hesabın var mı? giriş yap

  • devletin yapılan yollardan ve köprülerden kullanım ücreti alması şu mantığa dayanır.

    devlet vatandaşın kullanması için yol yapar ve bu yolun yapılmasının ardından bu yolun yapım maliyetini çıkarana kadar kullanım ücreti alır.

    ancak bizim ülkemizde bu şekilde olmuyor. 30 sene önce yapılan yoldan köprüden hala para kesilmeye devam ediliyor ki benim şahsi görüşüme göre bu vatandasa atilan arsizca bir kaziktir.

  • rtük başkanı ebubekir şahin: “sevda noyan olayı çok büyütülecek bir konu değil. darbeyi övenlerin karşısında söylenenleri biz cezalandırmak gibi bir pozisyonda değiliz” demiş kendileri.

    değil radyo televizyon kuralları ihlali anayasaya aykırı düşünen yaratıkların arkasında durmaya çalışmak bile nasıl aşağılık bir durumdur, çocuklarınızı utandırmayın bari.

    https://twitter.com/…tatus/1261263689065299970?s=21

    edit: hukuki olarak anayasada suç ve ceza kavramları olmadığı için anayasal suç kısmı değiştirildi. uyaran arkadaşlara teşekkür ederim.

  • sevincini paylaşmış kadın, kimi niye geriyor anlamadım. ilk işe girişte, evlenince ve nişanlanınca dağıtılır bu tarz şeyler. sevinç paylaşmaktır, gelenektir.

  • kız "fotoğrafın var mı seni görmüşümdür" demiş. erkeği beğenseydi ya da erkek lüks bir arabada, yatta fotoğraf atsaydı ifşalanmayacaktı. madem ifşalayacaksın neden fotoğraf istiyorsun? baştan engelle geç. bu ifşa olayı çok saçma bir hal aldı. açık hesaplardan binlerce fotoğraf paylaşıyorlar birisi beğendiğini söyleyince ifşa ediyorlar.

  • mahalle baskısı gibi bir şey. zaten mahcupsun, utana sıkıla gözüne kestirdiğin kişiye adres soruyorsun, zamanını alıyorsun vs, o sana 'anladınız mı' der gibi bakarken kesinlikle hiçbir şey anlamadığın halde 'evet, evet, teşekkürler' deyip kibar bir şekilde hiçbir şey anlamadan yoluna devam ediyorsun. nah anladın çok afedersin.

    şanslıysan, bir sonraki soracağın kişi aynı kişi değildir. ama doğuştan talihsiz isen, beterin beteri oluyor ve az önceki tarif edene tekrar rastlıyorsun.

    (bkz: adres sorarken bir önceki tarif edene yakalanmak)

  • diyelim mustafa ayse'yle evlenmek istiyor ama ayşe istemiyor. mustafa ise ayse'yi alikoyuyor dovuyor benim olacaksin diye. ayse'nin cok akilli bir arkadasi da gelip su akli veriyor: 'ya kizim bosver evlen git işte. zaten su an adam seni alikoymus, fiili olarak evli gibisiniz. resmi olursa haklarin olur en azindan' iste bu sivrizeka orneginin benzerinin sergilendigi yazidir.

  • 57 yıl önce vefat etmiş reşat nuri güntekin'in çalıkuşu kitabı d&r kitabevi'nde 33 lira. nereye gidiyor lan bu 33 lira?

    orhan pamuk'un masumiyet müzesinin ingilizce çevirisi istanbul'da 16 lira (8 dolar) iken, türkçesi 25 lira.

    tamam, emek, ekmek önemli kavramlar da, asgari ücretle çalışan insanın emeğinin saati 3 lira mıdır?

  • ilk okuduğumda ne alaka allah korusun devlet bahçeliyle aynı evde yaşamak tövbe estağfurullah dedim.

    seçime üç gün kala benim kafa going to go arkadaşlar.

  • doğru insanı bulamadığını söyleyen insanlardan sıkıldım. gidip olmayacak birine sırf arzu duyuyorsunuz diye yüksek değer yüklüyorsunuz. sonrasında da ise olmayınca doğru kişiyi bulamamaktan bahsediyorsunuz çünkü size devamlı aynı hayal satılıyor. "bir elmanın yarısı, hayatının aşkı, o tek kişiyi bul!"

    doğru insan bulunmaz, belli niteliklere sahip insanı seçtikten sonra ilişki inşa edilir. yani dünyada size %100 uyumlu, sizi bekleyen birileri yok. zaten bu yüzden ruh eşi diye bir şey de yok. size uygun ve ilişki inşa edebileceğiniz bir sürü kişi var.

    çoğu kişi bunu anlamıyor, yanlış kişiyle yapmaya çalışıp sonrasında hayal kırıklığına uğruyor. evet başka birine ihtiyacınız var ama yanlış kişiyle bunu yapmanıza sırf bir süre iyi hissetmek için ihtiyacınız yok. aksi halde uzun süreçte elinizde mutsuzluk kalacaktır. unutmayın mutluluk ana aitken, mutsuzluk bir süreçtir. bu nedenle yanlış bir insandansa dönemsel-yalnızlık daha iyidir.
    (bkz: mutluluk/@karanlikruya)

    özetle sorun doğru kişinin olmaması değil, sizin mantıklı ve tutarlı tercihler yapmamanız.