hesabın var mı? giriş yap

  • bütün kış doğalgaz sürekli açıkken 200-250 tl gelen faturalar, bu ay evde olmadığım ve doğalgazım kapalı olduğu halde 342 tl gelmiştir. ortalama fatura sistemiyle önceki yılların aynı ay ortamalarının alınacağı söylenirken, benim nisan aylarında ödediğim faturaların 20-30 tl bandında (ocak ve sıcak su kullanımından ötürü) olduğunun altını çizmek istiyorum. şimdi bu faturanın nedenini bilmek istiyorum, tam olarak suçumuz nedir?
    virüs dolayısıyla sayaç okumak riskli dendi eyvallah, peki sokağa çıkma yasağı varken bile, marketlerden eve sipariş getiren yada damacana su satışı yapan şirketlerin çalışanlarının muaf tutulduğu bu dönemde o insanların canının kıymeti yok mu? ona izin veriyorsan sayaç okumak için gelen görevliye neden izin verilmiyor? çoğu insanın zorla ücretsiz izne ayrıldığı, işsizlik maaşı bile alırken belirli prosedürleri yerine getirmesi gerektiği bu dönemde bu faturalar hangi para ile ödenecek?

    edit: allahım aklıma mukayyet ol, küfretmeyeceğim. be kardeşim sayaç değerini karşılaştır yazan var mesaj atan var. şurada iki satır yazmışım okusana. evde değilim. evde değilim diyorum. doğalgazı kapattım ayrıldım evden bir ay önce. hala burda bu hırsızlığa kılıf bulmaya çalışan, normalleştirme çabası içinde olanlar var. ne kadar kazanıyorsunuz kardeşim bu yardakçılıktan.

    edit2: arkadaşlarım yazılan entryleri ve gelen mesajları okuyorum. bunun igdaş özelinde olmadığını genel olarak absürt faturalar geldiği yazılıyor. ben başlığı igdaş olarak açtım ama elbette bilindiği gibi birim fiyatı belirleyen ana şirket botaş. yani bunun direkt igdaş ile alakası yok. 20 yıldır ne kadar fakirleştiğimizden haberi olmayanlar buradan bile imamoğluna giydirmeye çalışıyor, gerçekten inanılmaz.

  • başlığı bir arkadaşım adına açıyorum, uzun hali ve içeriği;

    "6 yaşındaki yeğenimin ve ananesinin ölümüne sebep olan katilin suçuna itirazı

    26 haziran pazar günü saat 15:00 civarında mudanya'da alkollü araç kullanan burak ulga, aracıyla teyzem ve yeğenime çarpıp ikisinin de ölümüne sebep oldu. daha önce alkollü araç kullanımı sebebiyle iki kez ehliyetini kaptırmış olan bu şahıs, kaza sonrası iki kez alkolmetreye üfleyip 0,88 promil alkollü çıkmıştır. kendisi daha sonra alkol testine itiraz edip kan testi yaptırmak istemiş ve kan testi olaydan saatler sonra yapıldığı için temiz çıkmıştır. bu kişi bursa'daki ulga avukatlığın sahibinin oğlu olduğu için kazadaki suçundan bir şekilde sıyrılmaya çalışacağından ve ne yazık ki kurtulacağından endişe duyuyoruz. lütfen sesimizi duyun ve bu caninin alabileceği en ağır cezayı alması için girdiğimiz hukuk yarışında bize destek olun. konuyla ilgili uzmanlığı olan kişilerin yorumlarına ve tavsiyelerine de ihtiyaç duyuyoruz. "

    haber linki
    haber linki
    haber linki

    tweet

    edit: arkadaşlar destekleriniz için teşekkür ederim. aldığım mesajlarda alkol için kan testi kaç saat sonra yapılırsa o saatle orantılı olarak promile ekleme yapıldığını iletti arkadaşlar. bu bilgiyi burada da paylaşmak istedim.

  • suikastı yapacak katilin istanbul'a geldiğini, spor gazetesi jargonuyla veren haberin başlığı.

    "katil istanbul'a geldi." bu ne lan?
    havaalanında taraftarın yoğun ilgisiyle karşılaşan katil, istanbul'u çok sevdiğini söyledi. kötü bir sezon geçirdiğini belirten katil, buradaki performansıyla tekrar adından söz ettirmek istediğini de ekledi. sakatlığı konusundaki spekülasyonlara ise sahada yanıt vereceğini söyleyen katil; sözlerini, en buyuk paralelspor, diyerek noktaladı.

    debe edit: bu debe editi daha önceki debelenmelerde aklıma gelmemişti. ben de modaya uydum. son bi espri daha yapayım, gidiyorum. katil kiralıkmış, sezon sonu satın alma opsiyonuyla kiralanmış.

  • sözlük geri zekalı doldu. buradaki yorum kasanların yüzde doksanı daha eleştirdikleri şeyin ne olduğundan bihaber. etkinliği izlemeden, en azından hakkında çıkan haberlere bile göz atmadan sözlüğe koşup sallamaya başlamışlar.

    yorumlarda yakaladığım hataların doğrularını hatırladığım kadarıyla listeleyeyim.

    - apple netflix'e tam anlamıyla rakip olmuyor. yaptığı şey platformu altında televizyon kanallarından, diğer online streaming servislere kadar dağılmış geniş bir yelpazeyi kullanıcılarına sunmak. bunların içerisinde espn de var, hbo da, hulu da, amazon prime da. kullanıcılar kablo tv paketlerine üye olup izlemedikleri tonla kanal için boşa para ödemek yerine, apple'ın servisi aracılığıyla istedikleri kanala abone olup internet üzerinden izleyecekler. bunun üzerine, isterlerse hulu gibi servisleri de paketlerine ekleyebilecekler. en üstte de yine kullanıcının seçimine kalmış şekilde apple tv plus'a abone olup apple'ın kendi kataloğuna erişme seçeneği olacak. kaldı ki başkalarının da belirtmiş olduğu gibi netflix bu kategoride hizmet veren tek şirket değil, sadece en yaygın olanı.

    - spielberg mevzusu. burada herhangi bir ikiyüzlülük göremiyorum. kendisi netflix filmlerinin sinemalarda gösterilmemesine rağmen sinema filmi olarak festivallerde yarışmasına sinema kültürünü baltalayacağı gerekçesiyle karşı çıkıyor. netflix'in kendisine karşı olması gibi bir durum yok. apple için yaptığı şey de bir film değil televizyon dizisi. yani ortada bir çelişki falan yok.

    - apple tv plus izlemek için apple tv'ye ihtiyaç olacağı iddiası. apple bu servisi insanları kendi platformuna bağlamak için başlatmıyor. yazarlar iki paragraf okumuş olsalar, apple tv plus'ın samsung, sony, lg ve vizio gibi en büyük 4 tv üreticisinin, ve roku ve amazon fire tv gibi iki büyük apple tv rakibinin ürünlerine geldiğini öğrenirlerdi. tabi maksat sadece alışıldık cümlelerle eleştirmek olunca araştırmaya kimse ihtiyaç duymuyor.

    - apple music'in başarısız olması iddiası. buna kargalar bile gülüyor, ancak insan cahil olunca tabi ki durum farklı. gerçekler: apple music kendi sektöründe en hızlı büyüyen servis. ayrıca zarar etmeyen tek servis. nedeni de çoğu ülkede spotify'ın yaptığı gibi ıvır zıvırla bedava paralı üyelik dağıtmıyor olması. gerçekte, apple music'in başını çektiği apple'ın services bölümü amazon web services'in iki, netflix'in ise üç katı ciro yapmakta. dahası, bu bölümün cirosunun yakın zamanda yıllık 100 milyar dolar sınırını aşmasının beklenmesi. anlayacağınız, eğer apple music başarısız bir denemeyse sektörde başarılı firma yok demektir.

    son olarak, apple'ın bugün tanıttığı her üründe üstüne basa basa tekrarladığı ama hater boyların bilerek pas geçtiği şeyden bahsedeyim. o da gizlilik. daha dün basına sızdığına göre, kanada'da tutuklanan huaweii'nin ikinci kişisi, şirketin kurucusunun kızı ve şirketin cfo'su meng wanzhou'nun üzerinden dört adet elektronik cihaz çıkmış. bir adet huaweii telefon, bir adet iphone, bir ipad pro, bir de macbook air. kendisi açık açık itiraf etmiyor, ancak apple ürünlerini kendi ürettiği ürünlere tercih etmesinin başlıca nedeninin bu cihazların güvenli olmaları olduğuna kesin gözüyle bakılıyor. bugün de, apple bunu çok iyi bildiği için, konusu açıldığında rakiplerinin sırra kadem bastığı güvenlik ve gizlilik konusunda bastırdıkça bastırdı.

    apple ürünlerine abone olduğunuzda, mesela bir gazete veya dergi okuyorsanız, ne apple, ne de derginin yayıncısı sizin hangi makalenin hangi sayfasını okuduğunuzu bilemeyecek. apple arcade ile oyun oynadığınızda ne apple ne de oyun geliştiricileri sizin bilgilerinize ulaşamayacak. apple card ile alışveriş yaptığınızda ne goldman sachs ne satın aldığınızı bilecek, ne de alışveriş yaptığınız mağaza sizin isim, adres, banka hesabı, kredi kartı numarası gibi bilgilerinize erişebilecek. apple tv plus üzerinden içeriklerine ulaştığınız firmalar da sizi ve ne izlediğinizi bilemeyecekler. siz aman bana ne diyebilirsiniz, ancak bir çok ülkede özellikle de iş güç sahibi, evli, çoluk çocuğa karışmış, kenarda köşede bir birikimi olan insanlar kaybedecekleri şeyler arttıkça gizliliğe daha fazla önem veriyorlar. sosyo kültürel olarak da apple'ın başlıca müşteri kitlesi bu güvenlik isteyen kesim. o nedenle seçenek verildiğinde ve bütçesine uygun olduğunda batıdaki birçok kullanıcı en başta güvenli olmasından dolayı apple ürünlerini tercih ediyor. bugün tanıtılan yeni servisler de bu kitlenin düşünmeden üye olacağı servisler. yeter ki apple sözünde dursun.

  • sayin cem yılmaz'dan telifi filan geçtim, en azından bir gala daveti beklediğim filmdir. saygılarımla,

    geç kalmış edit: valla ilk günden iletişim kuruldu, cicili bicili zarfta davetiyem ulaştı elime. biz davete icabet edemedik ani bir iş sebebiyle ankara'dan, ama yine de teşekkürü borç bilirim.