hesabın var mı? giriş yap

  • tarih itibariyle dün akşam tam yatıcam baktım the green mile var show tv'de bi takıldım 4.30 da bitti film. sabah 7 de kalktım maymun gibi. dedim yatayım biraz daha 8:30'a kurdum saati. 9:30 da kalktım. lan dedim bu telefon çalmadı mı acaba. bir baktım saati kurcam diye hesap makinasını açıp 830 yazmışım. kahkahalar içinde duşa girdim tabi.

  • soz konusu çocuklar olunca içime garip bir huzun cokuyor. klasik olacak ama baba olunca daha da uzuluyorsun cocuklara.

    bu çocuğun varlıklı yaşdaşları dünyanın medeni ülkelerinde oyun hamurları, legolar ile oynuyor, iyi arabalara biniyor, guzel okullarda okuyor.

    bu çocuğun günahı yok. suclu onu bu duruma dusurenlerde..

    eğer ki cehennem diye bir yer var ise ateşle yanmasin buna sebep olanlar, senin gozyaslarinda bogulsunlar.

  • 1960 ve 1970'lerde george harrison ve eric clapton'ın gönlünü çalan model pattie boyd, yaşadığı aşk üçgenini ifşa edecek mektupları vs satmaya karar vermiş. pattie, harrison'ın klasik şarkısı something'e ve eric clapton'ın hit şarkıları wonderful tonight ve layla'ya ilham kaynağı olmuş kadın diye bilinir.

    ve şimdi 80 yaşına girecek pattie, her iki adamın mektuplarını diğer eşyalarıyla birlikte açık artırmada satacakmış. pattie, harrison'la 1964 yapımı a hard day's night filminde rol aldığında tanışmış ve hemen ısınmış ona karşı; bir röportajda "o da benim gibi oldukça utangaçtı. sanırım bu yüzden anlaştık" diyor.

    1966'da evlenmeden önce iki yıl birlikte olan çift bibirinden uzakta iken birbirlerine sıkça yazarlarmış. satışa çıkan mektuplardan birinde harrison şöyle yazıyor: "umarım iyisindir. seni özledim. açlıktan ölüyorum - bir sürü ızgara peynirli sandviç. seni seviyorum."

    görsel; pattie boyd ve george harrison.

    bu arada eric clapton, çiftin surrey'deki evine sık sık misafir oluyormuş ama harrison'ın haberi olmadan pattie'ye karşı hisler besliyormuş. clapton 1970'de bir mektup göndermiş;

    "bu mektubu sana ikimizin de çok iyi bildiği bir konuya ilişkin duygularını öğrenmek amacıyla yazıyorum. sana sormak istediğim şey, kocanı hâlâ sevip sevmediğin? tüm bu soruların çok küstahça olduğunu biliyorum ama eğer kalbinde hâlâ bana karşı bir his varsa bana haber vermelisin! telefon etme! mektup gönder... bu çok daha güvenli."

    pattie, başlangıçta mektubun bir hayrandan geldiğini düşünmüş ancak gerçeği ancak o gün clapton onu aradığında anlamış. birkaç ay sonra, clapton'ın john steinbeck'in fareler ve insanlar romanının bir kopyasından kopardığı bir sayfaya ikinci bir mektup yazmış;

    "sevgili layla, neden tereddüt ediyorsun, zavallı bir aşık mıyım, çirkin miyim, çok mu zayıfım, çok mu güçlüyüm, nedenini biliyor musun? beni istiyorsan al beni, ben seninim... eğer beni istemiyorsan, lütfen beni bağlayan büyüyü boz. vahşi bir hayvanı kafese koymak günahtır, onu evcilleştirmek ilahidir. aşkım senin."

    daha sonra clapton, layla şarksını bestelemiş.

    pattie, "çok güzel ve çok büyülüydü" diye hatırlıyor. "çok gurur duydum ama aynı zamanda george'un eric'in bu şarkıyı neden yazdığını anlayacağından da çok endişeliydim."

    görsel; pattie boyd ve eric clapton.

    pattie başlangıçta clapton'ın teklifini geri çevirmiş ancak 1970'lerin başında evliliği bozulunca müzisyen pattie'yi turneye davet etmiş ve 1979'da evlenmişler ancak clapton'ın alkolizmi ve sadakatsizliği evliliklerinin sonunu getirmiş.

    pattie boyd, the telegraph'a şunları söylemiş;

    "bunların hepsine uzun yıllardır sahibim, çok uzun süredir. düşündüm ki, neden her şeyi satıp herkesin bundan keyif almasına izin vermiyorum?"

    kaynak

  • "sanırsın 1 lira 2 dolar olmuş, bu neyin sevinci amın feryadı" diye cevap verme hakkını saklı tutan ekşicidir herhalde.

  • modern çağda bireyin etrafını sarmış bürokratik, elektronik, ekonomik, kültürel, düşünsel falan bütün gözetim mekanizmalarının etkisiyle panoptisizmin aşırı içselleştirilmesi durumu. tedirgin ve güvensiz ama hamdolsun modern olmanın semeresi. modern zamanlarda aşkın, aşıkın ve maşukun kaydıihtiyadının sebebi; ki en çok da bu üzüyor benim tedirgin toplum bilimcisi yüreğimi.