hesabın var mı? giriş yap

  • türk tipi işletmecilik anlayışının sonucu ortaya çıkan durum.
    çalışma saatleri uzadıkça verimlilik düşer. milletçe bunu anlamıyoruz hiç bir zaman da anlamayacağız. iş veren ''ben bu parayı bu personele veriyorsam bir şekilde bu parayı çıkartmalıyım'' zihniyetiyle saat olarak personelini fazla çalıştırmaya çalışıyor. işte vizyonsuzluk nedir en net örneği bu. bu hiç bir zaman düzelmeyecek bir sorun. herkes yaptığı işten, iş yerinden ve iş vereninden nefret ediyor. kimse uzun mesai saatlerinden dolayı kendini geliştiremiyor, dinlenemiyor, yaptığı işe saygı duymuyor ve daha bir sürü sıkıntı.

    edit: evet ben de biliyorum tek sorunun sadece uzun mesai saatleri olmadigini ama ücret, idealizm artık her ne ile motive olduğunuzun tükenmişlik sendromu içine düştüğünüzde bir anlamı kalmayacak. bu çözülmesi gereken ilk ve en temel sorun. kimse harici bir hayat yaşamasına izin vermeyen, eşiyle evlatlarının arasına giren bir işi mecburiyetten yapsa bile sevemez sahiplenemez doğal olarak başarılı ve verimli olamaz.

    edit: format geregi tanim eklendi.

  • çok samimi bi arkadaşının arkadaşıysa numarası ona sorulmadan alınıp mesaj atılabilen, tuvaletlerin duvarına numarası yazılıp kenarına ben okşan ara beni yala beni diye not düşülebilen terso yaparsa sözlükte kezban olarak tanımlanabilen kızdır.

    bi insanın (bak insan diyorum farkettiysen) numarası fb maili twitiri zırtı pırtı o insanın kendisinden istenir. çok samimi bi arkadaşınızın çok samimi bi arkadaşı sizin çok samimi bi arkadaşınız olmayabilir aq diyim de erkek olduğum belli olsun.

  • bir başka cro magnon erkeği ve amip beyinli kız hikayesi.

    ne biçim hayatlar lan bunlar benim aklım almıyor. bu hödük herifler hangi kafeste yetişiyor, bu aptal kızlar beyni nerede bırakıyor, bunca insan eğrelti otu kadar zekayla bu yaşlara nasıl geliyor.

    cidden medeniyet bize çok erken geldi, şöyle 70-80 bin yıl daha kafası çalışmayanı aslanlar yiyecekti.
    .
    .
    .
    debe editi: eğrelti otları çok yalnız :/

  • başlangıçtan beri var olmalarına rağmen neden "hamam" gibi çok sonradan ortaya çıkan bir isimle anıldıkları tarafımı şaşırtmaktadır. atalarımız böcekleri sınıflandırma ihtiyacı duymamış demek ki.
    - o ne?
    - böcük...
    - bu ne?
    - o da böcük..

  • ırkçılığın, geri zakalılığın, beyinsizliğin, insansızlığın ve insafsızlığın vücut bulmuş halidir. uygur türklerine yapılanlar yıllardır zaten yazılıyor çiziliyor.

    kadın çinli değilmiş. bir kere çinli olsa ne olacak? olmasa ne olacak. zulümü o kadın mı yaptı? hadi o yapmış olsun senin de ona farklı şekilde zulüm etmenin mantığı ne olur bu durumda. bu nasıl hoşgörü, bu nasıl dindarlık, bu nasıl bir millet.

    sen onu dövünce uygurların intikamı mı alınmış oluyor, yaptığın bir s*e merhem mi oluyor?

  • nötronun tarafsız,ağırbaşlı,babavari tavrı;elektronun hiperaktifliği ve yaramazlığı gözönünde bulundurulduğunda elementer yapının annesi olduğu düşünülen parçacık.nasıl ki bir çocuk umarsızca top tepmek,sokaklarda sürtmek ister lakin annesi onu eve bağlar,evde dirlik ve düzeni sağlar,na işte bu proton parçacığı da elektronu belli bir yörüngede tutar ve atomu atom yapar.şüphesiz,her elektron enerji kazandıkça çekirdekten uzaklaşarak bir başka orbitalde yerini alacaktır,protonun gücü belli bir yere kadardır.enerji üstüne enerji kazanıp en son orbitalden de fırlayıp giden elektron bir başka atomun bir orbitaline yerleşerek kararlı hale gelir.işte bu ikinci atomun protonu da eştir,karıdır,zevcedir.kimi elektron kararlı bir şekilde o protona bağlı kalarak hayatına devam ederken kimisi de kovalent bag aracılığıyla bir başka atoma daha sarkıntılık edip ordaki protonun da gönlünü çalar,bu durumda bağ oluşturulan atomun protonu da metres olarak adlandırılabilir.atom dünyasında kimbilir ne entrikalar yaşanmaktadır.