ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
6 ağustos 2021 özhaseki yerli ve milli açıklaması
-
(bkz: bak şurdan özhasektir git)
belediyeleri mal olarak gören birinin akla zarar açıklaması. "yangında ilk sorumluluk belediyelerindir" açıklamalarından sonra sol belediyeleri hedef gösteren, dışlayan bombok bir açıklama daha.
motosiklet sürücülerine duyulan antipatinin sebebi
-
her boşluğa sağına soluna bakmadan pat diye atlamalarıdır. sonra da motorcuları fark edin diye bas bas bağırmalarıdır.
edit1:imla
edit2: mesajla uyaran arkadaş eklememi istedi; "yol olmadığında fütursuzca kaldırıma atlamaları"
edit3: ara sokaklarda yayaların arasından zikzak çizerek hayvan gibi gitmelerini de eklememi istedi bir arkadaş.
edit4: ters şeritten gidip yol vermedin diye bozuk atmalarını da ekleyelim.
rıza kocaoğlu'nun galatasaray başkanını trollemesi
-
yaptigi sey alenen terbiyesizliktir.
en muhteşem yiyecek içecek kombinasyonu
eş ağır bir hastalık geçirse bakar mısın sorunsalı
-
başlığın en beğenilen entrysini debe'de görünce genelleme yapmanın pek doğru olmadığını yazmak için biraz içimi dökeyim istedim.
annem akciğer kanseri olduğunu öğrendiği vakit babamla evliliklerinin 36. yılıydı. doktor bizimle konuştu, nispeten şanslısınız dedi. kaburga kemiğinin üzerinde yoğunlaşmış, iki kemiği alıp tedavi etmeyi deneyeceğiz. ameliyat başarılı geçer umarım dedi. babam bir yandan gözünden akan yaşları sildi bir yandan da şükürler olsun diye sevindi. yaklaşık 12 saat sürdü ameliyat. hatta doktor bey ameliyattan çıkınca bayıldı o derece zordu. annem yavaş yavaş iyileşti. o süreçte babam resmen bebek gibi baktı. doğru düzgün internet kullanmayı bilmeyen adam yemek sitelerinin kurdu oldu. her gün sevdiği yemekleri yapıyordu kendisi. yoğun işi vardı ama gelir gelmez mutfağa dalıyordu. ulan bugün size bir musakka yapacağım var ya böyle bir şey yemediniz hayatınızda diye geyik muhabbetini başlatırdı. evdeki herkes bilirdi ama ses etmezdi, o musakka bizim için değil annem içindi. günler güzel geçmeye başladı çünkü annemin sağlığı yerine gelmiş, yüzünün rengi yerinde, pikniğe gidiyoruz, eğleniyoruz vs rüya gibi.
aradan 1.5 yıl geçti. öksürük başladı. kontrole gittik, hastalığın akciğerde nüksettiğini öğrendik, en ileri evre. öğrendiğimiz gün kuzenin düğünü var. annem çok neşeli, herkes orada, düğünden önceki gün herkes öyle eğleniyor ki kendi arasında, kardeşimle ben hariç. sadece ikimiz biliyoruz annemin herkese veda gecesi olduğunu, böyle bir kalabalığın bir sonraki buluşmasının cenazesinde olacağını. düğün bitiyor, ertesi gün biz söylüyoruz lisan-ı münasiple mevcut durumu. doktor bize "gerçekçi olacağım şansı varsa altı ay yaşar" dediği zaman yaşadığım hissi kimse yaşamaz umarım, altı ay da yaşayamadı zaten. biz bunu anneme söylemedik tabii. ama kendisi anlamıştı. kimsenin umudu yoktu. tek kişi hariç, babam. bebek gibi baktı yine ona. kemoterapi çok ağırdı. yerinden kalkacak dermanı olmuyordu iki gözümün çiçeğinin. babam altını temizlemeye varana kadar her şeyi hiçbirimize bırakmadan kendisi yaptı. bir akşam fenalaştı, evindeki son akşamı oldu. bir saha getiremedik yanımıza.
8 yıl bitti. hala ilk gün gibi. bu süreçte babam hala çocuk gibi hassas. biz dahil olmak üzere herkes "uygun biriyle" evlenmesinin iyi olacağını söyledi ama o hâlâ yanaşmıyor buna. tek kelime: istemiyorum.
babamın ağzından cafcaflı sözler duymazdık biz. öyle romantizm falan çok uzak şeylerdi. 12 yaşından beri dişiyle tırnağıyla hayat mücadelesi verip bir yerlere gelmişti. çocuk olamamak böyle bir etki bıraktı belki üstünde. annem hep derdi sizi de dışarıya çıktığınız zaman pencereden bakıp aslan oğlum benim diye uğurluyor diye ama biz bunu hiç duymadık kendisinden. seviyorum, aşığım kelimeleri dökülmedi hiç ağzından ama bir daha yüzünü asla göremeyeceği annemin adının her geçtiğinde gözlerine bakarım. o yemyeşil gözler hemen buğulanır, hemen lafı değiştirmeye çalışır.
neyse çok uzattım. belki istisnadır, belki azdır bunu yapan ama yok değil kardeşim işte. gözümle gördüm ben, birebir yaşadım.
yaş kedi maması tarifi
-
evde yapabileceğiniz hesaplı yaş kedi maması tariflerini içeren konu başlığı.
sokak hayvanlarını besleyenler bilir. kediler her kuru mamayı yemez. hatta yan yana iki kediden biri yer diğeri yemez, uyuz olursunuz. arada yaş mama takviyesi akıllarını başlarından alır.
yaş mama gördüklerinde istisnasız hepsi olaya dahil olur. fakat yaş mama hem pahallı hem de raf ömrünü uzatan madde içeriği sebebiyle bazı zararları vardır.
en ucuz yaş mama, raflarda 3 tl/100gr.
bizim yapacağamız yaş mamanın fiyatı 5,5tl/1kg olacak. hem de doğal malzemelerden yapıldığı için sağlıklı ve hiçbir kedinin hayır diyemeyeceği kadar lezzetli olacak.
tarife geçmeden önce belirteyim; bu tarifi oluştururken bir çok deneme yanılma süreci geçirdim. sonunda kedilerin asla hayır diyemediği oranlara ulaştım. kendiniz de tarifi modifiye edebilirsiniz ancak ufak değişiklikler hem kıvamını değiştiriyor hem de lezzetini.
ihtiyacımız olan araçlar;
düdüklü tencere
el blender (çubuk başlıklı)
plastik saklama kabı (375 gr'lık)
100 tanesini 9,90 tl'ye alabilirsiniz.
malzemeler ve fiyatları;
1 kg tavuk göğsü (markasız açık)= 10 tl
2 kg tavuk ciğeri (markasız açık)= 10 tl
100 gr kuyruk yağı = 3 tl
500 gr kuru kedi maması = 2,5 tl
yarım paket margarin (125 gr) = 1,25 tl
2 adet orta boy patates = 1 tl
1 adet havuç = 1 tl
200 gr makarna = 0,5 tl
100 gr bulgur = 0,5 tl
15 adet plastik kap (375 gr'lık) = 1,5 tl
2 litre su (çeşme suyu) = 0 tl
toplam; 31,25 tl tutan bu malzemelerle 5,5 kg yaş mama elde edeceğiz.
tarif;
tavuk göğsünü, patatesi, havucu ve kuyruk yağını, parçalara bölüyoruz. boyları tavuk ciğeriyle aynı olacak.
düdüklü tencereye; tavuk göğsü, tavuk ciğeri, kuyruk yağı, margarin, patates, havuç, makarna, bulgur ve suyu koyup kapağını kapatıp yüksek ateşte ocağa koyuyoruz.
düdüklü ses vermeye başladığında 20 dk kısık ateşe alıyoruz.
ocaktan aldığımız yemeğin içine kuru kedi mamasını döküp karıştırıyoruz.
kapağını kapatıp biraz soğuması için kenara alıyoruz. (kapağını açık bırakmayın üstü kurur.)
tencere ılık hale geldiğinde el blender'ımıza çubuk başlığını takıp tencerenin içinde tüm malzemeyi parçalıyoruz. kıvamı iyi hale gelince plastik paketlerimize aktarıp buz dolabının buzluğunda saklıyoruz. (14-16 paket doldurmuş olacağız.)
kolay gelsin..
4 yıl sonra gelen edit: fiyatların güncel hallerini karşılaştırıp enflasyon rakamlarına ulaşabilirsiniz. gerçek bir tüik entry'si olmuş. çok faydalı..
30 temmuz 2019 bayern münih fenerbahçe maçı
-
takımın eksiklerini görmemiz açısından güzel maç oluyor.
tam 11 mevkide eksik tespit ettim.
sosyal medya
-
bünyesinde yapılmaması gereken 3 şey: aşk yaşamak, vatan kurtarmak, din/inanç anlatmak.
yüzyüze iken beceremediğimiz şeyleri bu mecraya taşıyınca hepten elimize yüzümüze bulaştırıyoruz. şahdık, şahbaz oluyoruz.
tesla'nın almanya'da fabrika kurma kararı
-
elon musk'ın açıkladığı karar.* musk, avrupa'daki ilk fabrikalarını berlin'de kuracaklarını açıkladı. almanya ekonomi bakanı durumdan son derece memnun: "tesla'nın almanya'da fabrika kurma kararı almanya için büyük bir başarı, tesla'nın ayrıcalık talep ettiğinden haberim yok. tesla'ya da tüm otomobil şirketlerine davranıldığı gibi davranılacak." diyor.* peki biz ne yapıyoruz? biz eski nesil otomobil üretecek bir fabrika yatırımını almanlardan alabilmek için taviz üstüne taviz veriyoruz.
oysa geleneksel yakıt kullanan araçlar hızla yerlerini elektrikli araçlara bırakıyor. örneğin norveç'te 2020, ingiltere'de ve almanya'da 2030 'da tüm araçları elektrikli olacak şekilde dönüştürme hedefi koymuş durumda. almanya tam da bu nedenle geleneksel otomobil üretimlerini balkanlara veya türkiye'ye taşımak istiyor. böylece bu eskimeye yüz tutmuş teknolojiyi, geri kalmış balkan ülkelerine, ortadoğu ülkelerine ve afrika ülkelerine satmayı amaçlıyor. üstelik almanya'daki işgücü maliyetlerinin çok altında maliyetlerle ve çok daha büyük teşviklerle/vergi muafiyetleriyle...
bir üniversitede yaşanabilecek en dumur olaylar
-
yer: istanbul teknik üniversitesi fen edebiyat fakültesi anfilerinden biri.
bahsi geçen anfinin ısınma konusunda problemleri vardır. ön taraflar kaloriferlerden fazlaca ısınıp fırın olurken arka taraf titremektedir. derste ogrencilerden biri bu malum problemi 'hocam cok üsüyoruz' seklinde dile getirirken, anfinin acık olan kapısından bir hademe girer
hademe : 'hocam bu anfi yanlış yapılmıştır. bu anfi ısınamaz. termodinamiğin 2. yasasına göre bu anfi ısınamaz' der ve çıkar.
2016'dan edit : anfi ne lan, amfi'dir o.
3 haziran 2018 fenerbahçe seçimli genel kurulu
-
hala gsliler ''bizim kongre çok iyi, herkes saygılı'' falan diyor. ulan 20 yıllık diktatörlüğü yıkmak kolay mı amuğa koyduklarım.
emniyetin kaçak maç izlenen evleri basacak olması
-
polis: yat yat yat yat..
izleyici: yattık zaten amk..kadıköy'de 3 yemek nedir amirim ya ? gitti paralar :)