ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
renkleri anlaşılamayan elbise fotoğrafı
-
mavi ve siyah görenler beyaz ve sarı görenlerden daha zeki falan diye bişey yok mu amk iyice birbirimize düşelim
gelmiş geçmiş en iyi türk filmi esprisi
-
+ gulyabani komşulardan birisi olabilir mi?
- çıkk, sanmam...
+ ben de laf olsun diye soylemistim zaten...
(bkz: süt kardeşler)
(bkz: kemal sunal)
ha bir de;
+ gördün mü şaban, kumandan süt kardeşinin abisiymiş...
- o zaman süt kumandanim oluyor benim...
cihangir'deki merdivenlerin griye boyanması
affetmekle vazgeçmek arasındaki ilişki
-
affetmek en büyük vazgeçiştir.
çünkü;
affetmek her şeye göz yummak değildir..
affetmek kendini ya da bir başkasını suçlamak da değildir,
affetmek kırgınlıklarından ya da kızgınlıklarından sıyrılmak geçmişi geçmişte bırakmaktır.
insan affeder ama neyi affettiğini unutmaz. bu yüzden vazgeçer....
kız öğrencilerin odasını basan otel sahibi
-
edit4: yönetim beni nedense lanetleyip çaylak yapmış. lol.
edit3: sosyal medyada yankı bulması sayesinde olay ulusal basında yer almış, otel sahibi hakkında "inceleme" başlatılmış.
link
edit2: hazır gündem olmuşken,
(bkz: kezzaplı saldırganın aftan yararlanması)
(bkz: covid19 hastası için immün plazma ihtiyacı)
edit: korona nedeniyle yeniden yerleştirme olayı yokmuş, yurt yetersizliği nedeniyle öğrencilerin kalmak zorunda olduğu bir apart otel olduğu söyleniyor.
https://twitter.com/…tatus/1247179081965330433?s=19
az önce twitterda denk geldiğim maganda. iddiaya göre öğrenci yurdu yetersizliği nedeniyle apartta kalan kız öğrencilerin odası muhtemelen otel yetkilisi tarafından basılıyor, nisan mayıs aylarının parası istenip eşyalara el koyuluyor, bağırıp çağırıp tehditler savurup üzerine yürüyor.
https://twitter.com/…tatus/1247260868930424834?s=19
odana böyle ahıra girer gibi dalabilen birinin otelinde kalmak ne kadar boktan bir durum bir öğrenci için. gündüz vakti bunu yapandan gece her pislik beklenir.
mizofoni
-
birinin yemek yerken ağzını şapırdatmasına sinir olma durumu imiş ve hastalık statüsüne giriyormuş
sözlük yazarlarının öğrendiği şeyler
-
mizmizlanarak ve hayatinizdan sikayet ederek hicbir seyi degistiremezsiniz.
hepimizin korkulari kadar hareket alani var. ve cesaret edemeyecegimizi dusundugunuz seyleri yapmadan gecirdigimiz her gun, cesaret ettikten sonra kayip bir zaman parcasi gibi gorunse de, aslinda bir butunun parcasi.
yani pismanlik diye bir sey yok esasen.
siz isterseniz olur, olmuyorsa; yeterince istemiyorsunuzdur aslinda.
birinin veya bir seyin sizi gelip kurtarmasini bekliyorsaniz; o is yaş.
kendinizden baska careniz yok...
otobüste koltuğu kaldırır mısın diyen tip
-
koltuğu indirirken arkasındaki kişiden izin alma nezaketinde bile bulunmayan birine kaldırır mısın ne demek? belli ki nezaketten incelikten anlamıyor. kaldır ulan koltuğu ayı iki büklüm kaldım burada görmüyor musun hıyar demeliydi.
sözlük yazarlarının yalnızlık dereceleri
-
cuma akşamı işten eve döndüğümde giydiğim pijamaları pazartesi sabah çıkarıyorum.
hayata dair gülümseten detaylar
-
hiç beklenmedik şekilde karşılaşınca daha çok gülümseten detaylardır.
haftalık dergilerimi almak için gittiğim gazete bayisinde dergilerimden birini raflarda bulmaya çalışırken bayinin küçük kızının dükkanın göz önünde olmayan bir yerinden dergiyi çıkartıp gülümseyerek getirmesi ve arkasından babasının yaptığı açıklama;
-dergiler bu hafta erken geldi ve hemen satıldı, son bir tane kalınca "abi gelirse bulamaz" dedi arkaya sakladı.
aynı adamın kardeşi de daha önce "siz sürekli alıyorsunuz bu dergiyi, belli ki seviyorsunuz" diyerek uykusuz cildi hediye etmişti. mahallede insanları gülümsetmeye odaklı, sempatik ve güleryüzlü bir ailenin dükkan sahibi olması da ayrıca güzel bir detay.
hayvan sahiplerinin kendilerine anne baba demesi
-
kedim yavrusunu erken doğurdu çünkü kendisi de bir çocuktu doğum yaptığında. 4-5 aylıkken hamile kaldı ve tam gelişemediği için doğuramadı. gecenin bir yarısında doğum yaptığı için veterinere de gidemedik. aldım kucağıma başını seve seve doğurmasına yardımcı oldum, ılık suyla temizledim hep üşümesin diye. 2 yavru doğurdu birisi öldü, diğeri de tam gelişemediği için ellerimle besledim yavrusunu. çocuğum olsa bu kadar ilgilenirdim. ben kendime neden baba demeyim ? o benim evladım gibi çünkü.
edit: nohut ve kızı angel :)
yerim sizi
edit: güncel halleri :)
yerim sizi
edit : maalesef ikisi de melek oldu.
hayattan ve her şeyden bir anda soğutan şeyler
-
bir kız arkadaşın sevgilisiyle arasında sorunlar vardır. adam, kızı konuşmak için eve çağırır. kız, barışma umuduyla güle oynaya gider, giderken yolda beni arar ''ay barışıcaz galiba'' diye... saatler sonra kız tekrar arar, ağlamaktan zor konuşuyordur. adam kızı eve kapatıp saaatlerce dövmüş, hakaret etmiştir. kızın tüm vücudu çürük içinde, boğazının sıkılmasından sesi kısık çıkmakta, kulağından kan gelmektedir... ailesi çok kapalı olduğundan, erkek arkadaşı olma ihtimalini bile kaldıramayacağından (öyle söylüyor) ailesine hiçbir şey anlatamamaktadır... hastaneye gidip darp raporu almaktan da korkmaktadır çünkü adam sürekli arayıp ''evden dışarı adım atmak yok. ağrıyorsa bir yerlerin buz koy. beni oraya getirme'' diye tehdit etmektedir. adamın asker olması, kızın savcılığa yapacağı şikayetin çocuğun tutuklanmasını sağlamayacağını bilmesi ve yardım isteyecek bir ailesinin olmaması işleri daha da zor hale getirmektedir... tarih 25 mart 2013 ve ülkede kadınları psikopat erkeklerden koruyabilecek bir merci hala yok... tarih 25 mart 2013 ve ülkede muhafazakar aile adı altında kızlarını böylelerinin vicdanlarına terk eden aileler var... bugün tarih 25 mart 2013 ve daha söyleyecek hiçbir şey yok!
edit: bir çözüm bulundu gibi. iyi insanlar sağolsunlar. her karanlıkta bir aydınlık nokta varmış...
bu sözlük her derde deva.
edit 2: çözümü merak edenler olmuş. yazmak lazım. olur da benzer durumlar yaşanır falan... memurun amiri, müdürü, özel sektör çalışanının patronu varsa, askerin de üst rütbelisi var. çözüm o.
yurt dışında ermeniyle karşılaşmak
-
tomas karakas adli 80 yaslarinda bir amca, 1959'da gelmis brezilya'ya. büyükelçilik araciligiyla beni bulmus. isyerime geldi, kapida "merhaba tomas bey" diyerek karsiladim. burada çok az turk oldugundan 1974'de karisi oldugunden beri türkçe konusmazmis, turkçe duyunca bana sarilip hungur hungur agladi. 8 tane ince belli çay bardagim vardi, dordunu tomas amcaya hediye ettim ozlem gidersin diye. tavla da oynadik.
(bkz: birden duygulanmak)