap, izlenen bir film, sevgiliyle geçirilen özel bir an, yoğun geçen bir ders vs. ne olursa olsun) başkaları tarafından görülmez ve sosyal çevrelerine yansıttıkları imaja bir katkı yapmazsa boşa yapılmıştır zihniyetinde ne yazık ki. resmen asıl kişiliğini boş verip sosyal kişiliğini önem listesinde ilk sıraya koymuş bir nesil. bu akımdan doğan en kötü sonuçlar ise bence aynı zihniyetin eski-yeni diğer kuşaklara da yayılması (ebeveynlerin sosyal medya kullanımının artması ve sosyal medyaya başlama yaşının düşmesi) ve insanların siyaset-bilim-sanat gibi medeniyete katkı yapabilecekleri alanlarda giderek daha da ilgisizleşmesi.
edit: imla
ssg'nin microsoft'ta sözlükten bahsetmesi
-
gates - ne sıklıkta güncelleniyor bu sözlük?
ssg - her saniye
gates- wow! kaç kişi çalışıyor?
ssg - 30.000'den fazla.
gates - (öhh!) ne kadar ödüyorsun onlara?
ssg - hiç.
gates - ulan üçüncü dünya ülkelerinde sömürü nereye varmış be höh bee!
baba bak ben de öleceğim
-
edit; depremde hayatını kaybeden elif'in babasına gönderdiği ses kaydını dinlemek için; tıklayınız
" antakya’daki elit apartmanı’nda yaklaşık 150 kişi yaşamını yitirdi. mümtaz gövce o gece istanbul’daydı. enkaz altında kalan 10 yaşındaki kızı elif , “baba bak ben de öleceğim” diyerek ses kaydı ve fotoğraf yolladı.
hiçkimse gelmeyince kendi başımızın çaresine bakmaya çalıştık. şehir dışından getirttiğimiz kepçe ve vinçlere afad el koydu.
üç günün sonunda afad’ın bize arama kurtarmaya gelmediği yerde biz onu aramaya çıktık. karayolları’nın önünde yaklaşık 150 kepçe ve 50 kadar vincin bekletildiğini gördük.
bu neden yapıldı, bilmiyoruz. en sonunda başka yerden ayarladığımız vinç ve kepçeleri (afad el koymasın diye) ara sokaklardan dolaşarak enkazın olduğu yere getirdik.
mümtaz gövce, ailesini kurtarmak için her şeyi yaptı ama olmadı "
şile otoyolunda ata çarpan motorcu
-
bütün arabalar durmusken bayağı yüksek bir hızda emniyet şeridinden giden motorcudur.
sen motorlu taşıt değil misin birader? diğer butun araçlar normal şeritte iken senin ne işin var emniyet şeridinde? uyanık ya..
o ölseymis çok üzülmezdim.. ata yazık olmuş.
oradan at değil de bebek arabası taşıyan biri de çıkabilirdi..
edit: at arabasının karayoluna çıkmaya hakkı yok diyen olmuş.
karayolları trafik yönetmeliğinde şöyle der.
--- spoiler ---
1) trafik: yayaların, hayvanların ve araçların karayolları üzerindeki hal ve hareketleridir.
2) karayolu: trafik için, kamunun yararlanmasına açık olan arazi şeridi, köprüler ve alanlardır.
https://www.tsb.org.tr/…ult.aspx?pageid=654&yid=806
--- spoiler ---
kaldi ki orada karsidan karşıya geçen bir at arabası değil bir çocuk da olabilirdi.
velhasıl-ı kelam, atın yolda olmaya hakkı varken motorun emniyet şeridinde devam etmeye asla hakkı yok.
bu tarz benim
-
maçtan önce futbol yorumcularını, sonra maçı, sonra o maçın özetlerini, sonra futbolcuların teknik direktörlerin maç yorumlarını, sonra yine futbol yorumcularını izleyenlerin, ülke ne durumda olursa olsun her haftasonu sıradan bir lig maçının bile en çok entry girilen konu olmasını sağlayanların -derbi maçlara hiç girmiyorum bile- gelip "kadınlar işte böyle boş işlerle uğraşıyor" dediği program.
vcd'den izlenmiş en unutulmaz film
-
avseq01.
şafak sezer'in satılık villası
-
evin kendi pavyonu'mu var banamı öyle geldi?
edit: görülen zaruret üzerine; mesaj atmayın telefondan yazıyorum dictionary problemli
güneşin kızları
-
selin: ali beni anladı.
emre: anlatsaydın ben de anlardım.
selin: anlatsaydım herkes anlardı...
vay be... ne yazmış senaristler.
babanın ölmesi
-
bir ögrencim yaklaşık 20 gün önce trafik kazasında babasını kaybetti.
henuz 4 yaşinda..
baba sevgisine en çok ihtiyaç duyduğü yaşta..
şu sıralar olayın pek farkinda değil fakat yıllar gectikçe babasının eksikliğini derinden hissedeceğini bilmek beni çok üzüyor..
üniversiteden mezuniyetinde kep atarken babasını aramayacak gözleri.
dügününde babası ile karşilikli oynayamayacak.
allah babasız herkese sabır versin..
ve eşini kaybeden herkese..
bir şairin de dediği gibi; insan babası ölünce büyüyor.
ama ben 4 yaşindaki öğencimin büyümesini hiç istemiyorum..
trabzonluların adamın hası olması
-
yanlış önerme butonuyum