hesabın var mı? giriş yap

  • rom, şeker kamışı ya da şeker kamışı melasının fermantasyonu ve damıtılmasıyla elde edilen yüzde 40 düzeylerinde alkol içeren bir içkidir. dilimizde rom olarak bilinen bu içki ingilizcede rum, ispanyolcada ron, fransızcada da rhum olarak adlandırılmaktadır. adını şekerin latincesi olan saccarum kelimesinden aldığı düşünülmektedir.rom üretimi şeker kamışı yetiştiriciliğinin karayip adalarında gelişmesi ile başlar. ilk üretim buraya afrikadan getirilen kölelerin ihtiyacı için başlamıştır. daha sonra amerikalılar tarafından da çok sevilmiştir hatta amerikada rom kola karışımı en çok sevilen ilk on içki içindedir.
    rom daha çok şeker kamışının suyunun sıkılmasının ardındankalan melas olarak adlandırılan kısımlardan elde edilir. melas sulandırılarak tekrar sıkılır ve elde edilen şıra mayalandırılır. mayalandırma süresi elde edilecek rom türüne göre değişir. dark rom larda 10 güne kadar çıkar, light rom larda 3-5 gün olur. mayalamanın ardından damıtma işlemi uygulanır.
    en çok tanınan markalar bacardi, jamaica, dry cane, captain morgan, daigyeri ve coruba olarak sayılabilir. coruba karamel renginde, daigyeri ve jamaica koyu kırmızı renktedir.

    e bide başka yerlerde bulmanızın biraz güç olacağı kokteyl reçetesi yazalım:
    zombie
    2 cl beyaz rom
    2 cl golden rom
    2 cl koyu rom
    2 cl kayısı likörü
    2 cl damerra romu -ki alkol derecesi yüzde75 tir.
    3 cl papaya suyu
    3cl ananas suyu
    3cl limon suyu
    1bar kaşığı şeker şurubu

    yalnız high ball bardakta kırık buzla servis edilir.

    e hadi afiyet olsun

  • tebrik edilecek hareket... insan olduklarını göstermiş.

    polis + faşist esnaf el birliğiyle dövülerek öldürülmüş (hüküm giydiler) bir çocuğu anması hangi kansızın zoruna gidiyorsa suratına sıçayım.

  • 4 ekim 1992 günü, amsterdam'ın schiphol havalimanı'nından tel-aviv'e gitmek için kalkan israilli el al hava yollarına ait 4x-axg kuyruk tescilli, 1862( one-eight-six-two) uçuş numaralı boeing 747-258f modeli kargo uçağı kalkışından 13 dakika sonra amsterdam şehrindeki büyük bir apartmana çakıllır ve 4'ü uçakta, 39'u apartmanda olmak üzere 43 kişi hayatını kaybeder.

    4x-axg kuyruk numaralı boeing 747'nin düşmeden önceki resmi

    uçak schiphol havalimanı'nın 01 sol (01l) pistinden yerel saatle 18:22'de kuzey başla kalkışını yaptıktan 5 dakika sonra, 6500 feete yükseldiğinde sağ taraftan gelen bir sarsıntı ve gürültüyle sağ tarafa doğru yatıp irtifa kaybetmeye başlar. pilotlar başta ne olduğunu anlamazlar. kokpit ikazlarından sağ kanatta bulunan 3 numaralı motorun yangın ikazı verdiğini görürler. (747'lerde 4 motor vardır. 1 ve 2 numaralı motorlar sol, 3 ve 4 numaralı motorlar sağ kanattadır)

    uçağın yana yatmasından ve motorun kaybedilmesinden mütevellit pilotlar amsterdam kuleye mayday ikazından bulunurlar.

    pilotların o andaki ses kaydını dinlemek için
    pilot: el al one eight six two mayday mayday, we have an emergency
    atc: el al one eight six two, roger

    kule bu andan sonra pilotlara hava alanına geri dönüp dönmeyeceklerini sorar, pilotlar geri dönmek istediklerini belirtir. 6500 feette bulunan uçağın tekrar piste inmesi için şehrin üzerinde en az iki tur atması gereklidir. bu yüzden kule pilotlara dönüş yönlerini bildirir. önce 90 yönüne, sonra 260'a ve 270 yönlerine dönmesini söyler. uçak 260'tan 270 yönüne dönerken pilotlar kuleye 4. motorun da devre dışı kaldığını bildirirler.

    pilotların o anki ses kaydı
    -schiphol one eight six two we have an emergecny number three and number four engine.... two seven for landing

    burada kaptan acil iniş için 27 pistini seçer. kule 2. turunu atan uçağa gerekli yönleri ve irtifaları verir. pilotlar iniş için hızı yavaşlattığında, yaklaşık 1500 feet irtifada uçağın kontrolleri kaybedilir.
    ses kaydı
    pilot: we have a controlling problem
    kule: you have a controlling problem as well, roger.

    uçağın kontrollerinin zayıflamasının ve hızının da azalmasının ardından pilotlar flapleri sonuna kadar açar fakat bozulan her iki motorun bulunduğu sağ kanattaki flaplerin uç kısmı açılmadığından uçağın dengesi iyice bozulur ve uçak doksan derecelik bir açıyla amsterdam'ın bijlmermeer adında kalabalık bir mahallesinde bulunan büyük bir apartmana çakılır.
    düşüş anı ses kaydı
    pilot: going down...eh...one eight six two, going down, going down, copied going down

    uçak kalkışından 13 dakika sonra, 18:35'de çok fazla insanın yaşadığı bir apartmana çakılır ve apartmanı ortadan ikiye böler. apartmanda yaşayan 39 kişi hayatını o an kaybeder ve pek çok insan da yaralanır. kazadan sonra apartmanın görüntüsü
    bunun yanında uçakta bulunan 4 mürettebatta o an yaşamını yitirmiştir.

    olayın hemen ardından kaza anında denizde teknesi içinde bulunan bir kişi uçağın iki motorunun uçak havadayken suya düştüğünü gördüğünü iddia eder. yapılan araştırmalar sonucu uçağın motorları kaza bölgesinde bulunamaz ve bu adamın verdiği ifade doğrultusunda denizin içerisinden motorlar çıkarılır. her iki motorun da aynı anda kopup düşmesi tel aviv'e askeri mühimmat taşıyan uçağa yapılmış olması muhtemel bir roket saldırısını gündeme getirir. çünkü her iki motorun da aynı anda düşmesi imkansızdır. yapılan incelemelerde 3. motorun kanada bağlı olduğu yerdeki fuse pin adı verilen pinlerin zamanla deformasyona uğradığı anlaşılır. motoru tutan bu üç pinden biri daha önceden kırılmış ve geri kalan iki pin de üçüncü pinin yokluğundan ileri gelen zorlamaya dayanamayarak kırılmıştır.

    bu resimde kazadan çok önce kırılan fuse pin yuvası görülebilir.
    resme dikkatlice bakıldığında sol yuvanın sağlam, sağ yuvanın kırık olduğu görülebilir. kırık yuva üzerinde iki adet kırılma noktası göze çarpıyor. kırılma alanlarından üstte duranın üzerine doğru bir metal çapağı uzadığı dikkat çekiyor. o metal çapağı fuse pin yuvasının kazadan çok önce koptuğunun ispatıdır.

    3. motorun neden ve nasıl düştüğü bu sayede açıklığa kavuşmuş ve terör saldırıları ihtimali ortadan kalkmıştır. fakat asıl soru 4. motorun nasıl olupta aynı anda düştüğüdür. bunun üzerine uzun süre kafa patlatan ve araştırma yapan yetkililer 4. motorun düşme sebebinin uçaktan kopan 3. motorun 4. motora çarpması olduğu kanısına varmışlardır. yani 3. motor kanattan ayrılır ayrılmaz 4. motora çarparak koparmıştır. bu sırada dış flaplerin hidrolik sistemi devre dışı kalmıştır. dış flaplerin devre dışı kalması demek uçağın düşük hızda havada durmaması demektir. daha kötüsü slatlerden sağ kanatta olanı zarar görmüş fakat solda olanı sağlamdır. bu da iki kanat arasında taşıma kuvveti dengesini altüst etmiştir. uçağın sağa doğru yatıp doksan derece dönerek çakılmasının sebebi flap ve slatlerden kaynaklanan iki kanat arasındaki mutlak denge durumunun bozulmasıdır.

  • - neden döndün ha, neden?
    - juventus küme düşürülünce herkes bir yerlere gitti. cannavaro real'e, zambrotta barca'ya. ben de sana döneyim dedim.

  • başımdan geçen bu olay sizler için bi mistik gizemli doğaüstü olay olarak gözükmeyebilir buna katılıyorum ama benim için gerçekten doğaüstü olan bir olaydır.

    sene 1996 kars/kağızman

    peder emekli astsubay. 96 da görevi sebebiyle kars ın kağızman ilçesinde oturuyoruz ve ilkokul 2 ye gidiyorum. oturduğumuz askeri lojmanın içerisinde ufak bir karakol var 8-10 tane asker mevcut. lojmanın bahçesi yani oyun alanımız aynı zamanda askerlerin eğitim alanı. askerlerle birlikte koşar onlarla şınav çekmeye çalışır yemekhanede yemek filan yerdik.

    nese yine eğitim günlerinden birinde bende kenarda oturmuş izliyordum asker abilerimizi. uzman çavuş sordu askere olum doğru nişan nedir söyle bakalım diye. asker başı önde susuyordu. bilmediğini gören uzman çavuş cumartesiye kadar ezberliyorsun dedi bende atladım bende ezberleyim mi komutanım diye uzman çavuş bana dönerek tamam sende ezberle. eğer ezberlersen sana gofret alacam dedi ve elime askerin el kitapcığını tutuşturdu.

    kitapta doğru nişan için aynen şunlar yazılıydı: "gözden,gezden,arpacığın silme tepesinden,hedefin alt kenarı orta noktasından alınan nişana doğru nişan denir".

    bu cümleyi yemeden içmeden cumartesine kadar ezberledim. nese cumartesi geldi çok heyecanlıyım. uzman çavuş geldiğinde komutanım doğru nişanı ezberleyecektik diyerek aynı ortaokulda en önde oturan kız gibi hocaaam ödev vardııı diye olayı hatırlattım komutana. doğru diyon ezberledin mi lan diye askere sordu asker cevap veremeyince bana doğru döndü ve sen ezberledin mi diye sordu. gururla ve göğsümü gere gere ezberledim komutanım diyerek sanki ilkokulda andımızı anırarak okuyan çocuk edasıyla "gözdenn gezdeen arpacığın silme tepesinden,hedefin alt kenarı ortaa noktasındann alınan nişanaa doğruu nişaan denir diye okudum. afferin diyerek gofreti hakettin demişti. sonraki günlerde getirmişti de gofretimi.
    nese kağızmandan taşınmış mersine yerleşmiştik ortaokulu ve liseyi doğru nişanı hafızamdan yer edinerek bitirdim.beynimin bir köşesinde duruyordu.

    üniversiteye gittim arkadaş ortamında ehiehi doğru nişan nedir biliyormusunuz diyerek hızlı bi şekilde doğru nişanı okuyordum. tabi onlarda ne anlatıyor bu mal diye bakıyolardı.

    üni bitti kpss ye hazırlandım beynimi yüzbinlerce gereksiz bilgi ile doldururken bile doğru nişan nedir aklımdan çıkmadı. çıkmıyordu.

    bakın ben balık hafızalı biriyim 5 kere karşılaştığım birine isim neydi hocam diye sorarım. geçen 5 yıldır değişmeyen apartman kapısının şifresini unuttum eşimi aradım da yavv bu kapının şifresi neydi diye sordum. ama bu salak bilgi hala aklımda. gözden gezden...allah ım her boku unuturken en büyük korkum alzaymır olup herşeyi unutmak iken nasıl nasıl olurda bu salak bilgi beynimi meşgul eder beynimden çıkmaz diye kafa patlatır dururdum.

    nese vatani görevimi yapmak amacıyla istanbul çatalca da bulunan sancaktepe kışlasına bakım onbaşı olarak teslim oldum. eğitim sürecindeyiz bir uzman çavuş var başımızda size yemin ederim lakabı kurşun asker. adam emekliliğine çok yakın olsa bile 0 lakayıtlık askeri bilgileri üst düzey tam bir terminatör adam. örn montun kapşonunu çıkardığımda kapşooon - 3 dereceedee bölük komutanı emriyle çıkarılır teyyareee diye uyarır, 22 yaşında ki astsubay çavuşa bile tekmil verip bişeyler soran bir adam bu. gerçekten şahsına münhasır bir adam. onun kadar iyi asker gerçekten görmemiştim asker çocuğu olmama rağmen.

    birgün eğitimdeyiz kurşun asker ortamızda 150-200 tane kısa dönemin eğitimini veriyor ve adam puştluğuna verilmemiş tüm bilgileri bizlere soruyor. seeen teyyaree söyle lan g3 ün özelliklerini. seen teyyare söyle kırmızı 2 ne ? haaa aval aval ne bakıyon laaaan teyyaree diye bizimle hafif eğlenmekte idi.

    aynı rehin aldığı amerikalı askerlerle eğlenen kamboçyalı komutan gibi parmağıyla 150 200 kişi arasında dolaştırdı ve beni işaret etti.

    söyle laaaan teyyare doğru nişan nedir?

    tanrının bana verdiği ulvi görev son bulmuştu. bu hayata geliş amacım buydu. yıllarca beynime kazınmış şey bir anlam ifade etmişti. tekmil verdim hayvan gibi bağırarak bu boktan bilginin birgün işe yaradığını görmenin mutluluğuyla okuyordum doğru nişanı.

    debe edit: öncelikle teşekkürler arkadaşlar bi çok arkadaş mesaj atmış sonrasında ne oldu diye. arkadaşlar sonrasında aslına bakarsanız çok enteresan. ben doğru nişanı okuyunca alanda herkes şok oldu. kimseden çıt çıkmamıştı. komutanımız sadece suratıma baktı. dinlenmeye çekildiğimizde yanına gittim çok heyecanlıydım. komutanım bu sorduğunuz soruyu ben ilkokul 2 den beri ezbere bilirim dedim. inanırmısınız hiçbir şey demedi ne mimiği oynadı ne aferin lan dedi. sanki onun ulvi görevi de bana o soruyu sormaktı sadece yüzüme bakıp gitti.

  • başkalarını cahillikle suçlayan ama kendileri cahil olan arkadaşların yargıladığı eylemdir.

    öncelikle telegram'ın kurucuları ruslardır, ancak daha önceki oluşumlarına (bkz: vk) rusya tarafından el konulduğu için telegram'ı dubai merkezli kurmuşlardır, hatta yanılıyorsam kendileri rusyada aranan kişiler. şu anda daha önceden aldıkları yatırımlarla ve kendi ceplerinden yiyerek telegramı ayakta tutuyorlar.

    signal'ı açık kaynak kodlu diye öven arkadaşlar telegram'ın da açık kaynak kodlu olduğundan bihaberler zannediyorum. kaldı ki bir yazılımın açık kaynak kodlu olması size gerçek hiçbir güvence vermez.

    mesajlaşma uygulamalarında asıl olan uçtan uca şifrelemedir, ancak bunun gerçek olması da şart tabi. whatsapp söylediği gibi uçtan uca mesajlarınızı şifreliyor olsaydı datanızı satamazdı zaten.

    telegram'ın bunun için bir çözümü var, yüksek hassasiyetli mesajlaşmalarınızı secret chat'ler üzerinden yapabilirsiniz.

    sunucu ya da veri merkezi işletme merkezi maaliyetlerinden haberi olmayan sevgili arkadaşlar, birinin size 21. yy'da ücretsiz, tamamen güvenli, reklamsız, ve verilerinizi kullanmayan bir yazılım sunacağını sanıyorsanız, maalesef yanılıyorsunuz. görece daha iyi olanını kullanmaya çalışın :)

    edit: imla, uyaran arkadaşlara teşekkürler:)

    edit 2: özel mesaj yoluyla ulaşıp hangi uygulamayı kullanmak gerektiği ile ilgili çok soru soran arkadaş oldu, topluca cevap vereyim. sevgili arkadaşlar, ben telegram kullanıyorum çünkü yeteri kadar güvenli olduğunu düşünüyorum ama aslında türk halkının bu gizlilik sözleşmesinden önce kafaya takması gereken çok sayıda şey vardı ama çoğu unutuldu.

    sosyal medya kanununun 5. maddesine göre 1 milyondan fazla üyesi olan sosyal ağ sağlayıcılar verilerini türkiye'de bulundurmak zorunda (tabi bu sosyal ağa bağlı olmayan mesajlaşma uygulamaları için sorun değil ancak facebook instagram whatsapp bunlar aynı yere bağlılar). türkiye'deki data centerların güvenilirliği ile ilgili herhangi bir veri var mı elimizde, ya da bunun servis sağlayıcısı kimdir biliyor muyuz? onu geçelim, bundan seneler önce bir btk yönetmeliği ile bütün servis sağlayıcılarının (ttnet, uydunet vs.) kullanıcılarının hareketlerini kaydetmeleri ve saklamaları zorunlu kılındı. tarayıcınız üzerinden gönderdiğiniz her paket belirli bir süre için kaydediliyor. yani aslında bakarsanız whatsapp'ın güvenlik sözleşmesinden önce kafaya takacak çok fazla şey var.

  • stoacıların ulaşmak istediği durumdur apatheia. duygusuzluk olarak açıklamak yanlış olur. apethia hayatın olay akışında bizim duygusal durumumuzda yaşanan iniş çıkışları minimize etmektir hatta duygu durumunun stabil olmasıdır bu hem pozitif hem de negatif olaylar karşısında geçerlidir. stoacılar insanı mutluluktan alı koyan şeyin hayatta olumlu yaşanan bir şey olsa dahi yaşanan çıkışların olduğunu düşünür çünkü bu çıkışlar inişleri de olacaktır keza yaşanan olumsuz şeyler de aynı şekildedir.