ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
galatasaray'ın uefa tarafından korunuyor oluşu
cristiano ronaldo
-
doğuştan sahip olduğu yeteneğe, kazandığı kamyonla paraya, etrafında pervane olan kızlara, 7/24 kendisine dalkavukluk eden menajerlere rağmen zerre şımarmayıp hala it gibi çalışan, en büyük yıldızı olduğu takımın aynı zamanda en çok çalışan oyuncusu da olan, takımın yenik olduğu maçın 90. dakikasında bile 70 metrelik deparlar atan ve tüm bunların karşılığını alan saygı duyulası adam.
böyle adamları görünce, türklere futbolun yasaklanması gerektiğini düşünüyor insan. şampiyon olan takımın ilk onbirinde selçuk şahin diye bir adam var lan..
miloş krasiç
-
bir röportajında en sevdiği şarkıcının unknown artist olduğunu söylemiştir
doktor hasta diyalogları
eski eşinin silikonlarını patlatan adam
-
(bkz: balondeşen jack)
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"defterin sağ tarafina geçince mutlu olan insanlardık ne oldu da böyle olduk anlamadım."
emma watson
-
bu kız büyüyünce manyak taş olucak. harry potter and the philosopher's stone filminde hermione granger'ı oynadı. yazar j. k. rowling açıkça söylemiş hayalindeki hermione'nin bu kadar güzel olmadığını. henüz 11 yaşında, 90 doğumlu yani.
metronom
-
1812 yılında dietrich nikolaus winkler tarafından icat edilmiş, daha sonra amsterdam'da johann nepomuk maelzel tarafından ölçeklendirilerek geliştirilmiştir. bugünkü klasik (mekanik) metronoma maelzel metronom adı verilir.
emlakçı jargonu
-
bekara uygun: köpeği bağlasan durmaz.
9 şubat 2017 taksim metrosu laik-başörtülü kavgası
-
benim kavgadan çıkardığım anafikir şu olan durum:
(bkz: doktorların doktor olduğunu bir şekilde söylemesi)
yeni evli çift aktiviteleri
-
ben facebook fotoğraflarının altına sanki hiç birbirlerini görmüyorlarmış gibi yorum yapmalarına ayar oluyorum.
-aşkitoma kek yaptım.
-aşkım çok güzeldi ellerine sağlık.
-herşey aşkitom için.
lan oğlum evde keki yerken ne yapıyorsunuz. evde konuşmuyormusunuz hiç.
18 mart'ı anmanın lüzumsuzluğu
-
savaşmadan teslim olmak ve onuruyla yenilmek arasındaki farkı kavrayamamış insanların savunduğu fikir. çanakkale'de "zaten savaşı kaybedeceğiz" deyip savaşı bırakan bir millet olsaydık kurtuluş savaşı diye bir savaşımız da asla olmazdı.
rakı içenlere tepki gösteren sarıklılar
-
tebliğlerini(?) yaptıktan sonra en fazla birkaç sözlü münakaşa yaşayıp evine döneceklerdir
fakat
bir cuma namazı çıkışı cami önünde "allah yok, din yalan, yüzyıllardır kandırılıyorsunuz." diye tebliğ(?) yapmak isteyen birinin akıbeti ne olur? en fazla birkaç sözlü münakaşa yaşayıp evine mi döner yoksa kafası vücudundan mı ayrılır?