hesabın var mı? giriş yap

  • son zamanlarda kafamı kurcalayan bu deneyi anladığım kadarı ile kısaca özetlemeye çalışacağım. öncelikle bu deney aslında meşhur çift yarık girişim deneyinin biraz daha geliştirilmiş bir versiyonu. şöyle ki: bu deneyde çift yarığın hemen arkasına bir prizma konuyor ve yarıktan geçen fotonlar %50 enerjili iki foton olarak farklı yollara saptırılıyor. bunlardan ilk yolda bir ekran bulunuyor ve ekran üzerinde klasik dalga girişim deseni oluşuyor (veya oluşmuyor). diğer yolda ise bir dizi dedektör var. fakat bu dedektörler ilk demetin ekrana uzaklığından daha uzağa konmuş durumda. yani ilk demet ekrana ulaştıktan sonra aynı anda prizmada oluşturulan demet dedektörlere sonradan varıyor. bu dedektörler birkaç adet. ilk dedektör seti fotonun hangi yarıktan geçtiğini ölçebiliyor. ve bu dedektör çalıştırıldığı zaman ekrandaki girişim deseni bozuluyor. fakat bu dedektörden daha uzağa konan ve yarı yansıtıcı aynalarla ve ek dedektör seti ile ilk dedektör setindeki bilgi bozulduğu taktirde ekrandaki girişim deneyi tekrar meydana geliyor.

    burada inanılmaz görünen üç olay var. bunlardan birincisi prizma tarafından ikiye ayrılan ışık demetindeki fotonların birbiri ile arada mesafe olsa bile bir şekilde bilgi/enformasyon alış verişi yapması ve etkileşime girmesi, ikincisi ise ekrandan uzağa konan dedektörlerin çalıştığı ve foton yolunun tespit edildiği bilgisinin bir şekilde zamanda geriye doğru taşınarak fotonun farklı yolda ve önceden yaptığı girişim desenini bozması, üçüncüsü ise zaten gözlemci veya dedektörün ölçüme başladığında girişim deseninin bozulması.

    al sana büyü gibi bir deney ama yüzde yüz çalışıyor ve matematiksel olarak ispatlanmış bir olay.

    tabii bu spekülasyon ama bu deney madde veya fotonlar arasında bilinçli ölçümün veya bir şekilde bilincin etkileşime neden olduğunu gösteriyor olabilir. bu sayede insan veya herhangi bir canlının bilinci veya kararları pek de bilinmeyen atom altı etkileşimlere neden olarak açıklanamayan bazı doğa üzeri zannedilen olaylara açıklama getirebilir.

    olayı açıklayan oldukça güzel bir you tube videosu ve kanalı için:

    https://www.youtube.com/watch?v=8orln_kwags

  • kendisine: "simdiye kadar hic kimsenin yaninda bu kadar huzurlu ve bu kadar guvende hissetmemiştim sevgilim, cok mutluyum" diyen sevgilisine cevaben: "senin adina cok sevindim" diyebilen yegane erkektir.

  • sabah işe gitmeden hepsinin bitirebilmek için akşam yemeğinden sonra başlanılması gereken aktiviteler kombinasyonu.

    ben cuma akşamı başlıyorum, salı sabaha anca yetişiyor.

  • bugün (dün yani artık) ilk avukatlık ücretimi almamla sonuçlanan diyalog türü.
    (aldığım maaş ayrı. o iş kanunu'na dair bi hadise. neyse, farkı anladın sen.)

    büyükçekmece adliyesi, 15.05.2009. saat 12 olmak üzere. hakim çıkmadan ona bi yetişmeye çalışıyoum. bu arada koridorda...

    - afedersiniz, avukat mısınız?
    - evet buyrun?
    - ya benim bi dilekçe yazmam lazım yardımcı olur musunuz?
    - tamam olurum ama acelem var, 5 dk bekle yardım edicem...

    (hakimle konuşulur, kalem'le konuşulur, iş halledilir, yardım isteyen vatandaşa dönülür)

    - ben kefaletle serbest kaldım ama sonra beraat ettim, şimdi o kefaleti geri almak istiyorum, dilekçe yaz dediler ama nasıl yazılır bilmiyorum.

    elinde beraat kararı da vardır, kelime kelime yazdırılır dilekçe. çünkü çocuk gerçekten bilmiyor, tamamen alakasız olayla.
    ne yapması gerektiği anlatılır filan. git hakimden imza al, imza aldıktan sonra git bi de fotokopisini çektir sende dursun vs vs vs...

    - çok teşekkür ederim, allah razı olsun, çok sağol vs vs vs
    - ya yok bişey büyütülecek, önemli değil, sen sağol.
    - açlığın var mı?
    - yok, teşekkür ederim.
    - sana borçlu kaldım ya, yemek ye istersen ben öderim, allah razı olsun.
    - borç yok, allah senden razı olsun.

    ayrılınır, yemeğe çıkılır, yemekten gelinir. bizimki hala adliyede. selamlaştık. 5 dakika geçmeden geldi bu, elinde iki tane yarım litrelik su.

    - birini sana aldım, bari bunu al, ferahlarsın iyi gelir. teşekkür niyetine.
    - ben teşekkür ederim. iyi düşünmüşsün.

    böylelikle, ilk ücretimi de almış oldum yarım litre su olarak.

    babama anlattım bunu, o zemzem suyu gibi şimdi dedi. öyle vallahi.
    damla damla içicem onu, sevdiklerimle paylaşa paylaşa.
    çok mu duygusalım acaba?

  • coca-cola dayı oğlumun şirketi olduğu için yıllık karını sağa sola kafasına göre bağışlayabilen bir firmadır. hissedarları filan yok, her ülkede ayrı ayrı vergi ödeyip, ortaklarına para kazandırmakla yükümlü değil. 2006 yılı karını pkk'ya, 2007 yılı karını asala'ya, 2008 yılı karını bahçelievler çocuk tiyatrosuna, 2009 yıllık karını mars için özerlik platformuna ve en önemlisi 1940-1945 yıllarının karını stalin'e bağışlamıştır.

    eğer fazla tüketirseniz mallık yapabilir. en iyisi az için hatta içmeyin. belli ki dokunuyor.

  • sivil hayatında mandanın bokundan bile daha önemsiz görüldüklerinden, burada erkekçilik oynamışlar. 1 sene sonra o işkence ettikleri çocuk gibi birinin önünde süklüm püklüm iş isteyecek veya işinin görülmesi için yalvaracak. eminim ki bundan öte gidemeyecek zavallılar topluluğu.