hesabın var mı? giriş yap

  • matematiği gün geçtikçe zorlaştırmasına rağmen hala süresini uzatma gibi bir gerekliliği yerine getirmeyen kurumun sınavı. çok ilginç gerçekten, tarih, coğrafya, ingilizce ve matematik sorularının her biri için aynı süre veriliyor. misal ben fonksiyonun bir birim yukarı taşınmış halinin integralini alıp 0-1e oluşan dönel cismin hacmini bulup sonrasında altta oluşan silindirin hacmini bundan çıkarıcam ve sonucu bulucam, sözelci arkadaş da şıklardan almanya'nın ikinci dünya savaşındaki müttefiklerini işaretleyecek veya dilci arkadaş 3 satırlık paragraftaki boşluğa uygun kelimeyi işaretleyecek. üçümüze de 1buçuk dakika, çok adil valla.

    edit: pek çok mesaj geldi, istemediğim bir şekilde sanki burada sayısal alanların süresinin arttırılmasını değil de, sözel alanların süresinin kısaltılmasını istediğim sanılmış. bakın arkadaşlar ülkede verilen eğitimin(sözel ya da sayısal ya da dil) hiç bir şekilde bu ölçme-değerlendirme sistemiyle uyuşmadığının farkındayım, özellikle eğitimciler bunu hatırlatıyor ancak biz zaten 12 sene bu saçmalığın, pisliğin, yanlış yöntem ve müfredatların, tarih öncesi yöntem ve bilgilerin beynimize tıkıldığı sistemde, 2 milyon öğrencinin girdiği sınavdan 1.2 milyonunun 180 barajını geçemediği öğrenci potansiyeline sahip bir ülkenin az da olsa bilinçli, hedefi olan öğrencileri olarak pek çok şeyin farkındayız. bu ülkede sözelcilerin, eşit ağırlıkçıların ve dilcilerin(kısaca sayısalcı olmayan herkesin) ne kadar dışlandığının, iş imkanlarının yetersizliğinin, sayısal seçmedikleri için aptal olarak nitelendirildiklerinin de farkındayım, sırf bu hastalıklı sistemdeki bu algı yüzünden ben sözele yatkın bir öğrenciyken işsizlik korkusuyla sayısala yöneldim. hiç bir alanı, bu alanın öğrencilerini, öğretmenlerini küçümsemek gibi bir niyetim yok, ancak gerçekten objektif olarak cevap verin, hanginiz sözel bir soruyla, 7/24 kullandığınız dille yazılmış ve bunun üzerinden çözeceğiniz bir soruyla(yabancı dile de sonuçta gün içinde sürekli maruz kalıyoruz), tamamen semboller ve sayılar üzerinden işlenen ve çözülen bir sorunun aynı sürede çözülebileceğini iddia edebilir. hanginiz denklemde tek bir rakamı koymadı, işlemi eksi yerine artı aldı diye, farkında olmadan soruyu sonuna kadar çözüp, hem süre hem de net kaybediyor?cümledeki tek bir harfi yanlış okuduğunuz için, 1,5 dakika ayırdığınız soruyu yanlış çözdüğünüzü sanmıyorum.

    kıssadan hisse, amacım kimseyi küçümsemek ya da sayısal>sözel gibi sığ, cahil insan argümanları sunmak değil, üniversite yerleştirme sınavında sayısal alan öğrencilerine de bi yerlerinden ter akmayacak, bir çözdüğünü bir daha kontrol edebilecek, sağlıklı bir şekilde ölçülüp değerlendirilebilecek sürenin verilmesinin gerekliliğini vurgulamaktır.

  • çok doğru bir açıklama. çünkü gece klubü denilen yerin tadı en çok 50 yaşlarında çıkar wtf?

    kardeş ben 22 yaşında üniversiteyi bitirmiş, işime güce bakıyordum. sanki bana 15 lik kızdan bahsediyor..

  • japonya'nın yerel zamanına göre 17 ocak 1995 tarihinde, saat 5:46'da (kaynak 1) utc'ye göre ise 16 ocak 1995 tarihinde, saat 20:46'da (kaynak 2) osaka körfezi'nin açıklarında yer alan awaji adası'nın kuzeyinde, 34.583 kuzey enlemi ve 135.018 batı boylamı koordinatında, 21.9 km derinlikte, nojima fayı üzerinde meydana gelmiştir. büyük hanshin depremi olarak da bilinmektedir.

    merkez üssü kobe'ye yaklaşık 20 km mesafededir.

    şekil 1. macroseismic intensity map

    şekil 2. nojima fayı ve depremin episantrı

    depremin moment büyüklüğü 6.9'dur (kaynak 3).

    depremin en büyük yer ivmesi (peak ground acceleration) jma'nın osaka istasyonu'nda 0.849 g ve kobe merkez'de 0.834 g olarak kaydedilmiştir. bu değerlerin görece yüksek ölçülmesinin sebebi pleistosen çökelleri üzerindeki istasyonlardan alınan ölçümler olmasıdır. büyük kısmında sıvılaşma meydana gelen port adası'nda düşey ivme değeri 0.566 g ve yatay ivme değeri 0.348 g olarak ölçülmüştür.

    kobe depremi'nin diğer depremlerden farklı olan noktalarından biri, depremin merkez üssü awaji adası'nda meydana geldikten sonra fay kırığı üzerinde kobe'ye doğru devam etmiş olmasıdır. bu fenomen, deprem mühendisliği'ne "yönelim" kavramını eklemiştir. yönelim, deprem başladıktan sonra momentum kazanmaya başlaması ve fay boyunca devam etmesidir. depremin enerjisini bir nevi fay sonuna doğru göndermesidir. bu depremde kırığın bittiği yerde kobe vardı. dolayısı ile depremin enerjisi merkez üssünden daha çok kobe'yi etkiledi.

    1995 yılı için maddi zarar, direkt ve dolaylı toplam 102 milyar dolardır. bunun en büyük sebeplerinden biri liman yapılarının sarsıntı ve sıvılaşma ile ciddi zarar görmesidir. liman, kobe'nin en büyük gelir kapısıdır. 1995 senesinde bu liman, japonya'nın o dönem sahip olduğu en büyük limandı. limandaki büyük yıkımın ardından su yolu taşıma firmaları başka limanlara gitmek zorunda kaldı. uzun süren yenileme çalışmaları esnasında bu liman üzerinden yapılan ticaret durdu ve bazı firmalar bu limanı uğrak noktası olmaktan çıkardı. 25 yıldan fazla süre geçmesine rağmen, kobe hala deprem sebebi ile kaybedilen müşteriyi telafi edememiştir.

    liman ve ona bağlı olan yapılan herhangi bir ülkenin en büyük ticaret damarıdır. örneğin, los angeles'da yer alan long beach limanı, abd'nin asya ile yaptığı ticaretin merkezi olup, yıllık birleşik ithalat ve ihracat değeri 100 milyar dolardır. yaklaşık 370.000 kişiye iş sağlamaktadır, eyalet ve yerel vergi gelirlerinde yılda 5.6 milyar dolara yakın bir değer yaratmaktadır (kaynak 4).

    kobe depremi, dünya genelinde 11 mart 2011 japonya depremi'ne kadar en fazla maddi kaybın yaşandığı felakettir.

    şekil 3. liman'dan görüntü

    bu depremin en belirgin karakteristiklerinden bir diğeri ise, düşey ivme değerlerinin genel olarak yatay ivme değerlerinden yüksek kaydedilmesidir. kobe depremi'ne kadar tasarımlarda esas alınan parametre yatay ivme değerleriydi. bu depremin ardından deprem mühendisliği çerçevesinde yapılan çalışmalara düşey ivme değerleri de dahil edilmeye başlanmıştır.

    kobe çevresi ve awaji adası'nda toplam 5502 kişi hayatını kaybetmiş ve 36 896 kişi yaralanmıştır. manevi kayıpların % 90'ından fazlası honshu adası'nın güneyinde sahil boyu üzerinde kobe ve nishinomiya arasında yaşamaktaydı. en az 28 kişi nishinomiya'daki heyelan sebebi ile vefat etti. yaklaşık 300 000 kişi geçici yerleşim yerlerine tahliye edildi. 200 000'den fazla bina hasar gördü ya da yıkıldı. episantr bölgesinde çok sayıda yangın, gaz, su ve elektrik kesintileri meydana geldi.

    şekil 4

    awaji adası'nın kuzey kesiminde 1.2 ila 1.5 metre yatay yer değiştirme ile 9 kilometre boyunca sağ yanal yüzey faylanması gözlenmiştir. episantr civarında sıvılaşma da meydana geldi.

    2012 yılında yayınlanan, büyük hanshin - awaji depremi, istatistik ve restorasyon ilerleme raporuna göre direkt kayıplar;

    - yapısal zarar
    - yangın zararı
    - trafik ağı
    - liman yapıları
    - sıvılaşma
    - altyapı servisleri
    - parklar
    - nehirler ve dağlar üzerindeki yapılar
    - fabrikalar
    - küçük ve orta ölçekli işletmeler
    - turizm
    - ziraat ve balıkçılık

    üzerinden hesaplanmıştır. dolaylı kayıplar ise 1.5 milyonluk kobe şehrinden 310 000 kişinin ayrılması ile hesaplanmıştır.

    kaynaklar
    - kaynak 1
    - kaynak 2
    - kaynak 3
    - kaynak 4
    - the great hanshin-awaji earthquake statistics and restoration progress report, 2012

  • çok değil 20-25 yıl sonra bu yeni doğan bebekler büyüyüp bir de onlar çocuk yaptığında işte o zaman durumun vehameti ortaya çıkacak. türk halkı, türkiye'de azınlık olacağı günleri görecek.

    edit: bazı arkadaşlar diyor ki “bu veriler istatistiksel olarak hiçbir anlam ifade etmez.” açın o zaman kaç milyon suriyeli bu ülkede var ve doğurganlık hızına bakın.

    2018 yılında gerçekleştirilen türkiye nüfus ve sağlık araştırması (tnsa-2018) verileri

    doğurganlık hızı: 5.3, sene 2018.

    görsel

    görsel

    siz oturduğunuz rezidanslardan nasıl çoğaldıklarını göremezsiniz. biraz arka mahallelere inerek bu grafiklerin kat ve kat üstünde olduğunu kendi gözlerinizle göreceksiniz.

    edit 2: bir de böyle yazanlar var:

    görsel

    tercih sizin. sen öyle diyorsan öyle olsun.
    ama ben hiç ammar el bekir isminde bir türk görmedim. yine de sen bilirsin.

    edit 3: faşist olduk aq.