hesabın var mı? giriş yap

  • black mirror'ın 3. sezon 2. bölümünün ismidir.

    kurt russell’ın oğu wyatt russell ve hannah john kamen‘in başrolde yer aldığı sezonu ikinci bölümü “platest”in senaryosu charlie brooker tarafından yazılmıştır. dan trachtenberg’in yönetmenlik koltuğunda oturduğu bölüm, arttırılmış gerçeklik teknolojisinin gelecekte alabileceği boyut ve bunun sonuçları üzerine kurulu.

    evden habersiz bir şekilde çıkan ve dünyanın çeşitli yerlerini gezen cooper, gittiği yerlerde hayatın tadını çıkaran ve parası bittiğinde ise geçici işlerde çalışarak yolculuğuna devam eden bir gezgindir. teknolojiyle arası bir hayli iyi olan ve kısa süreli işlerini sanal ortamdan bulan maceraperest ruhlu karakterimiz londra’dayken yine aynı sorunla karşılaşır ve büyük bir oyun firmasının piyasaya sürmeden önce insanlar üzerinde test edilmesini amaçladığı bir oyunda kobay olmayı kabul eder.

    bir anda kendini gereğinden fazla “arttırılmış” bir gerçekliğin hakim olduğu oyunun içinde bulan cooper, kendi iç dünyası ve bilinçaltından beslenerek korku öğeleri yaratan, oynayan insanın sınırlarını zorlayacak korku gelirim türündeki oyuna ne kadar süre tahammül edebilecektir?

    günümüzde dahi oyun sektöründe büyük bir hızla yer etmeye başlayan sanal gerçeklik ve arttırılmış gerçeklik teknolojilerini düşündüğümüzde, dizide karşımıza çıkan böylesine korkutucu olayları ilerleyen zamanlarda görmemiz işten bile değil. ınceptionvari bir finale sahip olan playtest’in zaten en vurucu kısmı da son bölümünde yer alıyor.

    ayrıca bölümün bir sahnesinde 2. sezon 2. bölüm “white bear”a ufak bir gönderme yapmayı da ihmal etmemiş brooker. buna ek olarak, edgar allan poe’nun “kuzgun”unu görmek de güzel bir olay olarak hafızalarımızda kalıyor.

  • john wick adeta bir battal gazi edasıyla taktik maktik yok bam bam bam!
    gibisinden sürüsüne bereket düşmanlarını da headshot atarak alabilme kabiliyetine sahiptir.
    jason bourne ise işi daha taktiksel,daha zeka dolu ve daha planlı şekilde düşmanlarını avlayarak gerçekleştirir.yani bourne'a john wick'deki gibi bir sürü düşman hücum etmez.onun yerine kendi kapasitesine yakın bosslarla kapışarak filimlerine müthiş bir gerilim ve aksiyon katar.
    john wick 'de ise karakteri çok zorlayacak bir boss yerine yani düşmanların niteliğinden çok niceliğine önem verilerek bourne 'dan daha fazla aksiyon dozajı vererek ama gerilim faktörünü de bourne kadar vermeyerek izleyiciye aksiyona doyuracak bir film şöleni yaşatabildiğini söyleyebilirim.
    hulasa bourne için yerinde aksiyon ve gerilim,john wick için ise;yeteri kadar aksiyon azar azar gerilim.

  • sene 2000. gerizekalı babamın sırf ona buna hava atmak için kefil olduğu senetler ödenmediğinden başımıza patlayınca, haciz gelmesin korkusu ile evdeki tüm değerli eşyalar toplanıp bir tanıdığın deposuna kaldırılmıştı. evde kalan tek elektronik aletler buzdolabı, 1 adet 37 ekran tv ve benim orgumdu. zira o sene org kursuna gidiyordum ve çalışmam gerekiyordu. bir gün ben org çalışırken zil çaldı, gelenler haciz memurlarıydı. o orgu nasıl topladım, nasıl kaldırdım, nasıl yüklük dolabındaki yorganların arasına sakladım hala bilmiyorum. ama tek hatırladığım memurlar gidene kadar "ne olur orgumu bulmasınlar" diye içimden hiç durmadan dua ettiğim, kalbimin deli gibi çarptığıydı.

  • nagehan alçı, habertürk’te katıldığı canlı yayında “suriyeli göçmenlere yönelik nefret dilini adeta bir alışkanlık haline getirenler, bakalım ukraynalı göçmenler gelince de aynı şekilde itiraz edecekler mi?”demiş.

    (bkz: kiev’den yola çıktılar kocanıza sahip çıkın)
    bu kadından ne farkı var nagehan alçı’nın?

    evet nagehan itiraz edeceğiz. eğer 20’li yaşlarında işsiz güçsüz, s*kini sallaya sallaya, milyonlarca, kayıtsız, kontrolsüz gelip orda burda kadınlara sarkıntılık ederlerse mesela itiraz edeceğiz.
    devletin fakir halkından esirgediği sağlık hizmetlerinden, bedelsiz faydalanırlarsa mesela itiraz edeceğiz.
    bankamatik kuyruklarında jöleli saçlarıyla devletin bağladığı maaşı yıllarca alırlarsa mesela itiraz edeceğiz.
    belli şehirlere, illere, nahallelere yerleşip demografik yapıyı bozarlarsa mesela itiraz edeceğiz….

    ayrıca merak etme gelmezler, çünkü avrupa’da serbest dolaşım hakları var.
    link

  • harun banko arkadaşımın az önce beni ettiği tehdit.
    "saat farkı da var, sana yarım saat süre." diye de ekledi ayrıca.

    kanko çok da şey yapmamak lazım.

  • şimdi gördüğüm bir videoda, sabiha gökçen havalimanında gerçekleşmiş olay. malum bugünlerde rüzgar fazla ve pist de ıslak. bütün ekibe ve yolculara geçmiş olsun. daha fazla bilgi geldiğinde editleyeceğim..

    edit: video linki geldi. ekşiup'ı kaldırdım. yeni linki koydum.

    https://streamable.com/qbz3w

    edit2: olm nasıl insanlarsınız lan. bi sakin olun, bi tane video'dan giydirmediğiniz insan kalmadı. yok pegasus, yok ali sabancı, yok low cost. allahtan yeni havalimanında olmadı.

    sabiha'da şu an rüzgar hızı hem çok fazla hem de hamleli (gust) (27 kt g37kt)hamleli olması ne demek? rüzgar normal bir şekilde eserken aniden rüzgar hızının çok kısa bir süre için fazlasıyla artması demek. denizde dalganın çarpması gibi düşünün. zaten o hızda esen rüzgara bir de gust eklenince iniş esnasında profili bozmuş olabilir. hiç bir şey bilmiyoruz, benimki sadece hava şartlarına göre bir akıl yürütme. ama şirketi low costu falan bi karıştırmayın, ne çok biliyorsunuz her bişeyi birader.

    edit 3: bu ülkenin çivisi çıkmış yemin ediyorum :) bilgi verme amaçlı başlık açıyorum, adamdan gelen mesaja bak "bi dahaki sefere youtubedan düzgün video koy. yer hizmetlerinde çalışman şaşırtmadı" oğlum niye bu kadar kötü niyetlisiniz siz yahu?

  • mantıksız eylem. beyinsizleri uyutmak çok daha başarılı bir hareket olacaktır.

  • güzel filmdir. görüntülerin insanlık durumlarını, metinlerin hikayeyi çok iyi anlattığını söyleyebilirim. filmin sonu muhteşemdi. filmin en beğendiğim sahnelerinden biri, fanny'nin küçük kız kardeşinin, keats'in evlerindeki zorunlu konukluğunun son günlerinde, ma aile bahçede eğlenirken, kuru bir yaprak bulması ve onu bahçenin en uzak noktasına bırakıp, buraya sonbahar gelmeyecek demesiydi.

  • levyeyle mi cikacakti amk dedigim insan. baska neyle cikacak olm, mal misiniz? (duz adam taylan)