hesabın var mı? giriş yap

  • türkçesi arktik histeri ve diğer adı da piblokto olan; eskimolar arasında görülen ve aniden çığlık atma, ağlama, giysilerini parçalama ve ardından da koşmaya başlayıp, karlarda yuvarlanmalarıyla da devam edebilen ve olayın bitiminde kişinin bu olayı hatırlamadığı psikiyatrik rahatsızlıktır. olayın sonunda bir nevi disosiyatif amnezi yaşanır.

  • 7 bölge var (hepsi avrupa ülkelerine ayrilmis)
    1 bölge $189 (15 gün)
    2 bölge $250 (1 aylik)
    3 bölge $285 (1 aylik)
    global $325 (bütün bölgeler dahil, 1 aylik)

    istanbul sirkeci garindan kartinizi aliyorsunuz ve bütün avrupada trenler (bazi yerlerde vapurlarda)bedava! konaklama genelde ögrencilerin konakladigi yerlerde... beslenme size kalmis...
    hic gitmedim ama en az 4 ki$i gidin diyorlar.. (oylamaya gidecek bi fikir ayriligina karsin 5 ki$i ideal)

    kesinlikle yapilmali
    tavsiye edilen $ehirler
    amsterdam, berlin, amsterdam, viyana, amsterdam, barcelona, amsterdam, madrid, (ibiza)

    (olley ilk entryi ben yabtiiimmmmn)

    (luzumsuz edit / ki$isel elestiri: zamaninda ilk entriyi yapmissin ama interraili 6 sene sonra hala yapmamissin dingil, buna ne diycem?)

    burası türkiye editi: duygusal bir yazıya yazdığım gerçekçi bir yorum sebebi ile atılmışım. üzerine mesaj ile ulaşmaya çalıştığım gönüllü adminler tarafından bloklandım. kalbim kırıldı.

    bu interrail türkiye, interrail ismini alıp keyfince kullanan, hatta üzerinden ticaret yapan facebook oluşumu. nerde çokluk orda bokluk.

    sonra bu oldu:

    http://m.hurriyet.com.tr/…da-tepki-yagiyor-40607779

    (bkz: bolurail rezilliği)

    baktım insanlar sırf görüş bildirdiği için banlendiğini, haber verilmeden atıldığını söylüyor.

    buna açıklama olarak dangalak bir admin çıktı "arkadaşlar çok kişiyiz yetişemiyoruz" dedi.

    bir de bu "kontrol edemeyecek kadar çok kişiyiz" in üzerine "biz interrail ailesiyiz" geyiği yapıyorlar. kontrolsüz umursamaz aile. sizin birlikteliğiniz batsın.

    üçü de birbirinden beter 3 açıklama yapıp batıran andavallar sürüsü.
    1. https://m.facebook.com/…rmalink&id=1504707779610533

    2. https://m.facebook.com/…rmalink&id=1504816236266354

    3.https://m.facebook.com/…81/1601922823162161/?type=3

    ucuz gezmek dışında konularda ağır eğitime ihtiyaçları var. hani "tek çık" falan diyorlar ya, "interrail türkiye'siz çık" anacım.

  • netflix'in kanımca en iyi şovu. ama bu entry şov hakkında değil, bo jack karakteri hakkında olacak ve bütün sezonları izlemeyenler için spoiler içerebilir;

    “yeterli olanı aramayı bırak, çünkü asla yeterli olmayacak...”

    hayvanların ve insanların bir arada yaşadağı, daha önce pek karşılaşmadığımız türde bir çizgi film evreninde, tüm insani sorunları ile bocalayan bir at bojack. eskiden yayınlanan çok ünlü bir tv şovunun ekmeğini yemeye devam eden, ailesi yüzünden yaşadığı travmalar ile insan ilişkilerinde hep sınıfta kalan ama bir yandan hep bir arayış içinde olan huysuz orta yaşlı bir adam. mutlu olmak, umursamak, sevmek, sevilmek ve iyi bir insan olmak gibi standart kilişileri hayatı boyunca elinin tersi ile itmiş, artık hayata tahammül edemediği yaşlarında ise onların kaygısına düşmüş kocaman bir çocuk. neyin kıymetli, neyin değersiz, neyin derin, neyin anlamsız olduğunu anlamakta güçlük çeken; geç kalmışlık hissinin hakkını sonuna kadar veren tutarsız bir ayyaş. hayatını izlerken, başımıza gelmiş ya da gelme potansiyeli olan tüm karamsar ve acımasız hayat senaryolarını gözümüzün önünden geçiren bir denek. netflix’in tuttuğu aynada, muhakkak kendimizden bir parçamızı görebileceğimiz bencil, sarkastik, nihilist, tutarsız, komik ve üzgün bir karakter. holywoo sakini, animasyon tarihinin eşsiz karakterlerinden biri; bojack horseman.

    5 sezondur bir arayış içinde bojack. bazen huzuru, bazen ilgiyi, bazen aşkı, bazen başarıyı, bazen gerçek bir hüznü, bazense yarım bir neşeyi kovalayıp; sonunda her zaman kaosu buluyor. mutlak ve sürekli bir mutluluk yerine onun kapısını her zaman yeni bir üzüntü çalıyor. zaten aradığı da daimi bir mutluluktan çok, daimi bir iç huzur. tüm yaptığı yanlışları, bile bile isteyerek yapmış olmanın verdiği vicdani yükten kurtulmak ve herkesten önce kendini affetmek. kendinden nefret etmeyi bırakıp, tüm travmalarından arınıp, hayatının geri kalanını kendi kontrolünde ve daha güçlü bir duruş ile yaşamak. bir defasında dile getirdiği; “birgün etrafına bakıp herkesin seni sevdiğini göreceksin ama hiç kimsenin senden hoşlanmadığını fark edeceksin. ve bu, dünyadaki en kötü yalnızlık hissidir...” cümlesindeki histen kurtulmak. yalnız bile kalsa, bunu kabullenmiş bir şekilde yapmak.

    çok şey öğrendiğini ve yaşadığını düşünen, kendini bilge gören bojack; her defasında kalbini daha da kıran, tahammül sınırını daha da zorlayan şeylerle karşılaşıyor. bu noktada annesinin ona söyledikleri daha bir anlam kazanıyor; “bir canavar olduğumu düşünüyorsun. seninle laf dalaşına girmeyeceğim bojack. söylemek istediğim şey, mutlu olmak istediğini biliyorum ama olamayacaksın ve özür dilerim. sorun sadece sende değil, biliyorsun. ama baban ve ben işte.. içindeki çirkinlik sana bizden miras kaldı. kusurlu doğdun. doğuştan kusurlusun. şimdi de hayatını projelerle doldurabilirsin. kitaplar, filmler, kız arkadaşların.. ama bir yanın hep eksik kalacak. sen bojack horseman'sın ve bunun tedavisi yok..”

    evet annesi bojack’e tam da bunları söylüyor ve bunlar ailesinin ona hayatı boyunca davranışının yanında belki de en samimi ve içten yaklaşımı. ama biz onun başına her kötü şey geldiğinde, içinde bir yerlerde taşların biraz daha yerine oturduğunu hissediyor, şov ilerledikçe de bojack’in yitirdiği sandığı o anlama daha çok yaklaştığını görüyoruz. belki bu bir mutlu son olmayacak ama o çabalamaya devam ettikçe, varacağı nokta hem ona, hem etrafındakilere, hem de bize doğru ve anlamlı gelecek.

  • a=abi k=kızkardeş...
    diyalog telefonda geçmektedir...

    a-doktora gittim bugün nihayet.
    k-e artık gerekiyodu..neymiş peki olay..
    a-hiç tahmin etmediğimiz bişey ya, çok şaşırdım test sonuçlarını okurken..
    k-eee?..
    a-dehidratasyon sebepli uyuşukluk yaşıosun dedi doktor..
    k-honyk..dehidratasyon mu?... ne alaka?
    a-ben de alaka kuramadım..ama bizim erman hocaya gittim dahiliyeden..ona sordum
    k-eee...
    a-anlattım durumu...evde mi kalıyosun die sordu..evet dedim..ailenle mi yaşıyodum önceden dedi...evet dedim..kızkardeşin var mı dedi...oha oldum evet dedim...
    k-alla alla...eee...
    a-bol bol bişiler anlattı...kafama dank etti...adam haklı..
    k-neymiş sölesene..
    a-eskiden ben sana hep su getirmen için baskı yapar öyle içerdim ya...tek başıma yaşadığım için farkında olmadan su içmeyi bırakmışım. e getircek kimse olmadığından susuzluk almış yürümüş. e farkına varsam bile bilinçaltından mıdır nedir gidip su içmemişim...ki öleydi yani...ben son 2 senedir hiç su içtiğimi hatırlamıyom..en fazla yemekten sonra çay içiom..
    k-ahahaaa...oahaha hahaha...tangır tungur çotank(telefonun yere düşme efekti...küt(kafayı sandalyeye çarpma efekti)..
    a-alo gülmesene...aloo...gülme alo...aloo...aloo...
    k-(bi süre sonra...)taam taam...geldim...git su iç bari...puhahahahaaaa....
    a-sen görürsün...su tankına sokçam seni oraya gelince...
    k-...puahaha...

  • 300tl lik evini üniversite öğrencilerine 1000tl ye kiraya veren bir akrabamın desteklediği iddia. adam haklı bi yerde öğrenciler olmasa bu ahlaksızlığı yapamayacaktı.

  • okulun üçüncü katında bir sınıf camından diger sınıfa gecmeye calısan x, bahceden müdürün höykürmesini duyunca düşeyazmış ve panikle kendini içeri atmıştır.
    sınıftaki herkes sıralara oturup efendice birşeylerle uğraşıyor numarası çekmeye başlar.
    müdürün ayak sesleri yaklaşıır yaklaşıır...
    x ise hareketine kendisi de anlam veremediği için iyi bir savunma uyduramamıştır.
    müdür hışımla içeri girer ve der ki;
    lan x iti, ben sana bin kere bu okula çizgili gömlekle gelinmicek demedim mi? paralarım lan o gömleğini. yarın efendi gibi mavi gömlek çekip geleceksin, kontrol edicem hayvan!

    artık x için tanrı vardır, günah ve sevap vardır, ahiret ve ibadet vardır, rahman ve rahim olan vardır.
    derin bir oh ve salavat....