hesabın var mı? giriş yap

  • valla ben beğendim bu rezaleti. adam çok güzel bir şekilde rezalet olduğunu kanıtlamış tartışmaya gerek kalmayacak şekilde. on numara beş yıldız bir rezalet. epeydir böyle bir rezalete hasret kalmıştım doğrusu. şimdi dominos pizza düşünsün. tüm sözlükçülere beleş pizza yollamadan bu iş çözülmez.

    rezalettir.

  • başlığa büyük bir heyecanla giren siyasal islamcıları ve etnik faşistleri üzecek diyalogtur.

    filenin sultanları ve yönetim arasındaki dönen o prim diyaloğu:

    akif üstündağ; “şampiyonluk için ne versek az. prim olur, başka bir şey olur. tüm özel isteklerinizi yerine getireceğiz. salonda işiniz bitti. şimdi söz sırası sizde”

    daniele santarelli; “bu konuda konuşması gereken oyuncularım..” diyerek sözü kaptan eda erdem'e bıraktı.
    otelin salonu bir anda sessizliğe büründü. kimseden çıt çıkmıyordu.

    eda erdem;
    "atatürk'ün sporcu kızları, ülkesi adına kazandıkları başarıyı pazarlık konusu yapmaz. ne prim ister, ne de başka özel bir şey. 85 milyona yaşattığımız mutluluk bize yeter..”

    ( yeniçağ / şerafettin tilki)

    sporcular bir şey istememiş ama ben halk olarak bir şey istiyorum.

    bu insanları özel uçakla uçurun. vargas tarifeli uçakla uçamaz kardeşim.

    bacakları sığmaz.

    bu insanları ayların yorgunluğu ile kırk beş cm aralıklı tarifeli uçakla ülkeye getirdiniz.

    hiç bir şey yapamıyorsanız,

    tarifeli uçakla uçurmayın ey yetkililer.

    bir de voleybolcularımızı tehdit eden kişileri ilk duruşmada serbest bırakmayın.

    --- spoiler ---

    sözlük'te gündem olması açısından çok önemli arkadaşlar.

    hande baladın'ı yüzüne kezzap atmakla tehdit eden şahıs bugün serbest bırakılmış.

    (bkz: mustafa neşeli'nin serbest kalması)
    --- spoiler ---

  • bu bağımlılık bilim dünyasında da belli bir tartışma konusudur..özellikle sütün ve sonra peynirin bağımlılık yaptığına dair birçok çalışma vardır;hatta sütteki kazeinden gelen opiatların bebekler üzerinde sakinleştirici bir etki yarattığı ve anne-bebek bağında rol oynayabileceği öne sürülmüştür. peynir ve süt örneğinde bağımlılık, süt proteininin sindiriminden elde edilen protein parçaları olan kasomorfinlerde yatmaktadır ve kasomorfinlerin ayırt edici özelliği, “opioid etkiye” sahip olmalarıdır.
    bilindiği üzere de “opioidler, beyindeki opioid reseptörleri üzerinde morfin benzeri etkiler yaratan doğal veya sentetik maddelerdir ..“ işte tüm bu bilgiler ışığında peynirde bulunan kasomorfinlerin vücutta opiate benzeri bir etkiye sahip olmasının zamanla bir bağımlılık hissi yarattığına dair çıkarımlar vardır…

    yine de bilimsel olarak yapılan araştırmaların genel görüşü ; insanlar üzerinde peynirin bağımlılık oranının düşük olduğu yönünde ki syndey üniversitesi’nde profesör tim gill ‘e göre de” peynir kasomorfin içermesine rağmen, bu maddenin insan vücudu üzerindeki etkisi ihmal edilebilir düzeydedir.”
    her ne kadar profesörler ve bilimsel araştırmalar genel olarak insanlardaki peynir bağımlığını ciddiye almasalar da yapılan anketlerde de görüldüğü üzere peynir severler kesinlikle en tutkulu yiyecek meraklılarından birisidir ki resmi olmamasına rağmen dünya çapında 2 tane büyük çaplı ulusal peynir festivali vardır..(20 ocak,4 haziran)
    ------------
    görüldüğü üzere sözlükte de baya peynir fanı var ; ancak isviçre'de bu işi başka boyuta taşıyan , peynirlerine led zeppelin dinleten bir peynir meraklısı var ; “wampfler”… normalde bir veteriner olan ve hobi olarak ünlü isveç peyiri emmental peyniri üreten wampfler, eylül 2018 den beridir emmantal peyniri yaparken tekerleklerin üzerinde peynirlere led zeppelin dinlettiriyor...

    wampfler’in kendi söylemlerine göre “bakteriler, peynirin tadının oluşumundan, olgunluğunu etkileyen enzimlerden sorumludur. nemin, sıcaklığın veya besin maddelerinin tadı etkileyen tek şey olmadığına inanıyorum ;sesler, ultrason veya müzik de fiziksel etkilere sahip olabilir.”yani yaptığı peynirin lezzetini olumlu yönde etkileyebileceğini düşünüyor...
    wampfler bu fikrinin ilhamını ; bilim dünyasının bitkilerin müzikle gelişimi ile ilgili çalışmalarına ve annelerin doğmamış çocuklarına müzik dinletmesinden aldığını ifade etmiştir…

    wampfler bu iddiasında yalnız da değil ; bern'deki sanat üniversitesi müzik direktörü michael harenberg “ilk başta şüpheci yaklaştık” diye itiraf etti. “sonra ses dalgalarının etkilerine, sesin katı cisimler üzerindeki etkisine bakan bir sonokimya denen bir alan olduğunu keşfettik.” ( koç üniversitesi'nin konu ile ilgili çalışması)

    kendi tutkusuna olan desteğini hem akademik hem de halk bazında peynir tutkunlarından da bulan wampfler, çalışmasını genişletip her türlü müzik türünü ayrı ayrı incelediğini de sözlerini eklemiştir (a tribe called quest'den mozart’ın the magic fluteüne kadar ve favori lezzet tahmini hiphop peyniriymiş.)

    ---------

    wamfpler'in peynirlerine led zeppelin dinletmesine dair medyada çıkan haberler ;

    japantimes
    playing led zeppelin to make cheese
    cheese better if it listens led zeppelin (usatoday)

  • yabanci ulkelerde hep turkce kufur yazdirarak katildigimdir.

    cok afedersiniz got ,zik,cuk falan yazdirip calisani bas bas bagirttiririm ve eglenirim.

    evet got diyince gidip benim kahveyi almam biraz garip kacmiyor degil ama sonucta egleniorum.kimseye de bi zarari yok.

  • teknolojinin tam adi fast motion deblurring yani hizli hareket bulaniksizlastirma. ilgili paper fazlasiyla teknik olarak ele aldigindan, basit orneklerle anlatmaya calisalim.

    oncelikle hizli hareket eden cisim degil, cismi fotograflayan kamera. yani bulanikligin genel olarak fotografa yayilmis olmasi lazim. eger kamera sabit dururken cisim hareket ederse, sadece belirli bolgelerde bulaniklik olur (motion blur) ki bu durumun algoritma tarafindan duzeltilemeyecegi ozellikle belirtilmis. en iyi ornek, gece elle cekilen uzun pozlamali fotograflar.

    simdi diyelim ki gece odanin fotografini cekiyorum, elimde slr kamera var. odada tek bir lamba var ve fazla isik veremiyor. pozlama 2 sn gibi degerlere cikmis ama aldirmiyorum, basiyorum dugmeye perde aciliyor. tabii bu arada ellerim titriyor, psikopat oldugum icin (ve entry'nin gelecegine hizmet ettiginden) ellerim "w" seklinde titriyor. fotograf onizlemesine baktigimda, bulanik bir oda ve koca bir "m" harfi goruyorum.

    titreme odadaki butun esyalarin hatlarini birbirine sokuyor, ama bu titremenin tam olarak nasil gerceklestigini gosteren bir referansim var; odanin ortasindaki lambanin olusturdugu "m" sekli. tabii bu gereken bilgilerden ilki ve kolay olani, esas sorun odadaki cisimlerin sekillerinde. buna gecmeden algoritmanin nasil calistigini gorsel olarak temsil edebilecek guzel bir ornegi inceleyelim.

    vizkozitesi yuksek sivilarin laminer akis ozelligini gosteren deneyde, misir surubunun icine kirmizi, yesil ve mavi renkler enjekte ediliyor ve sonra bir duzenek yardimiyla daireseler hareketlerle karistiriliyor. 3 renk, hareket yonunde uzayarak birbirlerine karisiyorlar.

    deney kabindaki uc renkli sivi yerine, sabit uc renkli isik olsa ve dairesel hareket eden kamera ile uzun pozlamali fotografi cekilse, bahsedilen deneyle cok benzeyen sonuclar elde edilir.

    deneyin devaminda sivilarin bulundugu duzenek dairesel hareketle tam tersi yone cevriliyor ve birbine karismis renkler ayrisarak kirmizi yesil ve mavi kitlelere geri donusuyorlar. peki uc ayri isigin kamera hareketinden dolayi birbirine girdigi uzun pozlama fotografi, ters isleme ile 3 ayri isiga dondurmek mumkun mu? kameranin hareket yonununun dairesel oldugunu biliyoruz. bilmedigimiz ise birbirine giren sekillerin ilk halde neye benzedikleri. kirmizi yesil ve mavi isiklardan birer tane mi yoksa birden fazla mi var, bu isiklarin sekilleri kare mi yoksa ucgen mi?

    gece los isikta cekilen oda fotografina geri donelim. kameranin "w" seklinde sallandigini gosteren "m" seklinde referansimiz var, yani resimdeki diger butun cisimler "m" seklinde hayalet uzantilara sahipler. bu referansi algoritmaya tanittigimizda gerekli olan diger veriyi toplamaya basliyor. renklerdeki keskinlik ve farkliliklardan, cisimlerin genel hatlarini tahmin ederek, ters "m" sureciyle eslestirmeye calisiyor. sonucta en keskin hatlari veren ve hayaletleri en iyi sekilde yok eden goruntuyu seciyor.

    tabii her fotografta parlak isik referansi olamasi beklenmiyor. bunun yerine keskinligi yuksek bir cismin veya fotografin genel akisina bakarak kameranin nasil titredigi hesap etmeye calisiliyor. sitedeki ornek sonuclara bakilirsa oldukca basarili.

    algoritma ilk olarak siggraph asia 2009'da sunulmus, yani aralik 2009'da. adobe'nin surece dahil olmasindan sonra gizmodo'da yayinlanmasi ekim 2011'i bulmus, neredeyse iki yil. su anda photoshop cs6'ya yetistirilmeye calisiliyor fakat bu kesin degil, 6.5'e de kalabilir.

    tum baglantilar:
    paper: http://rosaec.snu.ac.kr/…/id/chle-siggraph-2009.pdf
    universite ozet: http://cg.postech.ac.kr/…ch/fast_motion_deblurring/
    tarihi ve ilginc resimler uzerinde denemeler: http://juew.org/deblurfamousphoto.html
    kaynak algoritma is basinda: http://www.youtube.com/watch?v=uqmw3olelm4

  • ortamlarda dönen bir muhabbete göre; joel aslında öldürülmüş, göründüğü sahne ise halüsinasyon ve ellie, ''hepsini öldüreceğim'' derken joel'u öldüren kişilerden bahsediyor.

    joel adamdır, joel'u öldüreni biz de öldürürüz ulan!

    duyuruyu canlı izliyordum, ellie ve joel'u görünce 20 yıldır görmediğim anne-babamı görmüş gibi sevindim şerefsizim.

    edit: bu arada şu resim bundan tam 2 yıl önce bir naughty dog çalışanı tarafından paylaşılmıştı. trailer'da da gördüğümüz üzere ellie gitar çalıyor, saçlarının şeklinden, pantolonun dizlerinin yırtıklığına kadar birebir hepsi. 2 yıldır üzerinde mi çalışıyorlardı acaba yoksa büyük bir tesadüf mü bilemedim. 2 yıldır üzerinde çalışıyorlarsa çıkmasını çok beklemeyiz.

  • hiç bir halt yapmadığı halde, "ben sizin için her şeyi yaptım, evimi arabamı sattım, hiçbir şeyi eksik etmedim" diyip(kesinlikle aksi durum söz konusu ise), bi de üstüne etrafa -kendi çabalarıyla bir yere gelmiş çocuklarıyla- ben yaptım işte benim eserim diyip caka satan baba hakkında ortaya çıkan en doğal sonuç, his.