hesabın var mı? giriş yap

  • olaya şu gözle bakılabilidiğinde oldukça basittir. 3 kişi var. sahtekar, bakkal, pastaneci.

    sonuçta pastaneciye giren çıkan var mı? yok. adam 100 tl verdi ve son işlemde 100 tlsini aldı çıkıp gitti.

    geriye kalan iki kişiden birinin kârı öbürünün zararı olacaktır. sahtekarın karı ne? 95 + sigara. dolayısıyla bu kime kaçtı? evet baggala.

  • yanılıyor olabilirim ama sitede tanıtımı yapılan "şey" trençkot. yani o giysinin içindeki kadını satmıyorlar anladığım kadarıyla. siz alışveriş yaparken alacağınız ürün yerine, ürünün içindeki mankene mi bakıyorsunuz? eğer öyleyse bence problem sizde. en az ilandaki trençkot kadar çirkin bir ruhunuz var.

  • balon şişirmek, çamaşır suyuyla ev temizlemek, üst üste bir kutu kadar kibrit yakıp ilk çıkan kokuyu içe çekmek, kollarını iki yana açıp birkaç dakika boyunca dönmek, pencereden sarkmak, sabah gözü açar açmaz yataktan fırlamak, altı saat ve üzeri süre boyunca yerinden hiç kalkmadan ders çalışmak, uyumamak (ikinci günden sonra yaşanan kafa muazzam, dört günden sonrakini anlatmaya dilim varmaz), yastığa suratı gömüp nefes yettiğince çığlık atmak, yarım metre yükseklikten atlamak (min. x5 tekrar), salıncakta kafayı geri atarak sallanmak, kaydıraktan ters kaymak, yine parktaki o ellerle tutularak ilerlenen demir çubuklu şeyde dizlerini sıkıştırarak baş üstü durmak, uhu koklamak, çıkan yürüyen merdivende iniyormuş gibi durmak, hareket halindeki arabadan kafayı çıkarıp gözleri kapatmak, aşık olmak, iş makinası izlemek, taraftar kavgası olan ortamda bulunmak, otobüste çılgınlar gibi ağlayan üç yaşlarındaki çocuğun yanında oturmak, yeni doğan bir buzağının ve annesinin hareketlerini izlemek, üst üste iki demlik çayı tek başına içmek, aldatılmak, uzun zamandır görmediğin ve çok özlediğin birisine koşup hızla sarılmak, yanından geçen seçim otobüsünün şarkısına maruz kalmak... hepsinin sonunu garanti ediyorum. benden bu kadar. narkotik peşimde.

  • bir kiz arkada$ oldugunu oğrenmi$, ya da zaten bilen ama sonucta kizi veya zaten kulliyen bir kizla ili$kiyi tasvip etmeyen annedir. bu anne bir zamandan sonra artik her firsatta sevgiliye veya ili$kinize laf sokar.
    [televizyon seyrederken] - aynen ya$anmi$tir-
    - ne zaman cikacaksin?
    - cikmayacam. evdeyim.
    - cikarsin cikarsin sen. $imdi bir telefon gelir cikarsin.

    stop.
    burada lafi dikkatli inceleyin "- telefon gelir cikarsin!" yani kiz seni donunda salliyor demeye getiriyor.

    - yok. cikmayacam.
    - sen gene de cikarsan gec gelme. azittiniz iyice. o'nun da anasi babasi var, merak ederler kizi.

    stop.
    "- gec saatlerde kizi opup yaladigini biliyorum." diyor burada acik acik. ana babasi sallamiyor bu kizi, o kizdan hayir gelmeze getiriyor.

    - cok gec birakmiyorum ki anne eve, 11'de en gec ak$am cikarsak.
    - biliyorum ben sizin 11'inizi.
    - neyse sen takma bu i$leri annecim. filmi seyrediyoz bak.
    - yok canim sen istersen git gene o kiza.

    stop.
    "- beni satip satip elin kizinin pe$inden gidiyosun, bunlari yaziyorum bir kiyiya..." diyor burada da.

    - anne cikmayacam yahu.
    - zrrrrrrr.
    .
    .
    .
    .
    - anne cikiyom ben.

    (bkz: anneler bilirler)

  • aslinda seriat konusunda derin tecrübe kazaniyor. geldiginde daha iyi hocalik yapabilir bu sayede.

  • 1791’de başlayıp, 1804’de sona eren bir siyah devrim.

    başarıya ulaşan ilk ve tek köle isyanı.

    haiti o dönem, saint domingue olarak anılıyor . o zamanda dünyanın en kazançlı kolonisi, şeker kamışı ve kahve üretimi yapılıyor.

    fransız ihtilali sonrası özgürlük düşüncesi adaya bu kez daha sert uğruyor ve isyan hareketleri başlıyor. o dönemde 40.000 kolonist, 500.000 köle ve 28.000 melez var. ( melezler efendi beyazların köle kadınlarla ilişkisi neticesi oluşan grup) 1791’de isyan başlıyor, kölelerin lideri konumuna ise toussaint l’ouverture geliyor. gelişen olaylar sonucunda, köleler zorla çalıştırdıkları çiftlikleri yakıyor ve yaklaşık 2000 beyazı öldürüyor. 1792’de derinleşen çatışmalar akabinde, fransa kolonilerde yaşayan tüm insanların da renk ve ırk ayrımı yapılmadan eşit ve özgür olduğunu deklare etmek zorunda kalıyor ancak köleliği kaldırmıyor. fransa, iç sorunlarının yanı sıra ingiltere ve ispanya ile savaş halindedir. ingiltere haiti’yi işgal etmesi üzerine devrimciler fransa’nin ile kölelerin özgürleşmesini kabul etmesi halinde fransa ile birlikte savaşacaklarını teklif ederler, teklif kabul edilir ve 1794’teki savaşta, ingiltere ve ispanya yenilgiye uğrar. ingilizler 1798’de adaya bir daha çıkartma yaparlar ancak tekrar yenilgiye uğrarlar. hatta toussant l’ouverture ingiltere kolonisi olan komşu adayı da ele geçirip oradaki köleleri de özgürleştirir.

    1801 yılına geldiğinde louverture, haiti için anayasa yazar, özerklik ilan eder, kendisini de yönetici olarak atar. bunun üzerine napolyon bonapart adada tekrar egemenliği sağlamak ve köleliği geri getirmek amacıyla büyük bir ordu gönderir, adanın gelirlerinden mahrum kalmak istemez . toussaint l’ouverture ‘nin sağ kolu olan jean jacques dessalines anılana ihanet eder ve fransızların yanına geçer. toussaint l’ouverture’ye de özerlikten vazgeçip birlikleri ile fransız ordusuna katılması teklif edilir. o da teklifi kabul eder ancak kandırılır, fransa’ya gönderilip, hapsedilir ve orada ölür.

    bir yıl geçtikten sonra fransa’nın niyetinin sadece özerklik olmadığı, köleliği geri getirme amacıyla adaya geldiği anlaşılır. bunun üzerine jean-jacques dessalines tekrar saf değiştirip, isyancılar yanına geçer ve 1803 yılında onun önderliğinde köleler fransızları yenilgiye uğratıp, 1 ocak 1804’te bağımsızlığını ilan eder ve adanın adını haiti olarak değiştirir. abd ardından bağımsız olma ikinci amerika kıtası ülkesidir.

    haiti bağımsızlığın faturasını ise acı ödemiştir, 1825 yılında fransız köle sahiplerine 150 milyon frank ödemeyi kabul etmişler ve faiziyle birlikte 1947 yılına kadar bu borcu ödemeye çalışmıştır. haiti hep fakir kalmıştır.

    hatırlarsanız adada melezler vardı. bu melezler ile hayatta kalan beyazlar kaçarak abd’de new orleans’a yerleşirler ve new orleans’ta fransızca konuşan ve haiti kültürünü devam ettiren bir topluluk oluştururlar.