ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
şaka maka gece gece 14. birayı devirmek
-
çok matah bişey olmayan vasat aktivite. malum şahıstan tiksinmedim şu içtiğini herkese duyurma meraklısı ergenlerden tiksindiğim kadar. yazık size...
top sakalla özdeşleşmiş kişiler
-
(bkz: emre kongar)
plaza türkçesi
-
benim eski iş yerinde bir kadın vardı. durmadan "geliyor olacağım, hı hı, çeync ettirdim ben onları, kontakt kurdum cc ile" gibi şeyler söylüyordu. bir gün dışarıda telefonla konuşurken isteyerek kulak misafiri oldum. "taam siz yiyin ben geç geliyom" derken duydum. o an anladım ki bu lügat sadece mesai bölgesi içerisinde duhul ediyor bünyeye. arta kalan zamanlarda yine salı pazarı, yine metrobüs içi hayat...
88 milyon dolara ev alan üniversite öğrencisi
20 mart 2016 türkiye'nin evde oturması
-
evde zor tutulan yüzde 50'ye dahil olduğumuz gündür.
tanım: bomba korkusundan dışarı burnumuzu çıkaramamaktır.
erkeklere çekici gelen kadın meslekleri
-
yılların hostesiyim, şurada bahsedilen ilginin yarısını görmedim.
aileler tarafından sevilen meslek grubu değildir. ancak alkolik filan olup zengin aile tarafından gözden çıkarılmış oğullarına layık gelin olarak görülür.
debe edit: karda kışta sokaktaki hayvanlara birazcık yemek, daha çok hoşgörü
sözlükçülerin yediği tarihi ayarlar
-
sözlükçülerin herhangi bir zamanda ve herhangi bir mekanda, eşinden, dostundan, arkadaşından, sevgilisinden yediği ve bir daha da unutamadığı ayarlardır.
sözlük hep egonuzu kabartacağınız yer mi olacağıdı ?
benim hikayem bundan 10 sene öncesine tekabül ediyor. düşün işte 10 yıldır unutamadım...
daha 15-16 yaşlarındayım... işbu ayarı veren kız, tüm hayvanlardan korkuyor. kedi, köpek hadi neyse de, dur birazdan söyleyecem... ! çok samimi değiliz, birbirimize açıkçası biraz da gıcık oluyoruz.
ayrıca ortamda bir de başka bir kız var ki, yeni gelmiş (babasının tayini buraya çıkmış… olurdu öyle şeyler, sonra 2-3 yıl içinde giderlerdi. vizonteledeki gibi.), hoşlanıyorum ve bir şekilde onunla daha çok konuşmak istiyorum.
oturmuş açıkhava bir kafede muhabbet ediyoruz, o sırada 5-6 metre öteye bir kuş konuyor ve kız bu kuştan tırsıyor.
bir insanın bir kuştan korkabileceğine ilk kez orda tanık oluyorum ve
-yuh ya, diyorum, senin de korkmadığın herhangi bir hayvan türü var mı ?
-var, sen.
diye kısa ve öz bir kroşeyle işimi bitiriyor orda. masada diğer elemanlar gülemedi bile o kadar ağırdı ki. halbuki gülseler, "off" deseler "abowww" deseler belki de bu kadar koymayacak. hele de hoşlandığım kızın yarı sırıtmalı surat ifadesi yok mu dün gibi gözümün önünde halen... bak yine fena oldum.
300 yıl sonra gelen edit: bu hikayede beni nakavt eden kızın adı birgül’dü. kocası onu terketti (galiba ona da böyle ayarsız bir ayar verdi :) ). hoşlandığım kızın adı da özay. ne oldu ne etti hiçbir fikrim yok. tolstoy okuyunca böyle saçma detaylara giresim geldi. bye.
melih gökçek'in başbakan olması
-
pilot okuluna yazılacağım gündür.
olur a denk geliriz. afrika gezisi falan.
kimseyi sikine takmayan insan
-
bu kesinlikle babamdır.
hayatının her anında her kim olursa olsun bir önemi yoktur.
bir mevzu için öğleden sonra vali ile görüşmeye gittik. sekreteri, sabah gelmedi ne zaman geleceğini de bilmiyorum dedi. olsun biz bekleriz dedi.
saat 15:30 gibi gelen valinin önüne atlayıp aslanım sen niye görevinin başına gelmiyorsun da bu kadar milleti bekletiyorsun demişliği vardır.
bu ve buna benzer yüzlerce anısı vardır.
hayatını plazada sabit maaş uğruna hiç etmek
-
"derdi dünya olanın dünya kadar derdi olur." kelamının kanıtıdır bu durum.
bozulan atm'ye gerçek görevli yerleştirilmesi
-
(bkz: bankamatik memuru)