hesabın var mı? giriş yap

  • çok net olarak özlediğimiz modern türkiye çocuklarını içeren kliptir. bu klipte emeği geçen herkesin gözlerinden öpüyorum. bu kötü günlerde bize bu güzel görüntülerle bir nebze olsun nefes aldıran deniz kuvvetlerine teşekkürler.

    edit: modern türkiye çocukları lafını kullanmam birilerinin zoruna gitmiş. anlamadığı şey şu ki modern demek sadece görüntü demek değil, tabi günahsız sabilere hallenen arkadaşların bunu anlamasını beklemiyorum.

  • ab komisyon'u tarafından toplam kesilen ceza 2.42 milyar avro tutarındadır. cezanın sebebi, google'ın karşılaştırmalı alışveriş hizmetleri pazarındaki hakim durumunu kötüye kullanmasıdır.

    komisyon incelemelerine göre;

    "...
    - google sistematik bir şekilde kendi karşılaştırmalı alışveriş hizmetiyle ilgili sonuçlara öncelikli olarak yer vermiştir:

    tüketici google arama motorunda google'ın karşılaştırmalı alışveriş hizmetinin göstereceği sonuçlarla ilgili arama yaptığında, google'ın kendi hizmetleri, arama sonuçları içinde en üstte ya da üste yakın yerlerde çıkmaktadır.

    - google arama sonuçları içerisinde kendi rakiplerinin karşılaştırmalı sonuçlarını en aza indirgemiştir:

    rakiplerin karşılaştırmalı alışveriş hizmetleri, google tarafından tasarlanan algoritmalara bağlı olarak sonuçlarda gözükmektedir. google, bu algoritmalardan birtakım kriterleri çıkararak, rakiplerin karşılaştırmalı alışveriş hizmetlerinin sonuçlarda çıkma ihtimalini azaltmıştır. deliller göstermektedir ki, google'ın en büyük rakiplerinin dahi hizmetleri, google arama sonuçlarında ortalama dördüncü sayfada, diğer rakiplerin ise daha bile sonraki sayfalarda gözükürken; google'ın kendi hizmetleri, rakiplerin maruz kaldığı algoritma indirgemelerine tabi tutulmamaktadır.

    sonuç itibariyle, google'ın karşılaştırmalı alışveriş hizmetleri google sonuçları içinde tüketicilere daha görünür hale gelmekte iken, rakiplerinki daha az görünür vaziyettedir.

    deneyimler göstermektedir ki, tüketiciler görünür sonuçlara, örneğin google'ın arama sonuçlarında üstte yer alan sonuçlara, diğerlerine nazaran çok daha fazla tıklamaktadır.

    ...

    bu da şu anlama gelmektedir ki, google rakiplerini dışlayarak kendi karşılaştırmalı alışveriş hizmetlerine öncelikli olarak yer vermiş ve kendisine rakipleriyle karşılaştırıldığında önemli bir avantaj sağlamıştır..."

    http://europa.eu/…d/press-release_ip-17-1784_en.htm

  • sağ gösterip sağ vurmak ya da kısaca sağ vurmak şeklinde özetlenebilecek vuruş şekli fazla tahmin edilebilir hale gelince sağ gösterip sol vurmak taktiğini geliştiren vurucuların, bu taktiğin de tahmin edilebilir hale gelmesiyle geliştirdikleri taktik. başa dönüş. kulağını tersinin tersinden gösterme.

    özellikle sinema, edebiyat alanlarında boy gösteriyor. diyelim bir filmde yönetmen gözümüze katilin uşak olduğu yönünde birçok ipucu sokuyorsa, ilk etapta şöyle düşünüyoruz: "sağ gösterip sol vuracak pezevenk, şüpheler çok fazla uşağa çekiliyor, aslında katil uşak değil oğlum". fakat daha sonra yönetmenin tam olarak biraz önceki şekilde düşünmemizi isteyip istememiş olabileceğine kafa yoruyoruz ve düşüncemiz şu hale evriliyor: "oğlum düşündüm de katil aslında gerçekten uşak. yönetmen özellikle şüpheleri uşağın üzerine çekerse katilin uşak olmadığını düşüneceğimizi biliyor, vay ipne".

    fakat anlaşılacağı üzere bokunun çıkarılmasına çok müsait bir denklem bu. sağ gösterip sol vuracakmış gibi yapıp sağ vuracakken birden sol vurmak gibi. bir kademe ilerisi ise resmen terbiyesizlik. örneğin bir futbolcu bu kadar feyk atarsa ya rakibi kafa göz girişir, ya da bir noktadan sonra kontrolünü kaybedip topu kaybeder. yapmayın. yolunuz yol değil.

  • ya amk merici gelmis bunu da normallestiriyor. erkekler hep boyleymis de bilmem ne. agzina işesin o kızlar senin.

    t:iğrenç olay.

  • kesin olmayan durumdur. rivayete göre, terhisten sonra sanki asteğmen arkadaşımız subaylığa devam etmişçesine arada geçen süre hesaplanarak rütbe bulunuyor imiş. yani terhisten sonraki 3 sene içerisinde savaş çıkarsa teğmen, 3-9 sene ise üsteğmen, 9-15 sene yüzbaşı gibi. yaklaşık 40 yıl önce terhis olanlar genelkurmay başkanı olarak savaşa katılıyor bu hesaba göre.

  • ilk entryde verilen örnekte durumun biraz yanlış anlaşıldığını düşündüğüm kuram.

    hızınız yükseldiğinde atom altı parçacıklarınızın hareketi de yavaşlar, ışık hızında ise durağan hale gelir. yani zaman sadece sizin için durur. ya da ışık hızına yakın hızlarda seyahat ederseniz zaman sizin perspektfinizde yavaşlar. ancak size göre zamanın akış hızı aynıdır. yani, siz bu değişimi pek hissedemezsiniz. bir varış noktası olarak ayı düşündüğünüzde kafanız karışır.

    varış noktası olmaksızın bir f1 aracı ve bir ışık hızında gidebilen aracı "dünyada durağan halde duran bir gözlemcinin saati" ne göre harekete geçirelim ve 1 yıl boyunca amaçsızca uzayda dönsünler.

    dünyada geçen 1 yılın arından f1 aracındaki saatin henüz 360 gün kadar zaman saydığını, uzay mekiğindeki saatin ise henüz bir kaç dakika bile saymadığını görürüz. yani bu sırada zaman her gözlemci için farklı akar ancak hiç bir gözlemci kendi çerçevesindeki değişikliği hissetmez. uzay mekiğinde bulunan kişi gerçekten bir kaç dakika yaşlanmıştır çünkü onun atomları bozunma-eskime sürecini diğerlerine göre yavaşlatmıştır. aynı şey gravitasyon ile de gerçekleşir;

    eğer saturn'e gidip yerleşirseniz sizin kolunuzdaki saat 1 saat ilerlediğinde bizim dünyadaki saatlerimiz çoktan bir kaç saati tamamlamış olur. yani algı herkes için yereldir. bu iki gözlemci birbirine baktığında birbirlerinin normalden yavaş/hızlı hareket ettiğini görebilir mi sorusu ise tam bir muamma. çünkü şu şekilde hayvan gibi bir paradoks vardır.

    eğer ışık hızında giderken uzay mekiğinin farlarını yakarsanız uzay mekiğinden çıkan ışık yine ışık hızında hareket eder hem de hem durağan hem hareketki gözlemci için.

    yani siz farları yaktığınızda ışığın sizi ışık hızı kadar fark atıp geçtiğini görürsünüz ama kenardan bakan gözlemci farınızı ve sizi aynı hızda görür.

    yani hızınız ne olursa olsun ışık hızı daima ama daima sabit hızda gözlemlenir.

    ekleme: kütlesi olan hiç bir şey ışık hızında seyahat edemez.

    daha önce bu konuda çok daha detaylı bir yazı yazmışım efendim buyrunuz link

    db editleri:

    otizmli çocuklara öğretmen kampanyası

    (bkz: ekşi sözlük'teki sansür)

    ekleme:db eklemelerine açığım arkadaşlar varsa istek yeşillendirin

  • 10 aralık 2016 beşiktaş patlamasıda canını yitiren daha 19 yaşında gencecik bir çocuk. ülkeyi yönetenlerin ona layık gördüğü isimsiz bir ölü değil o. bir ismi var, bir ailesi var, bir hikayesi var. hayatının baharında kopardılar onu bu hayattan. geçen sene tıp fakültesini kazanmıştı, büyüyüp doktor olacaktı. artık olamayacak.
    bu son 1 yılda patlamalarda hayatını kaybeden 2. tanıdığım oluyor. siz gerçekten de sadece tanımadığınız insanlar ölecek sanıyor olabilirsiniz, ama tanıdığınız insanlar da ölecek. alışmayın, alıştırmayın. öfkenizi azaltmayın.

  • margreht mitchell'in attan düşmesi sonucu sıkıntıdan oturup yazdığı kitaptan uyarlanan film.
    m.m zengin atlantalı bir aile kızıdır ve istirahat ederken böyle bir kitap yazmak aklına gelir hatta zenci dadısını karakter olarak kitaba koyar ve kitabı mgm'e yollar, önce cevap alamaz fakat mgm yöneticileri ile yüzyüze görüşmesi sonucu kitabı senaryolaştırma için ikna eder.
    ve ortaya muhteşem bir film çıkar.

  • kendi kendine tekrarlamalık, gün akışında kullanmalık replik sıçan, star wars'un en sağlam episodu'dur. bi' kaç baba darth vader repliği hariç geri kalan hepsi burada. imperial march burada, yoda burada. valla ne ararsan var. 32 yıl önce yayımlanmış bir filmi bilmem kaçıncı kez izlememe rağmen aldığım keyfi düşünecek olursak, vizyona girdiği dönemdeki bıraktığı etkiyi hayal bile edemiyorum.

  • kimi gerçekçi diyaloglara çıkış olabilecek düşüncedir.

    - boş zamanlarınızda kitap okumayın.
    - ya ne yapalım?
    - çocuk yapın.
    - ...
    - üçer beşer tane yapın.
    - meslek neydi abi senin?
    - özel bir ülkede başbakan olarak çalışıyorum.
    - bambaşkaymışsın.

  • bu gün dışarı çıktım, birkaç işim vardı. kalabalık bir sokakta 4-5 yaşlarında bir çocuk denk geldi, annesi birkaç metre ötedeki büfenin akbil sırasındaydı sanırım. çocuk yere çömelmişti, elindeki bir parça koli şeridini yere uzatıp sokaktaki diğer insanlara "atla" diye sesleniyordu. kimse üstünden atlamadı, sıra bana gelince ben atladım. arkamı dönünce gülümsedi, annesinin yanına koşup "abi atladı" dedi.

    siz de atlasaydınız ya ibneler, neyiniz eksilirdi?

  • öncelikle (bkz: #140710271)

    amk uçan sineği bile ekrem'den bilecekleri kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi.

    lan bu neyin kafası. adamlar ne yapsın. ellerinde havluyla akşama kadar sinek mi kovalasın?

    vay amk.