ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"yeni tanıştığım kızdan telefon numarasını istedim. 0 900 esprisi yaptı, iş değil cep istiyorum dedim.. bir daha espri yapamaz sanırım."
oğlumu savunmaya gururla devam edeceğim
-
yani diyor ki bu magandayı yetiştiren sorumlu kisi benim ve yaptigimla da gurur duyuyorum.
dağ evi + hatun + internet + 1000 kitap + ps4
-
hayatlar ise beylikdüzü + elizabeth + adil kullanım kotası + 3-5 liseden kalan kitap + 5 yıllık laptop
sokakta öpüşmek
-
ben bu olayı gecenin bi vakti, karadenizde bi askerlik şubesinin önünde yapmıştım. kapıdaki nöbetçi askerin de mal mal bizi kestiğini yaklaşık 30 sn süren öpüşme seansından sonra fark etmiştim.
ama o sıralar daha askere gitmemiştim tabi.
şayet askere gitmiş olsaydım, bu hareketi asla bir askerin önünde yapmazdım.
neden yapmazdım? çünkü orada nöbet tutan ben olsaydım mesela, vururdum o iki sevgiliyi de alınlarının çatlarından.
adamlar abazanlıkla dolu günler geçirirken nispet yapar gibi karşılarına geçip şapır şupur öpüşmek de nedir.
bu olay için hala kendime kızarım.
bizi vurmadığın için teşekkürler. özür dilerim asker kardeş. iyi nöbetler.
gerçi ne nöbetin kalmıştır ne de askerliğin. iyisin lan yavşak yedin koca askerliği.
30+ yaşında olup kendini hala genç gören erkek
-
benim. eheh laf sokacağımı sandınız ama işte gençliğimin verdiği muzip karakterimle ters köşe oldunuz. gideyim biraz contra oynayayım.
17 ağustos 2016 38 bin mahkumun salıverilme kararı
-
hapishanelerde yer kalmadığı içindir.
benim önerim şu, suçlular o kadar fazla ki suçsuzlar içeri girip izole bir hayat yaşasınlar. bütün suçlular da ne istiyorlarsa yapsınlar bu bok çukurunda.
4 ağustos 2020 beyrut patlaması
-
yok israil roket atmis, yok isid hebe hube..
geciniz. patlamanin seklinden anlasiliyor ki, daha ufak capta bir yangin var ve gene soylenenler gibi ordaki amonyum nitrat deposuna ulasti ve olan oldu.
sunu da soyleyim, eger dendigi gibi 2700 ton amonyum nitrat (gubre hammaddesidir) patladiysa, beyrut diye bir sehrin hala olduguna dua etmek gerekiyor. allahtan blastin yarisi denize gitti. dort tarafi cevrili olsa daha beter sonuclari olurdu.
ne olurdu diyenler icin sizi basf'in oppau faciasina alalim:
https://www.taproot.com/…ppau-explosion-in-germany/
29 haziran 2016 eren erdem meclis konuşması
-
birilerinin cok zoruna giden konusma . troller asagidaki görselli dagitip duruyorlar sürekli.
diyor ki orda : "hükümeti elestir, eyvallah, erdogan'a öfkelen buna da tamam, mit'e kiz hakkin var, ulan bir iki cümle de teröristlere söyle pezevenk."
http://i.hizliresim.com/6nprx0.jpg
http://imgur.com/rc1rfpj
tabi bunu mal bulmus magribi gibi paylasip duran akp'liler düstükleri komik durumun fakinda bile degilller. güclüyken teroristle muhattap olunmaz diyor, bombayi yiyince "ama o da vurdu, ona bisey demiyorsun" diyor.
ulan adam terorist, isini yapiyor, kendini patlatiyor. devlet olan sensin, sen isini yapican, patlattirmayacaksin o bombayi. sonrada kendini böyle teroristle ayni kefeye koyup, kendini ona denk sayip , "ama ona da bisey söyle" diye aglamayacaksin.
gerci bu komik durumu anlayacak kafa olsa akp'li olmaz bunlar. sirf oksijen israfi.
edit: hukuka uygun hale getirildi
survivor all-star
-
o bu değil de karı türkiye'ye geliyor, biz niye seviniyoruz.
500 liralık saatin 20 liralık saatten farkı
-
adamın fakirlik dnalarına işlemiş, 500 liralık saati pahalı sanıyor.
yoktur hacı, ikisi de aynı. zamanı gösteriyor.
william eggleston
-
1957'de fotoğrafçılığa başladığında diğer tüm ciddi fotoğrafçılar gibi o da siyah beyaz çalışıyormuş. renkli fotoğraf denemeleri yapmaya 1965-66 yıllarında william christenberry vesilesiyle başlamış. '60'ların sonunda da çalışmaları artık ağırlıklı olarak renkli fotoğraf olmuş.
bugün efsane ya da bir ikon olarak görülüyor. 1976'da new york modern sanat müzesindeki sergisi zamanında sert eleştiriler almış olsa da bugün kendisinden sıklıkla renkli fotoğrafın babası (the godfather of color photography) olarak bahsediliyor. eggleston'un o günler için yorumu: "eleştirmenler ve diğerleri belli ki bu çalışmalara gerçekten bakmıyorlardı. eleştirileri beni hiç rahatsız etmemişti. gülüp geçtim."
çektiği fotoğraflara baktığınızda kendisine neden renkli fotoğrafın babası denildiği anlaşılıyor. ama bir fotoğraf hayranı olduğu söylenemez. diğer fotoğrafçıların çalışmalarını pek kıymetli bulmuyor. "etraftaki fotoğrafların yarısı işe yaramaz şeyler. sevdiğim fotoğraflar sadece kendi çektiğim fotoğraflar" diyor.
bir röportajda gazeteci augusten burroughs, "peki ansel adams hakkında ne düşünüyorsunuz" diye sormuş. eggleston, "birbirimizi tanımazdık. ama tanıyor olsaydım ona da aynı şeyi söylerdim: çalışmalarından nefret ediyorum" cevabını vermiş. yine de henri cartier bresson'a olan hayranlığını daha önceden duymuş olan burroughs, eggleston'a bir de onu soruyor. eggleston onun bir keresinde bir partide kendisine, "bilirsin, william, renkler boktandır" dediğini hatırlıyor. burroughs: "peki bu kendine güveninizi zedeledi mi?" dediğinde eggleston, "ah, hayır. sadece 'müsadenizle' diyerek masadan ayrıldım ve başka masaya giderek partiledim" diye cevap vermiş.
yalnız "renkli fotoğrafın babası" yakıştırması yalnızca william egglestone için yapılmıyor. diğer tarafta aynı ünvana sahip bir de joel meyerowitz var. meyerowitz 2012'de verdiği röportajda william eggleston'un 1968'de bir gece onun apartman dairesine bir ziyarette bulunduğunu anlatmış, "onun küçük kutusundaki siyah beyaz fotoğraflara ve benim yüzlerce renkli fotoğrafıma bakarak saatler geçirdik."
eggleston o gecenin etkisini uzun yıllar sonra kabul etmiş ve onun bu konudaki uzun süren sessizliği meyerowitz'te bir çeşit bam teli noktası olmuş. tüm nezaketinin yanında bronx sokaklarında sert bir çocuk olarak büyüyen meyerowitz de tüm diğer fotoğrafçılar gibi empire state binası büyüklüğünde bir egoya sahip ve bu işin babası olma ünvanını kimseye vermek gibi bir niyeti yok. tüm hepsini bir kenara bırakırsak gerçek de sanırım bu şekilde. renkli fotoğrafın fotoğraf sanatında yer etmesi meyerowitz ile başlıyor. ama birkaç yılı görmezden gelebiliriz. eggleston'un da aynı dönemde bu işi iyiden iyiye harladığı çalışmalarından açıkça görülüyor.
hala fotoğraf çekmeye devam eden eggleston ile 2017'de yapılan bir röportajdan birkaç alıntıyla sonlandıralım:
"bir şeyin fotoğrafını yalnızca bir kez çekerim, hepsi bu kadar. böyle kişisel bir disiplinim var. bence bir kopya yeterlidir. eğer olmamışsa olmuyordur. bunu kafaya takmam."
"şimdi hala fotoğraf çekiyorum. geçen hafta çektiğim fotoğrafları 20 yıl önce çektiklerimden ayırmakta zorlanıyorum. birbirlerine çok benziyorlar ve bunu söyleyebildiğim için mutluyum. kendi çalışmamı seviyorum."
"ben genellikle leica kullanıyorum, çok iyi yapılmış makineler ve her şartta çalışıyorlar, hiç endişelenmem gerekmiyor. hala fotoğraf filmi de kullanıyorum, ama dijital makine hiç kullanmıyorum. filmlerdeki bekleme sürecini sevdiğimden değil, sadece onlardan çok iyi anlıyorum. birçok dijital fotoğraf makinem var, ama onları hiç kullanmadım. onlardan anlamıyorum."
birbirinden güzel eggleston fotoğraflarının da görülebileceği kaynaklar:
https://www.americansuburbx.com/…llow-and-cyan.html
https://www.itsnicethat.com/…aphy-jody-rogac-010517
https://www.theguardian.com/…king-my-time-interview
https://www.nytimes.com/…ew-augusten-burroughs.html
https://www.theartstory.org/…-joel/life-and-legacy/