hesabın var mı? giriş yap

  • terlikler dünyasının arafında yer alan bir terlik türü. bu terlik, ne bizim evde giydiğimiz terlikler kadar rahat ne de misafir terliği
    kadar yenidir. genellikle ayakkabıların, terliklerin olduğu dolabın en arkasında bir yerde bir suçluluk vesikası gibi durur. bu terlik, bizim giydiğimiz yahut misafirlerin giydiği terliklerin artık tipi tamamen kaymış bir versiyonudur. bu terliği eve gelen bir usta giydiği zaman artık ne kendimiz giyeriz, ne de misafirlere giydiririz. usta terliği olmuştur o bir kere... maşallah ustaların ayakları da genelde kar canavarı yeti gibi olduğu için zaten eskimiş terliğin tipi usta giydikten sonra iyice kayar.

    eve gelen kibar usta, "yalnız şöyle bir terlik alabilirsem" diye bizden terlik rica ettiğinde, ya da mahcup bir şekilde ayakkabılarını çıkartırken, usta gelecek diye hazırladığımız terlikleri şakkadanak çıkarırız. "buyur usta, terlik vereyim sana, rahat et" deriz. sanki o an düşünmüşüz gibi... oysaki o terlikleri çok önceden ayarlamışısızdır biz usta için... bunlar bizim eski terliklerimizden ya da yamulmaya başlamış misafir terliklerinden türetildikleri için eve gelen ustanın ayağında biraz komik gözükebilir. şirinlik olsun diye dil çıkaran köpekli pofuduk terlik almışız, eskimiş, hemen ustaya verilecek terlik yapmışız... lan yılların tesisatçısının ayağına yakışıyor mu şimdi o pofuduk terlik? bu adam yaşar usta gibi dellenip dokunma köselelerime, dokunma kunduralarıma diye lokma anahtarla omurilik soğanımıza vursa? ondan sonra allah korusun hangi pozisyondaysak öyle kalabiliriz ömür boyu. lise biyoloji kitaplarında yazar bu... bu vesileyle geçmişteki hatalarım için tüm ustalardan özür diliyor, hepsini tek tek öpüyor, sevgiyle kucaklıyorum. helal olsun size bir dikişte içtiğiniz bardak bardak soğuk sular...

  • olay adana'da gerçekleşiyor. evli ve 3 çocuklu bir adam kripto para borsasında 450 bin tl kaybedince cinnet getirerek ilk önce eşini öldürüyor sonra kendi kafasına sıkıyor.

    https://www.haberturk.com/…pto-para-cinneti-3297198

    madem para sizin için bu kadar değerli büyük paralarla riske girmeyin bu borsada. olan 3 tane çocuğa oldu. bu travma hayatlarında çok büyük yaralar açacak. çok üzüldüm.

    edit:

    para kaybetmiş veya ileride para kaybetmesi muhtemel gençlere bir tavsiyem var. iyi dinleyin beni. 80-90 yaşında dolar milyarderi bir yaşlıya tüm serveti karşılığında 25-30 yaşlarına dönebileceği söylense sizce kabul eder mi? bence kesinlikle kabul eder. yani gençler paranın bir önemi yok çalışırsın kazanırsın ama geçen zamanın bir telafisi yok o yüzden gençliğinizin kıymetini bilin.

  • yine türbanlı bacılar mağdurum da mağdurum edebiyatı yapıyor. çıkmış bir başka dövmeli ve açık giyinimli troll kız, lgbt'yi desteklerken niye başörtülüleri desteklemedin diye saçmalıyor. karşında hizbullah var senin yakında o dövmelerin ve açık giyimin yüzünden seni dört duvara kilitleyip sahiplendirmek isteyecekler bre akılsız satılık köpek.

  • çok antipatik bir tweet.

    yıldız haklı, hayko haksız. oturmuşsun tatil beldesindeki villanda; şehrin göbeğinde bile otursa sabahın 7'sinde o karanlıkta işe/okula giderken ''ulan inş köpek çetesi çıkmaz karşıma'' diyen insanlara twitter'da felsefe yapıyorsun.

  • hızlı gidilebilecek bir yolda herkes tın tın gidiyorsa var bu işte bir ibnelik deyip sen de tın tın gideceksin.

  • bugün açıklanmıştır

    sivas’ın hesabının sorulması açısından değerlidir.

    insanlık suçlarına zaman aşımı işlemez!

    --- spoiler ---

    sivas katliamı davası'nın zaman aşımından düşmesi üzerine ceza almaktan kurtulan sanık ihsan çakmak'ın 2008 yılında ibb ispark aş'de işe başladığı tespit edildi. ibb, şahsı işten çıkardı.
    --- spoiler ---

  • tebligatlar 14/1 den gitmiş. bu maddeye göre tehdit veya hakaret olması lazım. hükümet istifa demenin hangi kısmı hakaret, hangi kısmı tehdit. adeta demokrasinin çöküşü. her şekilde iç hukukta veya yetmezse aihmde kalkar bu yasaklar ancak sanırım amaç bu süreçler geçene kadar başkalarının protesto etmesini önlemek olsa gerek.

  • bugün aldığım şey. içini daha açmadım ama en güzel hediye olacağını hissedebiliyorum. ağır biraz. üzerinde kırmızı bi nokta var yanıp sönüyor, böyle diiit diit diye ses çı

  • açılın polis geldi :)
    günde 50 ila 150 arası gbt sorgusu yapan bir polis olarak kimi neden neye göre çevirdiğimizi anlatayım.
    sakal diyenler olmuş büyük oranda haklılar evet uzun bakımsız sakalı olanlari çeviriyoruz.
    çirkinler biraz genel bi tabir olmuş ama yine büyük oranda doğru, içinin pisliğinin yüze yansıması diye bi şey gerçekten var. ben hiç yakışıklı torbaciya denk gelmedim.
    yaş önemli bi kriter evet 20 30 yaş arası olanların asker kaçağı çıkma ihtimali yüksek bu yüzden sekmez çevrilir mutlaka
    ceplerinde, belinde veya herhangi bir yerinde kabarıklık olanı çevirmeyen polis silahını kimliğini bıraksın gitsin zaten.
    en önemli kriter benim için tas kafa dediğimiz saç traşına sahip tipler, bunlar 15 25 yaş arasindaysa büyük oranda hirsizliktan suç kaydı çıkar...

  • dil öğrenimi / edinimi üzerine genelleme yapmaktan en çok imtina edilmesi gereken konulardan biri çünkü burada bahsedilen şey hala birçok noktada bilimsel açıklamaların ve çalışmaların yetersiz olduğu bir konu olan insan zihninin dil edinimi sırasında nasıl çalıştığı.

    bu konuda ortaya birçok hipotez atılmıştır; bunlardan en önemlileri chomsky'nin innatist yaklaşımıdır. kendisi insanların doğuştan bir dil öğrenme yetisi ile doğduklarına *, ikinci bir dili de anadillerini öğrendikleri gibi öğrendiklerini söyler.

    ayrıca krashen'in monitor theory ve comprehensible input'u da içeren 5 teorisi bu konuya farklı yaklaşımlar eklemiştir. krashen, öğrenme ile edinimi ikiye ayırır; öğrenmenin bilinçli, edinimin ise bilinçli olmadan (natural) bir şekilde gerçekleştiğini savunur.

    bu konuda daha bir çok akademisyenin farklı görüşleri var fakat asıl bahsedilmesi gereken ve birçok kişinin üzerinde durduğu noktalardan biri de bilingual - multilingual olarak insanları neye göre ayırmamız gerektiği. yani "birden fazla dili mükemmel düzeyde bilmek" mümkün mü? bilmek'ten kasıt nedir? "derdimi anlatacak kadar ingilizce biliyorum" mu? "annem-babam gürcü, kulak aşinalığım var konuşulanı anlıyorum ama konuşamıyorum" mu? "üç ay almanya'da kaldım, az çok anlayabiliyorum" mu? "akademik düzeyde konuşma, yazma, dinleme ve okuma becelerilerim ingilizce'de yüksek ama fransızca'da orta seviyede" mi? "ortaokulda lisede görüğümüz ingilizce işte" mi? hatta ve hatta "kuran kursuna gitmiştim, kuran arapçası okuyabiliyorum ama anlayamıyorum" mu?

    bu yukarda saydığım özelliklerden en az birine sahip olan bir kişiyi (ebeveyn dilinin türkçe olduğunu varsayarsak) biligual hatta birkaçına sahipse multilingual olarak kabul edenler var. bu kişiler için önemli olan şey dil öğrenme sisteminin bilişsel olarak devreye girmesi. yani, eğer minimum düzeyde bir ikinci dil bilgisine sahipseniz, siz artık monolingual (tek dilli) değil, biligual (çift dilli) olarak kabul edilebiliyorsunuz bu görüşe göre çünkü zihniniz artık bir sistemle bir dile değil, iki dile göre çalışmaya başlamış.

    bu noktada tartışılması gereken nokta bilingual olma dereceleri veya sınıflandırmaları. birçok kişi ikinci bir dilde sadece adını, yaşını söyleyebilen kişilerin bilingual kabul edilemeyeceğini savunabilir. bu noktada dilin hangi fonksiyonuna ne kadar hakim olunduğu daha büyük bir önem kazanıyor. yani bir kişi compound bilingual * mı yoksa co-ordinate bilingual * mı? weinreich'e göre bu ayrımda compound bilingual kişilerin tek bir dil öğrenme sistemi vardır ve iki dili de bu yolla öğrenirler. misal, almanya'da yaşayan türklerin hem almanca hem türkçeyi öğrenmeleri veya iki resmi dili olan kanada'da hem ingilizce hem de fransızcanın aynı anda öğrenilmesi gibi. co-ordinate bilingual kişiler ise her dili ayrı ayrı öğrenir, bir türkün ingilizceyi türkiye'de öğrenmesi gibi. buradaki asıl konu, kişinin dili kullanırken işleyen bilişsel mekanizmaları ayrı ayrı mı yoksa aynı anda mı kullandığı. örneğin, türkiye'de ingilizce öğrenmiş kişilerin konuşurken yazarken önce türkçe düşünmesi fakat diğer grubun iki dilde de aynı şekilde düşünüp dili kullanabilmesi. burada durum sadece kişisel becerilere bağlı değil tabi, ailenin konuya yaklaşımı, sosyo-ekonomik durumu..vb faktörler de dilin gelişimini önemli ölçüde etkiler. eğer siz türkiye'de ingilizce öğrenip tek mekanizmayla dili kullabildiğinize inanıyorsanız, ebeveyn diline yakın bir yeterliliğiniz var diyebiliriz.

    avrupa'da bu soru işretlerini en aza indirgemek için bir çerçeve planlaması yapıldı; adı da: common european framework of reference for languages, yani, ortak avrupa dil ögretim çerçeve plani, başka bir deyişle avrupa dil portfolyosu. bu çerçeveye göre bazı seviyeler belirlendi ve kişiler bu testleri geçtikleri ölçüde seviyelerini söyleyebilir, "derdimi anltacak kadar biliyorum"u belirlenmiş bir taslak üzerinden ifade edebilir oldular. buna göre a1, a2, b1, b2, c1 ve c2 şeklinde gruplamalar yapıldı. böylece insanlar yabancı bir dil öğrendiklerinde seviyleri sorulduğunda c2 derlerse anlayabileceğimiz şey şudur: "dinleme: ister canlı ister yayın ortamında olsun, hiçbir konuşma türünü anlamakta zorluk çekmem. sadece normal anadili konuşma hızında ise, aksana alışabilmem için biraz zamana ihtiyacım olabilir. okuma: kullanım kılavuzları, uzmanlık alanına yönelik makaleler ve yazınsal yapıtlar gibi soyut, yapısal ve dilbilgisel açıdan karmaşık hemen hemen tüm metin türlerini kolaylıkla okuyabilir ve anlayabilirim. karşilikli konuşma: hiç zorlanmadan her türlü konuşma ya da tartışmaya katılabilir; deyimler ve konuşma diline ait ifadeleri anlayabilirim. kendimi akıcı bir şekilde ifade edebilir, anlamdaki ince ayrıntıları kesin ve doğru bir biçimde vurgulayabilirim. bir sorunla karşılaşırsam, geriye dönüp, karşımdaki insanların fark etmelerine fırsat vermeyecek bir ustalıkla ifadelerimi yeniden yapılandırabilirim. sözlü anlatim: her konuda bağlama uygun bir üslupla ve dinleyenin önemli noktaları ayırt edip anımsamasına yardımcı olacak şekilde konuşmamı etkili ve mantıksal bir şekilde yapılandırabilir, açık, akıcı bir betimleme ya da karşıt görüş sunabilirim. yazili anlatim: uygun bir üslup açık, akıcı metinler yazabilirim. okuyucunun önemli noktaları ayırt edip anımsamasına yardımcı olacak etkili, mantıksal bir yapılandırmayla bir durum ortaya koyan karmaşık mektuplar, raporlar ya da makaleler yazabilirim. meslekî ya da edebî yapıt özetleri ve eleştirileri yazabilirim.

    diğer seviyeler için ayrıtılı bilgi;
    http://adp.meb.gov.tr/nedir.php

    birden fazla dili mükkemmel düzeyde bilmek, sadece tek bir faktörle anlaşılabilecek bir olgu değildir. burada mükemmel düzeyde bilmekten kastımızı açık bir şekilde belirlememiz lazım. şimdiye kadar yapılmış birçok araştırmanın sonucunda kişilerin ebeveyn diline yatkın bir yeterliliği kazanabildiği fakat aynı yeterliliği telaffuzda kazanamadığını biliyoruz. her almanya'da doğup büyüyen kişinin de almancaya olduğu kadar türkçeye da aynı "mükemmellikte" hakim olamadığını da biliyoruz, yoksa sözlükte de almancı türkçesi diye bir başlık olmazdı zira.

  • ilk albümleri history of a time to come ile birlikte bu albüm de ayrı bir sabbat başyapıtıdır. bir önceki albüme göre sound daha olgun ve yine tamamen kendine özgüdür. çocukken bu albümün plağının iç kısmını (sözlerin yazılı olduğu) bir şekilde ele geçirmiştim, nasıl oldu hala hatırlamam. bu albümün sadece oturup kapağına bakmak, onu izlemek bile acaip duygular yaşatır bana. albümün tam adı dreamweaver (reflections of our yesterdays) olarak geçer.