hesabın var mı? giriş yap

  • bu sonucu bilimsel olarak ongormesine ragmen kendi gozleriyle gorup sasirmayacak insana sasiririm.

    benim yasadigim yer boyle olsa her sabah bi kova sicak su doker izlerim "vay amk" sozleri esliginde.

  • 2 sene önce istanbul-stockholm arasıydı benimki. uçuş boyunca en korktuğum an tuvalette işimi hallettikten sonra sifona benzeyen bir şeye basmam sonrası kopan gürültüydü. o kadar derinden, o kadar dehşet vericiydi ki "uçağı düşür düğmesine mi bastım lan!!!?" diye sırtımdan kıçımın arasına doğru anında bir ter süzülmüştü. gürültünün sürdüğü o 5,6 saniye içerisinde national geographic'deki "uçak kazası raporu" programının bizim uçağın düşüşünü konu alan bölümünü bile kafamda canlandırmıştım. hem bok yoluna gidecek, hem de uçağı benim düşürdüğüm ortaya çıkınca "dünyanın en gerzek uçak yolcusu" olarak anılacaktım. sesler kesildiğinde yanlış bir şey yapmadığımı anlayıp, 40 yıllık uçak yolcusu gibi gözüm kapalı sifona basabildiğim için övündüm kendimle. tuvaletten çıkıp koltuğuma doğru yürürken de herkesin suratına "işte bu iş böyle yapılır. tuvaleti yaptıysan sifonu çekecen abi." gibisinden bakarak gururlu bir tavır takındım.

  • ayriyetten yurtdisinda yasayanlarin da muzdarip oldugu, ekseriyetle itin gotune sokup cikarildiklari bir mevzu bu.

    misal, ben geldim amerika'ya universite okumaya. sonra da imkanim oldu, aldigim diplomadan hareketle is buldum, calismaya basladim. son 8 senemi burada gecirdim. son 8 seneye dair anilarimin, ogrendiklerimin, yaptiklarimin cogunlugu da amerika'da oldu. populer kultur adina buranin gerzeklikleriyle daha bir asina oldum mesela. falan filan.

    neyse. turkiye'ye dondugumde misal bir icki sofrasi olacak, arkadas ortami olacak cok samimi olmadigim; laf bir seyden acilacak, herkes kendi capinda deneyiminden falan bahsedecek. ben nasil dahil olacagim orda muhabbete? "ben amerikadayken..."

    e naabiim mina koyyim? burada gordugumun ambalajini degistirip turklestirerek mi aktaracagim? grey's anatomy miyim ben ki turkce senaryoya uyarlayip doktorlar diye show tv'ye gazlasinlar? ibis demezler mi adama?

    ben kendime ibis dedirtmem arkadas.

  • iyi kalpli adamin bir tanesi bi gun neyzenin parasiz pulsuz gezdigini bilerek ona para vermek ister ama neyzenin dillere destan hazir cevapliligi onun gozunu korkutmaktadir ve parayi neyzenin arkasindan atarak neyzen paran dustu der.

    neyzenin cevabi ise su olur.

    -o dusen benim param degil. zaten bende para ne gezer. o dusen senin altin kalbindir.

  • o zaman ilk türklerden olan asya hunlarına saygı gereği, seçmeli olarak da; hunca öğretilsin...

    nasıl olsa modern çağda ikisi de işe yaramayacak. bari "asıl" atalarımızın dilini öğrenelim.

    ek olarak : hunca diye bir dil olmadığını, onun yerine göktürkçe olması gerektiği söyleyen arkadaşlar da sonuna kadar haklı.

  • marlon brando nun, oynamadığı ilk 2 buçuk saat içinde bile sinema tarihinin en iyi oyuncularından biri olduğunu gözümüze sokan, son yarım saat içindeki bir kaç dakika süren akıl almaz oyunculuğunun ise hayrete düşürdüğü film.

    aslında film, marlon brando görünmeden önce ve marlon brando göründükten sonra diye ikiye ayrılabilir. çünkü film, izleyenlerin de bileceği üzere karanlıklar içinden çıkan marlon brando ile birlikte bambaşka bir hal alıyor, aşıyor, kopuyor, abartıyor, sinema ve oyunculukla ilgili bilinen her şeyi silip süpürüyor, yerle yeksan ediyor.

    film, çoğu filmin finaliyle bile yapamadığı etkiyi, daha en başta açılış sahnesiyle yapıyor. bununla birlikte, filmin genelindeki oyunculuklar, diyaloglar, manzara sahnelerindeki görsel şölen, özellikle marlon brando lu sahnelerdeki ışık gölge oyunları ve soundtrack dudak uçuklatan cinsten. izlemeden ölmeyin.

    son olarak;

    (bkz: marlon brando)