hesabın var mı? giriş yap

  • geçen gün sirkeci'de bir mekanda 6 tl'lik bişeyler atıştırdıktan sonra hesabı ödemek için kasaya geldim ve 10 tl uzattım.

    -abi 1 liran var mı?
    +maalesef
    -artık 4 tane 1 liran var abi. afiyet olsun, yine bekleriz.

    seviyorum lan böyle yaratıcı, anlık espri yapan esnafları.

  • meral akşener'in 09.07.2019 tarihli grup toplantısında kurduğu fantastik cümle. hem chernobyl dizisine gönderme yapmış hemde durumumuzu çok güzel özetlemiştir.

  • genelkurmay, mit, mgk ya da milli savunma bakanlığı toplantısında değil muhtarlar toplantısında edilmiştir.

  • yakın zamanda geberip gidecekler, hala ülkenin geleceği ile ilgili çıkıp konuşuyorlar ya.
    şurada 3-5 senen kalmış , belki de daha az. ülkenin gelecek 50-100 yılı ile ilgili kararları sen alamazsın ya. almamalısın.
    bak oğuzhan vardı bitane, o da çıkıp biseyler yapacaktı.
    küt gitti.
    sen de gidecen.
    az rahat bırakın ya, az gidin torun sevin ya.
    nedir bu dinazorlardan çektiğimiz ben anlamadım artık.

  • --- feci spoiler ---

    en kötü kitap karakterleri listemde birinci sıraya tahtını kurmuş kişilik. kötü karakterlerin bile en azından zamanında değer vermiş olduğu ya da hala değer verdiği birileri varken voldemort’un hayatı boyunca kimseye önem vermemiş, kimseyi sevmemiş olması onu rahatlıkla birinciliğe sokuyor.
    çocukluğuna indiğimizde bu karakterin kötü olmasının hiç şaşırılır yanı olmadığını fark ediyoruz. annesi merope gaunt, babasının ve erkek kardeşinin tacizleriyle yaşamış olan slytherin soyundan gelen bir cadı. babası salazar slytherin’in soyundan geldiği için kızını mükemmel biri olması konusunda sürekli zorlayan egosu tavan yapmış bir adam. bu kız da sevgi muhtaçlığı çekerken bir muggle olan tom riddle’a âşık oluyor. tom riddle ona bakmayacağı için aşk büyüsüyle çocuğu kendisine âşık ediyor ve onunla evleniyor. oldukça yakışıklı olarak betimlenen tom riddle ise zengin bir muggle ailenin çocuğu ve normal şartlarda fakir ve bakımsız bir kız olan merope gaunt’a asla bakmayacak biri, ama büyünün etkisiyle kendinde olmadığından onunla evlenip kızı hamile bırakıyor.
    ama merope büyü yapmayı bırakınca tom riddle kızın hamile olmasını umursamadan onu terk ediyor ve evine dönüyor. kimseye karısının cadı olduğunu söyleyemiyor çünkü deli muamelesi görmek istemiyor. sanki hiçbir şey olmamış gibi hayatına yeni bir sayfa açmaya karar veriyor.
    merope ise terk edilmenin üzüntüsüyle iyice hasta düşüyor ve yoksul bir yetimhanede çocuğunu doğurup ona sadece isim verebilecek kadar yaşıyor.
    voldemort, londra’daki bu yoksul yetimhanede büyücülük dünyasından bihaber olarak büyüyor. yetimhanedekiler ailesi hakkında bir şey bilmiyor, voldemort’un o zamanlar tek bildiği şey annesinin onu doğururken ölmüş olduğu. diğer çocuklardan farklı olduğunu keşfetmesi uzun sürmüyor ve bu da onu diğerlerinden uzaklaştırmaya itiyor. zihin gücüyle nesneleri hareket ettirebiliyor, hayvanlara sadece bakışlarıyla işkence çektirebiliyor ve yılanlarla konuşabildiğini keşfediyor. diğer çocuklar tarafından dışlanınca bu güçlerini onlara zarar vermek için kullanmaya başlıyor. voldemort, büyürken haklı olarak diğer çocuklardan farklı olmasının bir üstünlük olduğunu anlıyor. megaloman karakteri bu şekilde iyice gelişiyor, yalnız kalmak onu bencil biri haline getiriyor ve on bir senesini sevgiden uzak bir şekilde geçirdiği için ömründe sevgiye ihtiyacı olmadığını düşünüyor. on bir yaşında onu ziyarete gelen dumbledore bir anda tüm hayatını değiştiriyor. kendisinin eşsiz olduğuna inanıp büyümüşken bir anda kendi gibi bir sürü insanın olduğunu öğreniyor ve yalnız olmadığını fark ediyor. muggleları zayıf insanlar olarak görüyor, ölümün sadece muggleların başına gelebileceğine inandığı için annesinin de muggle olduğunu düşünüyor.
    hogwarts’a başladığında bir anda herkesten nefret eden voldemort’un tavrı değişiyor ve tüm derslerden iyi notlar alan biri haline dönüşüyor. muhtemelen bu davranışlarla kendini dumbledore’a kanıtlamaya çalışıyor çünkü dumbledore voldemort’un inandığı şeylerin tam tersine inanan bir insan. voldemort yetimhanede yıllarca her şeyden nefret ederek büyümüşken dumbledore ise her şeye sevgiyle yaklaşmayı savunuyor.
    voldemort okuldayken kendine bir sürü arkadaş ediniyor ama aslında onları arkadaştan çok bir çeşit mürit, hizmetkâr olarak görüyor. bu tutumunda ise büyücü arkadaşlarının hepsinden daha yetenekli ve güçlü olması etkili oluyor.
    voldemort bir dönemini aile geçmişini bulmaya adıyor ve inanılmaz bir araştırma yaparak babasının adını hogwarts’da bulmaya çalışıyor. senelerdir annesi ölmüş olduğu için babasını gözünde bir kahraman olarak büyütmüş, onun da kendisi gibi güçlü biri olduğuna inanmıştır. babasının adını hiçbir yerde bulamayınca ise büyük bir hayal kırıklığı yaşıyor ve aslında annesinin cadı, babasının hiçbir işe yaramaz bir muggle olduğunu keşfediyor. bu hayal kırıklığı onun babasından tiksinmesine yol açıyor ve babasıyla aynı ismi taşımamak için kendine lord voldemort adını takıyor. tom marvolo riddle adını bıraktıktan sonra marvolo ismini araştırıyor ve en sonunda annesinin slytherin soyundan geldiğini öğreniyor. çok soylu bir aileden geldiğini öğrenmek onda iyice güçlü bir büyücü olma isteği uyandırıyor ve gelmiş geçmiş en yetenekli büyücü olmak istiyor. dumbledore’un çok büyük bir büyücü olduğunu bildiği için ondan korkuyor ve dumbledore, voldemort’un tek korktuğu kişi oluyor.
    voldemort hogwarts’ı bitirince kendini iyice karanlık sanatlar’a adıyor. annesinin inanılmaz soylu bir aileden gelmişken basit bir mugglela birlikte olup soyu kirletmesini kabullenemiyor bu yüzden büyücü olmayan herkesi aşağılık yaratıklar olarak görüyor. en güçlü büyücünün kendisi olduğu kanıtlamak için herkesin kendisinden korkmasını istiyor ve bu yüzden karanlık yolu tercih ediyor. bencilliği ve megalomanlığı herkesin kendisinden korkarak bahsetmesini istemesine yol açıyor.
    bunları düşününce voldemort’un kötü biri olması hiç şaşırtıcı değil. kimseyi sevmeyerek büyüdüğü için bir zayıflığı olmadığını düşünüyor ama harry ve dumbledore’a göre de kimse tarafından sevilmiyor olmak en büyük zayıflık.
    ayrıca;
    tom marvolo riddle, i am lord voldemort’u oluştururken aynı zamanda immortal odd lover’ı da oluşturuyor. bu da onun ölümsüzlüğe takıntısını ve kimseyi sevememesini belirten bir anagram.
    voldemort istese de kimseyi sevemez, jkr’nin söylediğine göre aşk iksiri etkisi altında meydana geldiği için sevebilme kabiliyeti olmayan biri olmuş.

    edit: bu ayrıntıyı nasıl unuttum bilmiyorum ama bu kadar kuvvetli bir karakter expelliarmusla ölmemeliydi, resmen karakterine hakaret oldu. avada kedavradan aşağısı kesmemeliydi bunu. asıl harry ile ikisi aynı anda avada kedavra yapıp aynı anda ölseydi ne efsane olurdu.

    --- feci spoiler ---

  • iki yumurta kırınca kardeşi kardeşe kırdırıyorum diye düşünüyorum, evet duygusal bir insanım.

  • o tarihte uçan arabalara binip ev işlerini robotlara yaptıracağız diye hayal ederken başımıza gelenlere bak ammuna koyyim.

  • “çok mu ayıp, hala mutluluk istemek? neyse zaten hiç halim yok.”

    teoman beni her yaşımda bir noktadan yakalamayı başardı. gerçek sanatçı olmak böyle bir şey sanırım, bireye her yaşında, her duygusunda, her anında eşlik edebilecek eserler yaratan biri olabilmek.

    her sözüyle beni bir yerden yakalamayı başarmış teoman ‘ın şarkılarında; 23 yaşındaki beni en etkileyen sözü bu sanırım. tabi ki bunun cevabının “saçmalama ayten! elbette ki ayıp değil, tonlarca, kahkahalarca mutluluk senin hakkın.” olduğunu biliyorum.

    ama bazı ruh hallerinin üzerine bazı şarkı sözleri tam oturuyor.

    neyse zaten benim adım ayten değil. mutluluk istemek ise hiç ayıp değil.