hesabın var mı? giriş yap

  • benim nedenim aşağıdaki gibidir.

    orta okuldan beri kadın ortamım olmadı. evet evet yanlış duymadınız, arkadaş olarak dahi olmadı. şimdi ise sanayide çalışıyorum akşama kadar gördüğüm kadın sayısı 2 yazı ile iki. o da yemekhanede çalışan abla, diğeri daha bir ay önce gelen mühendis hanım ki o benim kulvarın üstünde.
    öyle ahım şahım bir tipim yok 1,62 boyum var. olur da 6 milyarda bir ihtimal gönlümüzün sultanı görür bizi beğenirse ulaşması kolay olsun diye kullanıyoruz işte.
    yoksa başım bağlı olsa siksen durmam bu amk mecrasında. samimiyetsizlik,sahtelik, ikiyüzlülük, gösteriş ne arasan var bu cehennemde.

  • kemal kilicdaroglu'nun "bu vaatleri veriyorsunuz da, 13 senedir neden gerceklestirmediniz?" sorusuna ahmet davutoglu'nun az önce erzurum mitinginde verdigi cevaptir: "kilicdaroglu duysun, 13 sene önce asgari ücret 184 liraydi, simdi 1000 lira."

    akp'liler de demis ki ne kadar cömert bir hükümet.

  • diyabet hastalığı ile birlikte etiket okumayı alışkanlık haline getirmiştim.

    bu gıda şantajcısını da o ara tanıyıp kısa bir süre takip ettim. ancak sonradan gerek islamcı yobaz zırvaları gerekse "özel inceleme" adı altında aldığı reklamlardan sıkılıp takibi bırakmıştım.

    şimdi yukarıda paylaşılan patiswiss incelemesine ve sonrasında yaptığı "ayrıcalık yapılmayacağına dair imza atılmıştır" gibi garip bir açıklamaya baktım. benim hatırladığım herhangi bir başka ürüne dair yorum şöyle olurdu:

    patiswiss ambalajında çocukların dikkatini çekecek şekilde çocuk resimleri barındırıyor. içeriğinde 100 g'ında 25,6 g yani 13 tane küp şeker içeriyor. (burada porsiyon hesabı 30 gr içeriği verilmiş. normalde hem 30 hem 100 g içeriği yazılır paketlere ki gıda şantajcısı da 100 g üzerinden hesaplar genellikle). bir de uyanık 7,7'yi 2'ye bölerek aşağı yuvarlamış 3 küp şeker demiş.

    neyse genelde gıda şantajcısının para alarak reklamını yapmadığı ürünlerde bu içerik verildikten sonra şöyle devam eder: bilindiği gibi şeker obezite ve diyabet hastalığına sebep olabilir. ayrıca çocuklarda hiperaktivite yaratabilir. üründe hiç lif olmaması da (çikolata abi ne bekliyorsun?) kan şekerinde hızlı bir artışa sebep olup iç organlara zarar verebilir. böyle bir zehri çocuğunuza yedirir miydiniz?

    ama bunun yerine süper über marka diye inceleme yapmış tabi parayı alınca.

    yeteri kadar cimer başvurusuyla inceleme altına alınabileceğini düşündüğüm için ilk taşı atıyorum an itibariyle.

  • " hayır madem facebook'a 3875 tane fotoğraf koyacaktınız, mirc'de bi vesikalık için niye 3 gün yalvartıyodunuz ya. insafsız mısınız. "

  • ah sizin derdiniz dert midir, benim derdim yanında?

    çıktığım ilk kızdı, ilk ve son randevumuz oldu...

    danışman göreviyle midir, bodyguard niyetiyle midir bilmem, yanında çam yarması gibi bi kızla çıkageldi. davet benden gelmişti, serde de centilmenlik var, hayatta hesabı ödetmem ama bu üçüncü şahıs yoktu ki gündemde? bütçe desen kısıtlı, finans nanay o günlerde...

    sonradan öğreniyorum yemek işini halletmişler; benimle buluşmadan önce ikisi kadıköy’ün ara sokaklarından birinde bişeyler atıştırmak istemişler, abla da orda dört tane kıymalı gözlemeyi gömmüş. yarasın.

    ama yaramamış işte... biz oturduk kafeye, bişeyler içtik, lakin iki lafın belini kırmak ne mümkün? abla devamlı karnını tutup inliyor. ben o an gözleme olayından bihaberim, regl sancısı diyorlar bana. abla gözlerimin önünde boncuk boncuk terliyor, titreme de var hafiften, durum iyi değil...

    derken bi hışım kalkıp tuvaletin yer aldığı ikinci kata yöneliyor, fakat döner merdivenin metal basamağına attığı ilk adımla beraber tökezleyip düşüyor ve düştüğü yerde bildiğin altına sıçıyor abla.

    çıkmaya çalıştığım kızla kafeden çıkıyoruz, karşı sokağa geçip cebimdeki son parayla alış veriş yapıyoruz, uygun bi don seçip ablaya getiriyoruz. özürler, kusura bakmalar, mahcup oldumlar... ya gözleme dokundular, ya açık ayran bozdular...

    ne demek canım diyorum, insanlık hali. apar topar vedalaşıyoruz çıkmaya çalıştığım kızla, artık kafam nasıl allak bullak olduysa bilek güreşi tutuşu gibi bi tokalaşmayla ayrılıyorum mekandan. bir daha ne o beni arıyor, ne ben onu soruyorum...

  • ekmek arası biftek.

    kaşar peyniri ve/veya patates püresi de eklenirse, hıyar turşusu falan da... oy anam oy...

  • 19 ocak 2007'de hrant dink’in agos gazetesi önünde silahlı saldırı ile öldürülmesinden bu yana, girift bir adli süreç yaşanıyor. 140journos, kafası karışanlar için bu sürecin akışını ve öne çıkan figürlere ilişkin dava süreçlerini derledi.

    adım adım 2007'den bugüne adli süreç
    22 ocak 2007'de, dönemin istanbul emniyet müdürü celalettin cerrah, suikast için “örgütle bağlantısı yok” dedi.

    ogün samast ile birlikte gözaltına alınan yasin hayal, zeynel abidin yavuz, ersin yolcu ve ahmet iskender, 24 ocak 2007'de tutuklandı.

    temmuz 2007’de ilk duruşma görüldü, davada 18 kişi yargılanıyordu.

    8 ekim 2007’de savcılık, soruşturma dosyasına gizlilik getirdi. dosya, dink ailesi avukatlarına da kapatılmış oldu.

    2008 nisan ayında trabzon’daki jandarma görevlileri hakkında dava açıldı. dava açılanlar arasında jandarma alay komutanı ali öz de bulunuyordu. 2016’daki darbe girişimi sonrası, trabzon jandarma istihbarat görevlisi veysel şahin ve ali öz tutuklandı.

    2008'de dink ailesi avukatları, istanbul 14. ceza mahkemesi ve istanbul savcılığı’na, trabzon ve samsun’da devam eden yargılama ve soruşturmaların ana davayla birleşmesi için dilekçe verdi. dilekçeler reddedildi. 9 yıl sonra, 2016’da, hrant dink cinayeti ve kamu görevlilerine yönelik soruşturmaların tamamı birleştirildi.

    2008'de, dink’in öldürülmesi 1. ergenekon iddianamesinde örgütün işlediği suçlar arasında sayıldı.

    7 temmuz 2008’de davanın sanıklarından, azmettiricilik suçundan tutuklanan yasin hayal’in eniştesi coşkun iğci, mahkemede verdiği ifadesinde, “dink’in öldürüleceğine dair bilgiyi jandarma istihbarat’a verdiğini” söyledi.

    2010'da, dava devam ederken dink ailesi avukatları avrupa insan hakları mahkemesi’ne başvurdu. aihm 10 şubat’ta kararını açıkladı. türkiye’yi mahkum eden aihm’in mahkumiyet kararında, “kamu görevlilerine ilişkin etkin soruşturma yapılmadığı” ve “dink için koruma kararının çıkarılmış olması gerektiği” belirtiliyordu.

    17 ocak 2012 günü mahkeme kararı açıklandı, “örgüt yoktur” denildi.

    12 kasım 2012’de dink ailesi avukatları anayasa mahkemesi’ne başvuruda bulundu. iki yıl sonra, 17 temmuz 2014’te anayasa mahkemesi dink cinayeti davasında ihlal kararı verdi.

    13 mayıs 2013’de yargıtay 9. ceza dairesi, dink cinayeti davasında istanbul 14. ağır ceza mahkemesi’nin verdiği kararı bozdu; “örgüt var” dedi ve dosyayı yerel mahkemeye gönderdi.

    2013 yılının nisan ayında ‘dördüncü yargı paketi’ olarak anılan yasal değişikler yapıldı. aihm tarafından etkin soruşturma yürütülmediğine karar verilen davalarda, soruşturma açılmasına olanak sağlandı.

    temmuz 2013’te dink ailesi avukatları, trabzon emniyet, jandarma, istanbul valilik ve emniyet görevlileri hakkında soruşturma açılması için istanbul cumhuriyet başsavcılığı’na başvuruda bulundu.

    22 ocak 2014’de bölge idare mahkemesi de bu kararı onayladı. neticede 21 şubat’ta da istanbul cumhuriyet başsavcılığı, ‘kovuşturmaya yer olmadığı’ yönünde karar verdi.

    21 mayıs 2014’te bakırköy 8. ağır ceza mahkemesi, istanbul cumhuriyet başsavcılığı’nın kovuşturmaya yer olmadığı yönündeki kararını kaldırdı, ve mahkemede alınan karara göre, artık kamu görevlileri de yargılanacaktı.

    17 temmuz 2014’te anayasa mahkemesi dink cinayeti davasında ihlal kararı verdi: “kamu görevlileri yeterince soruşturulmadı.”

    8 ocak 2014'te cizre emniyet müdürü olarak görev yapan, yine dönemin trabzon emniyet müdürlüğü istihbarat şubesi görevlisi ercan demir tutuklandı.

    13 ocak 2015’te ilk olarak dönemin trabzon emniyet müdürlüğü istihbarat şubesi görevlisi polis memurları muhittin zenit ve özkan mumcu soruşturma kapsamında tutuklandı.

    6 mart’ta dönemin emniyet istihbarat dairesi başkanı ramazan akyürek; 28 mayıs’ta da emniyet istihbarat dairesi c şubeden sorumlu emniyet müdür yardımcısı ali fuat yılmazer tutuklandı, haklarında “kasten tasarlayarak öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet istendi.

    savcı gökalp kökçü, daha önce 3 kez gönderdiği ve reddedilen iddianameleri düzenleyerek 26 kamu görevlisi hakkında aralık 2015’te dava açtı. böylece kamu görevlilerini yargı karşısına çıkaran ilk savcı oldu. savcı, 11 ocak 2016'da görevden alındı ve 15 temmuz sonrası tekrar atandı.

    26 ocak 2016'da yargıtay, hrant dink suikasti ana davasını, kamu görevlilerinin ihmali davasıyla birleştirdi. önceki davada görülen 25 duruşma boyunca kamu görevlilerin mahkemeye gelmesi yönündeki talepler reddedilmişti.

    15 temmuz darbe girişimi iddianameleri ışığında savcılık, dink cinayetini, “darbe kalkışmasına giden süreçte bu yolda bu amaç için attırılan ilk kurşun” olarak kabul ediyor.

    2016 yılı boyunca, darbe girişimi sonrasında dink cinayetiyle ilişkisi olduğu iddiasıyla, aralarında üst düzey rütbelilerin de bulunduğu 30'u aşkın jandarma görevlisi gözaltına alındı, 15 jandarma görevlisi tutuklandı.

    adli süreçte öne çıkan figürler: ogün samast, yasin hayal, erhan tuncel, celalettin cerrah, ramazan akyürek ve ali fuat yılmazer. bu kişiler ile ilgili, hrant dink davası’nın yanı sıra; 15 temmuz darbe girişimi, dink suikastinin öncesinde yaşanan olaylar ve ergenekon davası gibi dosyaların çerçevesinde edindiğimiz bilgileri derledik:

    ogün samast
    babası ahmet samast, oğlunu televizyonda cinayet zanlısı olarak görünce polisi arayıp oğlunu ihbar etti

    20 ocak 2007’de gözaltına alındı, 24 ocak 2007'de tutuklandı.

    30 ekim 2007’de samsun’da ogün samast’a “kahraman” diyen iki polis memuru hakkında dava açıldı ve beraat ettiler. samast’la birlikte poz veren iki polis şefi, 2016'da, fetö/pdy soruşturması kapsamında önce açığa alınacak, ardından meslekten ihraç edilecekti.

    2010’da samast’ın dosyası, yaşı nedeniyle diğer sanıklardan ayrıldı. çocuk mahkemesinde yargılandı ve 22 yıl 10 ay hapis cezası aldı.

    cinayet günü, samast’a eşlik eden jandarma görevlilerinin görüntüleri basına yansıdı. 2015 yılının kasım ayında, jandarmanın olay yerinde olduğuna dair kanıtlar savcılık dosyasına girdi. ancak gözaltına alınan veya ifadeye çağırılan olmadı.

    yüzbaşı muharrem demirkale’nin, olay yerindeki jandarmalarla sık sık telefon irtibatı kurduğu ve istanbul emniyeti istihbarat şube müdür yardımcısı metin canbay’ı aradığı belirtildi. canbay, ‘paralel devlet yapılanması soruşturmaları’ kapsamında şüpheli olarak halen aranıyor. demirkale, canbay’dan iki dakika sonra ali fuat yılmazer’i de aradı.

    yasin hayal
    cinayet öncesinde trabzon’da bir katolik rahibe saldırı düzenledi, 2004'te mc donald’s bombalı saldırısını gerçekleştirdi, 11 ay cezaevinde kaldı. 2005’te cezaevinden çıktı ve 2006'da trabzon istihbarat şubesi tarafından takibe alındı.

    19 ekim 2005’te ‘hayal’in ermenilere karşı büyük bir kin beslediği, istanbul’da ermenilere karşı eylem yapmayı planladığı,’ 2006 yılının ocak ayında hayal’in tnt bulmak için bazı kişilerle irtibat kurduğu bilgileri istihbarat raporlarına yansıdı. hayal’in ‘istanbul’a giderek hrant dink’i öldürmek istediğine’ dair istihbarat raporunun düzenlenme tarihi 15 şubat 2006’ydı.

    hrant dink cinayetin ardından açılan ilk davada azmettirici olarak yargılandı.

    mahkeme 2012'de verdiği kararla, tutuklu sanık yasin hayal’in, “hrant dink’i tasarlayarak öldürmeye azmettirmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırmış, ‘silahlı terör örgütü yöneticisi olmak’ suçundan ise beraatini kararlaştırmıştı.

    erhan tuncel
    karadeniz teknik üniversitesi’nde öğrenci, yasin hayal ve grubundan emniyet istihbarata bilgi getiren kişi.

    mc donald’s’ın bombalanmasının ardından polis muhbiri yapıldı.

    hayal’in dink’i öldüreceğine dair bilgi polise bilgi veren tuncel’in, aynı zamanda hayal’e de cinayet tasarısı sırasında dink’in fotoğraflarını verdiği iddia edildi.
    dava dosyasına yansıyan bilgilere göre tuncel, görevden alındıktan sonra istihbarat şubesi’ne ait telefonla 34 görüşme yaptı. duruşmalarda, dink cinayetiyle ilgili bilgi vermek istediğini ancak kendisine dönüş yapılmadığını iddia etti.

    trabzon istihbarat polislerinin sorgulandığı duruşmalarda, tuncel’in telefon iletişim kayıtlarıyla kanıtlanmış bu görüşmeleri kiminle yaptığı ortaya çıkartılamadı; polisler görüşme yapmadıklarını iddia etti.

    tuncel, 2007 yılında açılan dink cinayeti davası süresince tutuklu kaldı. 17 ocak 2012’de mahkemenin ‘örgüt bulunamadı’ kararıyla beraat etti ve serbest bırakıldı. yargıtay, yerel mahkemenin kararını bozdu ve tuncel hakkında yeniden tutuklama kararı verdi.

    24 ekim 2013’te yeniden tutuklanan tuncel, 7 mart 2014’te tutukluluk sürelerini 5 yılla sınırlandıran yasa değişikliğinin ardından yeniden tahliye edildi.

    şu anda davada tutuksuz yargılanan tuncel, ifadelerinde ergenekon soruşturmasının başladığı dönemde dink cinayetinin ergenekon tarafından tasarlandığını söylemişti. 15 temmuz darbe girişiminin ardından cinayetin fetö/pdy tarafından işlendiğini söylemeye başladı.

    celalettin cerrah
    dink ailesi avukatları, istanbul emniyet müdürü celalettin cerrah’ın da aralarında bulunduğu istanbul emniyet müdürlüğü görevlisi polislerin ve emniyet istihbarat dairesi başkanlığı görevlisi polis memurlarının tanık olarak dinlenmesini istedi. mahkeme heyeti talepleri reddetti.

    28 kasım 2013'te istanbul valisi hüseyin avni mutlu; cerrah ve cinayetle ilgili soruşturma açılması istenen diğer isimlerle ilgili soruşturma izni vermedi.

    22 ekim 2014'te soruşturmayı yürüten savcı gökalp kökçü; aralarında dönemin istanbul emniyet müdürü celalettin cerrah, istanbul istihbarat şube müdürü ahmet ilhan güler, emniyet istihbarat dairesi başkanı engin dinç ve ramazan akyürek’in de sanık olarak bulunduğu iddianameyi mahkemeye gönderdi.

    aynı gün iddianame teknik gerekçelerle geri gönderildi. kökçü, 25 ekim’de bir kez daha iddianamesini mahkemeye gönderdi. başsavcılık, 3 kasım’da iddianameyi savcıya geri gönderdi; ‘kasten öldürme’ suçu ile şahıslar arasında illiyet bağını yeterli düzeyde delillendirilmemesi gerekçe gösteriliyordu. savcı kökçü, 4 kasım’da iddianamesine bir isim daha ekleyerek yeniden mahkemeye gönderdi.

    2016'da bu soruşturma, diğer soruşturmalarla birleştirildi.

    cerrah’ın bugün, ‘görevi kötüye kullandığı’ iddiasıyla 6 aydan 2 yıla kadar hapsi isteniyor.

    cerrah tutuksuz yargılanıyor.

    ramazan akyürek
    dink 2007’de öldürüldüğünde akyürek, emniyet istihbarat dairesi başkanıydı.

    2012’de emniyet genel müdürlüğü teftiş kurulu başkanlığı’na terfi ettirilen akyürek, 17 aralık yolsuzluk operasyonunun ardından görevden alındı ve 22 temmuz 2014'te emniyet mensuplarına yönelik yapılan operasyonda tutuklandı.

    akyürek şubat 2015'te dink cinayetinde sorumluğu olan kamu görevlileri hakkındaki soruşturma kapsamında tutuklandı. akyürek hakkında ayrıca fetö/pdy soruşturması kapsamında tutuklama kararı bulunuyor.

    ali fuat yılmazer
    cinayet işlendiği sırada istihbarat daire başkanlığı c şube müdürü
    yılmazer, 22 temmuz 2014'te emniyet mensuplarına yönelik yapılan operasyonda tutuklandı.

    şubat 2015'te düzenlenen operasyonda, “terör örgütü kurmak ve yönetmek”, “kurulan örgüte üye olmak”, “terör örgütünün faaliyeti kapsamında siyasal veya askeri casusluk”, “türkiye cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs’’ suçlarından dördüncü kez tutuklandı.

    yılmazer hakkında ‘tasarlayarak kasten öldürmek suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası’ isteniyor. bunun sebebi; dink’e dönük tehditler, dink’i öldürmeyi tasarlayan yasin hayal ve ekibi, dink’e karşı eylemler organize edenler yılmazer’in başında olduğu şubenin çalışma alanına girmesi

    yılmazer, tutuklanma sürecinde verdiği ifadelerde istihbarat olarak “70’lerden bu yana dink’i takip ettiklerini” belirtti.

    yılmazer şu anda dink, yasadışı dinleme ve selam tevhid’de kumpas davaları kapsamında tutuklu.

    yazının tamamı ve sürece dair grafikler, zaman akışları için orijinal haber linki: https://haber.140journos.com/…2b7222e7f1#.aw2w9jxa0