hesabın var mı? giriş yap

  • sahsen yaptigim bütün diyetler gollum diyetine dönüyor bir süre sonra:

    - yiyecegissss. inci'nin önünden geçerken profiterol alacagissss.
    - hayir hayir, rejimdeyim ben, yemeyecegim.
    - bunu yedikten sonra aksam yemek yemeyisssss. eve kadar da yürürüsssss
    - olmaz! bir bozunca sonra toparlanmiyor öyle kaliyor
    - kendimisssi ödüllendirmemissss gerek kiymetlimisss. kaç gündür rejim yapiyorusssss. hem aç karna rejim yapilmassss

    bu durumda gollum diyeti'ni "iki ögün arasinda rejim yapmak" olarak açiklayabiliriz.

  • konuyu ima eden o kadar çok başlık var ki pıtırcıklı, böcekli; meramını nereye arzetmesi gerektiğini bilemiyo insan. en doğrusu açık konuşmak. (bkz: dobra)
    uygun tanım, böylesini görmedimdir.

    belli ki, bu arkadaşlar leziz bir ilişki yaşıyorlar, hatta mevzuyu evlilikle de taçlandırmışlar. (bkz: allah mesut etsin) ne güzel. keşke, bir şansları olsa da her sabah nikah memurunu kah evlerine çağırıp, kah emirgan'daki çay bahçesine davet edip aşklarını bir daha bir daha ve hatta bir daha tescil etseler. zira dışarıya yansıttıkları görüntü böyle bir ihtiyaçları olduğu doğrultusunda.

    yine bana bok yemek düşüyor gibi gözükmekle beraber, her sabah bir sürü kişinin önünde (bkz: yetmiş milyon bizi izliyor) birbirine tekrar tekrar aşk ilanında bulunan bu çift; her gün yenisi eklenen entry'lerle ilişkilerinin benim gibi dallamaların dahi ağzına sakız olmasını, sözlüğün tülin ve caner'i olmayı kabul etmiş görünüyorlar. zira bu public ortama yazılan her şey, hakları michael jackson'un olmakla beraber, fiilen artık publictir. public olan da çekilir uzatılır. ikibuçukken üç yapılır.

    insan sevdiğini göstermek ister, bunu ona bana herkese anlatmak, coşkun ruh halini patlatmak ister. ben de yapmışımdır bunu, merak eden arasın bulsun sözlükte. lakin sen bunu her sabah sadece sintaksı değişen aynı manadaki cümlelerle yaparsan derler ki "hacı baba batı yakasında değişen bir şey yok belli ki, her sabah her sabah sen bize neyi anlatıyon allaşkına?"

    kısacası, çoğunluğun algı ve normlarının dışında yürüyen bu ilişkiyi, bile isteye her allahın günü gündeme getirirsen, zaten kerameti kendinden menkul ahalinin gözüne sokarsan; o çoğunluğun içinden bununla dalga geçen de çıkar, anlamayan da çıkar, ha bir ihtimal örnek alan da olur. olmamalı ama o da olur be anam.

    bu da çuvaldız,
    sevmek suç muuu?
    kader buu mu?
    sensizrabbimcanımalsınkaderimdesenvarsın

  • önüne hiçbir eğitim-sen'linin yatmayacağı, hiçbir sol görüşlü insanın "aslında sağcı" gibi akıl almaz iftiralarla suçu başkasına itelemeyeceği taciz vakası.

    hala anlamak istemiyorsunuz; ensar vakfı olayını skandala çeviren şey sizin utanmaz tutumunuz, sizin örtbas etme çabanız.

    edit; imla.

  • katılımcılarının çoğunun özgürlükle hakla falan derdi yoktur.

    polis 8 mart'ta kadınlara, 1 mayıs'ta işçilere şiddet uygularken vur vur diye tempo tutan tipler iğneden korkuyorlar diye kendilerini özgürlük savaşçısı sanıyor. lan lideriniz abdurrahman dilipak, neyin özgürlüğü?

    vücut bütünlüğüne tecavüze karşıysanız yarın toplanmışken el kadar çocukların sünnet edilmesini de protesto edin.

    devlet dayatmasına karşıysanız, hazır bir aradayken zorunlu askerliği de kınayın.

    bunun için ilkeli omurgalı olmak gerekir. 3 cümlede 5 yalan söyleyen adamlarda ne ilkesi ne omurgası ...

  • az önce göbeği açık bi kız çıktı, "hayatım başarılarla doludur, mesela 17 yaşımdan beri yalnız yaşarım ve temiz kaldım. buradan da nişantaşına gideceğim" dedi. ayağa kalktım alkışladım helal olsun dedim, şimdi nişantaşına gidiyorum.

  • nikah memuru: "... 'yı eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?"
    gelin : "evet!"
    nikah memuru: "peki siz damat bey ... 'yı eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?"
    damat : "evet!"
    nikah memuru: "ben de evet diyorum ve 3 evetle uğurluyoruz''